AçılımHatice Salihaticesali@yahoo.grBindik bir alâmete gidiyoruz kıyameteYeni beklentiler, yeni umutlar ve yep yeni hayallerledolu yeni bir yıla merhaba dedik… Öncelikleyeni yılın sağlık, mutluluk, başarı ve tabi ki barışdolu bir yıl olmasını temenni ediyorum...2009’a girmemiz ile beraber şüphesiz biz üniversiteöğrencileri için eğitim yılının nasıl geçeceğindençok, artık nasıl biteceği merakla beklenir oldu.Grevler, tatiller derken ilk dönem sonunda kapıyıçaldı. Normal şartlar altında ocak ayının ikinci haftasıbaşlaması gereken sınavlar; ocak ayının sonunaertelendi. Bu duruma sevinmeli mi, üzülmeli mibilemiyorum. Ama bu tarihe kadar en azından grevesnasında yapamadığımız dersleri yapma imkanımızvardı, bu da biz öğrenciler için bir şanstı tabi ki.Kaçırdığımız derslere tekrar girebilecek ve sınavlaradaha iyi bir şekilde hazırlanmış olacaktık.Fakat geçen gün çıkan bir kararla bizim okul(Patra – Matematik) grevlere devam etme kararıaldı. Bu galiba sınavların ocak ayının sonunda bileolamayacağını gösteriyor. Daha tam olarak bilemiyoruzama aynı şekilde grevler devam ederse kaçırdığımızdersleri kolay kolay yakalayamayacağız gibiduruyor. Dönem içerisinde tamamlamamız gerekenders saatlerini dolduramazsak zaten sınavlara girmeşansımız da olmayacak. Grevler devam ederse – kiöyle gözüküyor (en azından kendi okulumda) -sene sonunda bizi çift sınav süreci birden bekliyor.Bu sanırım hiçbir öğrenci için iç açıcı bir durumdeğildir. Dönem sonunda zaten bir çoğumuz yeterincezorlanırken, böyle bir durum karşısında neyapacağımızı daha doğrusu neler yapabileceğimizişahsen cok merak ediyorum.Grevlere devam eden sadece bizim okul değiltabiî ki; bir çok arkadaşımdan duyduğum kadarıylahemen hemen bir çok üniversitede grevlerin devametmesi gündemde. Bu grevlerin suçunu başkalarınaatamayız elbette; çünkü grev olmasına karar verenyine biz öğrencileriz. Bir kişi istediği kadar karşıgelsin, çoğunluk ne karar verirse o sonuç hepimizinkararıdır; hangi yönde olursa olsun… Herşeyde birhayır vardır; bu da bizim için hayırlı olandır belkidiyebiliyorum sadece. Bekleyip görmekten başkabir şey gelmiyor artık elimizden. 2009’a yeni girdik,bu yüzden biz de her türlü sonuca hazır olmalıyız;yeni yıl hediyemizi henüz almadık çünkü…Bir de bilindiği gibi sene başından beri kitapsorunu vardı… Bir kaç üniversitenin ve bizim fakülteninöğrencileri en azından bu yönden birazşanslıydı. Henüz tüm kitapları almış olamasak dabazılarını grev kararı çıkmadan biraz önce almaşansımız oldu. Eksik kitaplar artık ne zaman elimizeulaşır, merakla bekliyoruz. Çünkü bazı okullardakitapların ne zaman verileceği bile henüz bilinmiyor;üniversite hayatı işte. Bu yaşadıklarımızda acısıylatatlısıyla bu hayatın cilveleri olmalı…Dönem başında bazıları üniversite hayatı ile ilkdefa tanıştılar ve daha ilk yılda böyle birşey ile karşılaşmayıbeklemiyorlardı belki; hiçbirimizin beklemediğigibi acıkçası. Yeni başlayanlar için hemşaşırtıcı bir süreç olurken, hem de ilk yıldan dahaokulları bir dönem uzamış olacak. Okullarını bitirmeyeyaklaşmış olanlar için ise daha da üzücü bir22 <strong>Azınlık</strong>ça
dönem olmalı. Belki bu dönem sonunda ellerinediplomalarını almayı beklerlerken, şimdi bir dönemdaha sabretmek zorunda kalacaklar… (Tabiîsadece varsayımlar üzerine konuşabiliyorum şu an,henüz kesin belirlenmiş bir karar yok ve daha tamolarak ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz.)Üniversite hayatının cilveleri olmalı demiştim,bu hayat ile tanışmamış ve belki de çok yakındatanışacak arkadaşlarımız için biraz bu cilvelerdenbahsetmek istiyorum: Her şeyiyle üniversite hayatıbir insanın kişiliğinin yerine oturmasında en büyükrol oynayan bir zaman süreci bence… Belki de birçok öğrenci ilk kez uzaklaşıyor ailesinden, arkadaşlarındanve doğup büyüdüğü yerlerden. Bu yüzdenayrılığın ilk günleri pek kolay olmuyor; geçen seneüniversite hayatının ilk günlerinde aynı zorluklarıbiz de bire bir yaşamış ve geri sayım için zor beklerolmuştuk. Bu yıl yeni gelen arkadaşlarımızda daaynı şeyleri görmek bizi şaşırtmamış ve böylelikleher öğrencinin her dönem başında aynı duygularıhissedeceğine iyice inanmış olduk.Ancak Patra, ailelerimize yakın bir şehir olmadığıiçin birkaç günlük tatilleri değerlendirme şansımızyoktu. İşte bu zaman içerisinde arkadaşlık çokönemli… Böyle bir anda birbirine destek olan arkadaşlıklarbir müddet sonra kardeşliğe dönüşüyorve artık evinin hasretine bir nebze de olsa alışmışoluyor insan. İşte o zaman hem okuluna hem yeniçevresine ve de yeni arkadaşlarına kendini daha çokyönlendirmiş oluyor. İşte böylelikle yeni bir şehirdeyeni bir hayatın ilk sayfasına ilk satırları karalamayabaşlıyor…Lise yılları gibisi yoktur, olamaz, derdim; şu angülümseyerek anımsadığım bir ablam ise, üniversitehayatı ile tanışınca sana bu sözünü hatırlatırım,derdi hep… Ne olursa olsun lise yılları boyuncainatla arkadaşlıklar olsun, liseyi bitirme sevinci olsun,bu heyecan gibisi olamaz derdim… Şimdi nedemek istediğini çok daha iyi anlıyorum. Gerçektende cok haklıymış, üniversitede arkadaşlık bile başkaoluyormuş. Çünkü hiçbirimizin yanında ailesi yokartık; başımız sıkıştığında, bir derdimiz, bir sorunumuzolduğunda koşup gittiğimiz yanımızdakiarkadaşımız oluyor. Tabiî ki onun da aynı şekilde…Bu da hem arkadaşlıkları kuvvetlendirmiş oluyor,hem de ailemizin ve sevdiklerimizin değerini bir katdaha fazla anlamamıza vesile oluyor sanırım.Uzak bir şehirde öğrenci olmak, ailelerin birazüzülmesine neden oluyor. Sık sık gelip gidilemediğiiçin hem özlem artıyor hem de tek başına oralardane yapar düşüncesi ağır basıyor. Fakat bence uzakbir yerde üniversite okumak, öğrenciler için belkide daha iyi. Çünkü zor bir anında pes edip geridönmek yerine, mücadele edip başarmak daha önplanda oluyor.Örneğin Patra`da bir öğrencinin zorlandığıbir durum oldu; gerek okul gerekse çevre ile ilgili;bunlardan bir anlığına bile uzaklaşmak istediğinifarzedelim. Bir kaç günlüğüne çok büyük bir sorunolmadığı sürece onca yolu göze alamaz. Ve herzorlandığında bunlarla uğraşmak yerine, zorlandığışeyin üstüne gidip bir müddet sonra bu tür sorunlarıaşmayı öğrenir.Bunu burada biz de yaşadığımız için rahatlıklasöyleyebiliyorum şimdi. İlk günlerde her şey zor geliyorve bu zorları yok edebilmek için kaçmak değilüstüne gitmek çözüm oluyor…Herkes uzak şehirlerde üniversite okusun demiyorumtabiî, sadece uzak bir şehirde de okumanında o kadar zor olmadığını ve aileler içinde o kadarmerak edilecek bir durum olmadığını dile getirmekistedim. Lise sonda birçok ailenin tek sorunu buoluyor çünkü; henüz lise bire giden ve şimdidenkara kara düşünmeye başlamış olan kendi kuzenimdende bunu çok iyi biliyorum… “Aman çocuğumüniversite sınavlarında yüksek puan tuttur da, yakınbir yere düşersin belki…” Neredeyse sene sonundaailelerden duyduğumuz tek söz bu. İstemediği birbölümü tutturup yakın bir kente düşeceğine, uzakbir kente düşsün, ama istediği bölümü gönül rahatlığıile okusun daha iyi bence.Biz şu an için bizi bekleyen sürprizlerin ne olduğunubilemezken, bu hayata merhaba dememişkardeşlerime, yaşadıklarımızdan ve yaşanan üniversitehayatından biraz bahsetmek istedim. Grevler,olaylar ya da uzak veya yakın farketmez, her şeyi ileyeni ve unutulmayacak mücadelelerin verildiği güzelbir maraton süreci diyorum, ayaklarının üstündesapasağlam durmasını çok iyi gösteren bir süreçaynı zamanda…<strong>Azınlık</strong>ça 23