03.04.2017 Views

zeplin-karin-tidbeck

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hayır. Bir iç çekme sesi. Özür dilerim. Sistemim tamir noktasının gerisine düştü.<br />

“Bu ne demek?”<br />

Elveda, kızım. Lütfen yeşil ışıklı çıkışları kullan.<br />

Tüpten Rak’ın burun deliğine aniden bir şey geldi. Alnında iğne gibi batan bir acı hissetti ve tüpü<br />

çekip çıkardı. Burnundan incecik bir kan sızdı. Koluyla sildi. Bir titreme hamağı salladı.<br />

Duvarlardaki ışık soldu. Birden her şey çok sessizleşti.<br />

“Anne?” dedi Rak üzüntüyle. Dışarıda bir şeyler farklıydı. Gözlerin birinden dışarı baktı. Dünya<br />

hareket etmiyordu.<br />

“Anne!” Rak tüpü tekrar burnuna soktu ama o durmayıp düştü ve kucağında hareketsiz kalakaldı.<br />

Kayarak hamaktan indi, kaskatı olmuş bacakların üstünde durdu. Anne’nin beyninin ambar kapağı hâlâ<br />

açıktı. Rak kendini çekip küçük alana çıktı. Kapkaranlık ve hareketsizdi. Duvarlarda hiçbir nabız<br />

hareketi yoktu.<br />

Rak, Anne’nin başından çıktı ve çocuk yuvası ile Karın’dan geçerek, uzun koridorlardan aşağı<br />

inmeye başladı. Duvardan, yemek için biraz mukus kazıdı ama tadı bozuktu. Gittikçe karanlık<br />

çöküyordu. Baş ile bedenin geri kalanı arasındaki yuvarlak levhanın etrafındaki yumrular hâlâ pırıl<br />

pırıl parlıyordu. Renkleri yeşile dönmüştü.<br />

Çocuk yuvasında, Baba karyolasında oturmuştu, göğsü belli belirsiz inip kalkıyordu.<br />

“Geldin işte,” dedi Rak yaklaşırken. “Gideli çok oldu.”<br />

“Ne oldu?” dedi Rak.<br />

Baba başını sağa sola salladı. “Hiçbir şey olmadı. Kesinlikle hiçbir şey.”<br />

“Anne hareket etmiyor,” dedi Rak. “Başını buldum, O benimle konuştu, yiyecek bulması için O’na<br />

yardım ettim ama tamir edilemeyeceğini söylüyor, şimdi de kımıldamıyor. Ne yapmam gerektiğini<br />

bilmiyorum.”<br />

Baba gözlerini kapattı. “Annemiz öldü,” diye fısıldadı. “Biz de O’nunla birlikte gideceğiz.”<br />

Arkasını döndü, kollarını duvara uzatıp kablo ve etten oluşan düğüme sarıldı. Rak onu orada<br />

bıraktı.<br />

Karın’da hava ağır ve bayattı. Bağırsak hareketlerini düzenleyen motor hareketsizdi. Rak’ın yere<br />

çarpan ayakları hayli yüksek bir gürültü çıkarıyordu. Odanın çevresinde işçiler duvarlar boyunca<br />

uzanmış, yarı yarıya eriyerek Anne’nin etine karışmıştı. Duvarlardaki Bacak erişim noktalarının hepsi<br />

açıktı; orada burada bir kol ya da bir baş çıkmıştı. Hap girişe yakın bir yerde yan yatmıştı. Bedeni<br />

cılızdı, kaburgaları derisinin altından tamamen seçilebiliyordu. Yere batmaya başlamıştı; Rak hâlâ<br />

yüzünün bir kısmını görebiliyordu. Gözleri, sadece çok yorgunmuş gibi, yarı yarıya kapalıydı.<br />

Rak geri dönüp koridora girdi, sırtını Baş’a döndü. Büzgen kasların hepsi gevşemiş, Karın’dan<br />

çıkan pis havayı ona doğru gönderiyor, Rak’ı ileri doğru emeklemeye zorluyordu. Son ışıltı da söndü.<br />

İleride yeşil bir pırıltı görene dek karanlıkta emekleyerek ilerledi. Yuvarlak levha hâlâ oradaydı. Bir<br />

dokunuşla kayarak yana doğru açıldı.<br />

İçeri giren hava soğuk ve keskindi, cildi acıtıyordu ama ferahlatıcıydı. Rak derin derin nefes aldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!