03.04.2017 Views

zeplin-karin-tidbeck

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Anne’nin içinden çıkan sıcak hava, üstünde bir bulut oluşturdu. Güneş ufukta alçalmıştı, ışığı<br />

Anne’nin gözlerinden görülenden çok daha kör ediciydi. Rak bir elini gözlerinin üstünde tutarak<br />

bacaklarını kapının kenarından aşağı sarkıttı ve ayakları çimene değince hayretle bir çığlık attı.<br />

Sayısız bıçak, ayak tabanlarına battı. Ayak parmaklarıyla çimenleri kavrayarak orada oturdu,<br />

gözlerini sıkı sıkı kapattı. Işık daha az acı vermeye başlayınca, gözlerini azıcık açtı ve ayağa kalktı.<br />

Anne’nin iki bacağının birleşme noktasındaki delik açıldı, Bacaklar çimlere uzandı, her biri Rak’ın<br />

kollarıyla kavrayabileceğinden daha kalındı. Onların ötesinde, her iki tarafta da daha fazla bacak<br />

gördü. Başını kaldırıp baktı. Arkasında, Anne’nin bedeninin oluşturduğu duvar yükseliyordu, Rak’ın<br />

kendi ağırlığının iki katından fazlaydı. Ötede, yukarıda gökyüzü vardı, mavi bir hiçlik, Anne’nin<br />

gözlerinden görünen kadar düz değildi ama derin ve sonsuzdu. Önünde, çayırlık upuzun uzanıyordu.<br />

Rak yanındaki devasa bacağa tutundu. Midesi buruldu, eğilip safra tükürdü. Göğsünde hiç geçmeyen<br />

sıcak bir şişlik vardı. Tekrar tükürdü ve çimenlerin üstünde diz çöktü.<br />

“Anne,” diye fısıldadı boşluğa. Bacağa yaslandı. Soğuk ve pürüzsüzdü. “Anne, lütfen.” Sürünerek<br />

Anne’nin bacağının altına girdi, vücuduna yaslanıp kıvrıldı, O’nun tanıdık misk kokusunu içine çekti.<br />

Tatlı bir çürüme kokusu da belli belirsiz hissediliyordu. Rak’ın göğsündeki düğüm kendini zorla<br />

boğazına doğru itince inledi.<br />

Rak sonunda uykuya daldı. Etrafında bacakların filizlendiğini, bedenin yılankavi bir şekil alarak<br />

uzanıp bölümlere ayrıldığını gördü rüyasında. Bacakların mükemmel uyumuyla çimlerde koştu, kaslar<br />

ve omurga uzayıp güçlendi. Gökyüzü artık korkunç değildi. Sıcak ışık bedenini okşuyordu.<br />

Uzaktan gelen bir patırtı sesi onu uyandırdı. Rak gerinip gözlerini ovuşturdu. Yanakları tuzdan<br />

kabuk kabuk olmuştu. Yan tarafını kaşıdı. Kaburgaları boyunca kaşınan çıkıntılı bir çizgi vardı. Onun<br />

yanında, Anne’nin bedeni artık misk gibi kokmuyordu; çürüme kokusu güçlenmişti. Sürünerek<br />

çimenlere çıktı ve ayağa kalktı. Gökyüzü kararmıştı, solgun bir küre boşlukta asılı duruyor, manzarayı<br />

yalın bir gri ve beyaza boyuyordu. Anne sessizce yatıyordu, upuzun uzanmıştı. Rak şimdi annenin<br />

kabuğunun gri ve oyuk oyuk olduğunu görüyordu, pek çok bacağından bazıları kırılmış ya da<br />

kaybolmuştu.<br />

Kasvetli ışıkta, pek çok bacağı olan uzun bir şekil yaklaştı. Yakına gelince, Rak bunun Anne’den<br />

çok daha küçük olduğunu gördü –Rak’ın boyundan belki üç ya da dört kat daha uzundu. Hiç<br />

kımıldamadan durdu. Diğeri birkaç metre ötede durdu. Gövdesinin ön kısmı ile bacakları ileri geri<br />

sallanarak şaha kalktı. Çene kemikleri takırdadı. Onun hareketlerindeki bir şeyler, Rak’ın karnında<br />

sıcak bir kıpırtıya yol açtı. Bir süre sonra arkasını döndü, yere jelatinimsi bir kese bıraktı. Yavaş<br />

yavaş geri çekildi.<br />

Rak keseye yaklaştı. Onun başı büyüklüğündeydi. İçinde bir sürü küçük şekil kıpırdanıp duruyordu.<br />

Karnı guruldadı. Rak dişleriyle keseyi yırtıp açarken, diğeri çeneleri takır takır sesler çıkararak<br />

oradan uzaklaştı. Kıpırdanan küçük şeyler, dilinin üstünde ekşi bir tat bıraktı. Hepsini yuttu.<br />

Doyana kadar yedi, daha sonra yanlarını kaşıyarak yere çömeldi. Kolları ve bacakları<br />

karıncalandı. Koşmak ve kaslarını esnetmek için duyduğu istek büyüyordu: koşmak ve hiç durmamak.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!