Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Hepsi buydu. Annem dönmedi.<br />
Sen bir babanın yapması gerekenleri yaptın. Okula gönderdin; yemek yaptın; birlikte televizyon<br />
izledik; ev ödevlerime yardım ettin. Bana hiç bağırmadın. Asla kötü davranmadın. İçmeye<br />
televizyonun yanındaki koltukta, usul usul başladın. Uzaklaştın ve tuhaf zamanlarda uyur oldun.<br />
Kendim için yemek yapmayı öğrendim.<br />
Uzun bir uçak yolculuğu yapmışım da zamanım şaşmış gibi hissediyorum. Güneş göğün çok alçak<br />
bir yerinde. Günbatımı sürüyor da sürüyor.<br />
- Viveka<br />
Selam baba.<br />
Sen sarhoş olurken benim neler yaptığımı belki bilmek istersin diye düşündüm. Bir keresinde<br />
Hörkarängen’de iki odalı bir pansiyona taşındık, çoğunlukla Maggie ile Björn’ün evinde vakit<br />
geçiriyordum. Onları görmek istemiyordun. Ya çalışıyordun ya da evde televizyon izleyip içiyordun.<br />
Bir akşam Maggie ile Björn’ün mutfağındaydım –akşam yemeğini yeni yemiştik– ve Maggie’ye<br />
seninle annemi sordum.<br />
“Aslına bakarsan nasıl olduğunu hatırlamıyorum,” dedi Maggie. “Diğerlerinden herhangi biriyle<br />
birlikte gelmemişti –Jester komününden ben, Björn ve Peter vardık, Eva ile Ingeborg<br />
Nyköping’dendi; Per-Arne Norrköping’dendi, Ingeborg’un FNL’den arkadaşıydı… ama annenin nasıl<br />
olup da oraya geldiğini hatırlamıyorum. Yine de en başından beri oradaydı, kesin. Çok özel biriydi.<br />
Bu bakımdan o ve baban iyi bir çifttiler bence. Kendi hallerinde olmayı severlerdi.”<br />
“Özel derken neyi kastediyorsun,” dedim.<br />
“Asla kendinden söz etmezdi. Yani, şahsi şeylerini anlatmazdı ya da fikir belirtmezdi. Orada<br />
olduğu tüm o yıllar boyunca, herhangi bir konuda ne düşündüğünü hiç öğrenemedim. Onun biraz çatlak<br />
olduğunu veya çok zor bir şey atlattığını düşünürdük, o yüzden bunun üzerinde pek durmazdık. Bir de<br />
nüfus kaydının olmaması meselesi vardı. Belki de kimliği koruma altındaydı. Belki tacizci bir<br />
kocadan kaçmıştı. Ben böyle düşünüyorum. Ama seni ve babanı neden bıraktı…” Maggie yanağımı<br />
okşadı, bir koluyla bana sarıldı. “Bu yaptığı çok boktan bir şeydi,” dedi. “Senin gibi bir çocuğum<br />
olsaydı, bir saniye bile bırakmazdım.”<br />
Maggie’nin rahatlatıcı, sigara ve sıcak tenden oluşan kokusunu içime çekerek sessizce oturdum.<br />
“Eskiden baban ne derdi biliyor musun,” dedi Maggie. “Annenin bir gün ormandan öylece çıkıp<br />
geldiğini söylerdi.”<br />
Az önce Maggie’yi aramaya çalıştım ama nedense telefon çekmiyor. Sesini duymak iyi olurdu.<br />
- Viveka<br />
Selam baba.<br />
Küçükken, camdan dışarı bakarak saatlerce oturabilirdim. Bu, belli bir müzik yüzünden, ya da<br />
alacakaranlık olduğu için veya ışığın belli bir açıyla gelmesi dolayısıyla olabilirdi. Göğsümde bir his<br />
vardı, bir kıpırtı. O zaman kelimelerle ifade edemiyordum. Ama oralarda bir yerde bir şeyler<br />
olduğunu biliyordum. Dünyada bir delik vardı. Ve oraya gitmeye dair bir özlem… Hâlâ o özlemi