KubbealtıHakan Müminhakmumin@yahoo.grHer şey sanki yeniden yaratılacakmış gibi bir hisuyanır insanın içinde. Takvim yaprakları yenidenbirer birer zamana dökülüverecek ve “yeni” dediğimizyıl birden eskiyiverecek. Garip değil mi?.. Yeniolsa ne olur, eski olsa ne olur; yıl, yıldır. Yaşam devamediyor işte.2008’in son günlerinde keyfim pek yoktu. Kızımınaniden yüksek ateşinin çıkmasıyla birlikte doğruhastanenin yolunu tuttuk. İlk kez hastalanıyordukızım ve bizde bir telaş, bir panik anlatamam.Neyse ki, önemli bir şey değilmiş; boğazı iltihapkapmış. Yedi gün hastanede kaldık. Yeni yıla bir ikigün varken taburcu olduk.2008’den hafızamda kalan, tek hatırladığımolay bu. İnsan hastalığın yanında, yaşadığı güzellikleribirden unutuyor galiba. Oysa eş dostla geçirdiğimizgüzel günlerin anıları, tuttuğumuz balıklar,tatil anıları gibi sevinç dolu günleri hatırlamakvarken, ben kızımın hastalığını görüyorum 2008’inen önemli olayı olarak. Doğal karşılayın beni, ilkhastalığımız bu bizim.Neyse “kötü” biten bu yıl, geride kaldı. Yeniyıla girdik. 2009… Herkes birbirine iyi dileklerdebulunurken, haber ajansları sanki bu dileklerimiziyalanlıyordu; 2009’un ilk savaşı başlamıştı bile.İsrail, Filistinlileri bombalıyordu. Oysa ben birçokarkadaşıma mesaj göndermiştim; “2009’un tümdünyaya barış getirmesini dilerim” diye… Şaşkınşaşkın televizyona bakıyorum, ölenlerin masum,savunmasız çocuklar olduğunu öğreniyorum. Kahroluyorum,sonra… Ne yapabilirim ki?..Yeni yıla girerken…Şu işe bak diyorum kendi kendime. İnsanlıkcan çekişiyor. İnsanı insan yapan değerler galibayok olup gitmiş. Üç-beş çıkar için savaşmak… Aklamantığa aykırı. İsrail barışı sağlamak için vuruyormuş.Aslında onların hedefleri “terör”ü yok etmekmiş.Bak şu işe! Mekteplerin, camilerin bombalanmasıyla“terör” yok olacak!Anlam vermek gerçekten zor. Bence savunmasızinsanları öldürmek “terör”dür. Bunları düşünürken,diğer yandan da şu aklıma geliyor; komşuluk,yani komşuluğun anlamı ve günümüzdeki komşulukkavramı.Şimdi biraz barut kokusundan uzaklaşalım diyorumve yakınımızdakilerle olan ilişkilerimizi düşünelim;komşuluk ilişkilerimizi…Eskiden hem erkek için, hem de kadın için ailesindensonra en önemli şey komşuluktu. Çünkü oyıllarda insanlar iyi ve kötü günlerinde komşularındandestek alıp yaşamlarını sürdürdüler. Hastalıklaraberaberce üzülüp, düğünlerde ve bayramlarda dahep birlikte eğlenirlerdi.Ama günümüzde bu “birliktelik” maziye karışmışdurumda. Buna biraz açıklama getirecek olursak,şöyle diyebiliriz:Eskiden bir ailede erkeğin görevi, çalışıp evepara getirmekti. Kadının görevi ise ev işlerini yapıpçocuklara bakmaktı. Ama günümüzde artık birçokkadın, erkek gibi çalışıp para kazanıyor. Yani birkadın hem ev hanımı rolünü hem de iş kadınlığı20 <strong>Azınlık</strong>ça
olünü beraber yürütüyor. Aslında bu durum kadınlarınekonomik özgürlüklerini elde etmeleri açısındanolumlu, ancak komşuluk ilişkileri bakımındanolumsuz sonuçlar doğurduğunu savunanlarınolduğunu söyleyebiliriz.Belki de haklılar. Çalışan kadının sosyal yaşantısıiş hayatı dolayısıyla sınırlanmıştır. Kadın da erkekgibi sabah evden erken çıkar ve akşam evine gelir.Yemek, bulaşık derken biraz televizyon seyreder veuyur. Kısacası kadının yaşamı dört duvar arasındageçer. Aslında yalnız kadının hayatı değil çoğumuzunhayatı dört duvar arasında geçer. Ve dışarıdakiinsanlardan genellikle haber almakta, onlarla iletişimkurmakta güçlük çekeriz.Bir apartmanın aynı kapısından günde onlarcainsan girip çıkıyor, aynı merdivenleri kullanıyorlarama çoğu zaman bu insanlar birbirlerini tanımazlarbile. Sonuç olarak insanlar iyilik, dürüstlük, dostluklaberaber komşuluğu da unuttu diyebiliriz. Dolayısıyla,“komşuluk” kavramını yitirmiş bir dünyadanbarış beklenebilir mi?Yeni yıla girerken diye başlık attım, komşulukilişkileriyle yol aldı yazım. Zaman zaman böyle şeyleroluyor. İnsan konu dışına çıkıyor birden, isteristemez.Yeni yıl geldi, gidiyor da… Gönül isterdi ki,güzel şeylerden bahsedelim. Ama ne yazık ki, herşeygönlümüzün istediği şekilde gelişmiyor; paranındediği oluyor. Çıkarların ön planda olduğu birdünyada yaşıyoruz. Bu da değişir mi?.. Çok zorama, zamanla belki değişir. Umut işte!..www.azinlikca.netYeni yılın bu ilk yazısında hayaller kurmak isterdim;güzel hayaller… Sevgiden, barıştan söz etmekdileğimdi. Mavi bulutlarla, barut kokusundanuzak, uçurtmalarla dolu bir gökyüzü hayal edecektim.Ama Gazze’yi düşündükçe masum çocuklarlabirlikte benim de duygularım, hayallerim bombalandı.Ve bunları yazabildim 2009’daki bu ilk yazımda.Görüşmek üzere ve savaşsız, barış dolu bir dünyahayal edin bir sonraki yazıma kadar.<strong>Azınlık</strong>ça 21