myskilifeeylül-ekim_edergi

Kapadokya
Doğanın, tarihin, sanatın ve kültürün buluştuğu yer: Kapadokya
A unique place where nature, history, art and culture meet: Cappadocia
Türkiye’nin tam ortasındaki
muhteşem harikalar diyarına,
Kapadokya’ya hoş geldiniz.
İlgi alanlarınız ne olursa olsun
Kapadokya’yı sevmekten
kaçamazsınız, burası
Türkiye’nin en güzel ve
tarihi olarak en büyüleyici
yerlerinden biridir.
Welcome to Cappadocia,
the amazing wonderland
right in the middle of Turkey.
No matter what your interest is
you are bound to love
Cappadocia, one of the most
beautiful and historically
fascinating parts of Turkey.
1985 yılında UNESCO tarafından Dünya
Kültür Mirası listesine alınan “Göreme Doğal
ve Tarihi Milli Parkını”, açık hava müzelerini,
yeraltı şehirlerini, muhteşem görünümlü
vadilerini, kayadan oyma kilise ve evlerini,
tarihi konaklarını ve yörede ‘Taş Ormanlar’
denilen doğa harikası peribacalarını, kısacası
Anadolu bozkırının bu müstesna bölgesidir,
Nevşehir. Kapadokya, dünyada benzersiz bir
jeolojik formasyona sahip olmasının yanında
tarihi ve kültürel değerleriyle önemlikültür
ve inanç turizmi merkezlerindenbiri olma
özelliğini taşıyor. ‘Türkiye’ denilince yabancı
turistlerin aklına, genellikle deniz-güneşkum
üçlemesi canlanıyor. Oysa Kapadokya
daha farklı bir şeyler sunuyor turistlere.
Doğanın son derece cömert davrandığı
Kapadokya’nın dokusunu, dünyanın hiçbir
yerinde bulamazsınız. Kapadokya’nın
merkezi konumundaki Nevşehir’in en
belirgin özelliği, 282 bine ulaşan nüfusunun
birkaç misli büyüklüğünde ekonomik
hareket kabiliyetine sahip olmasıdır. Bu
kabiliyet de kendini turizm sektöründe
gösteriyor. Bu nüfusla her yıl 2 milyon turist
tarafından ziyaret ediliyor. Kapadokya’ya
bu tanınmışlığı sağlayan, yakın civarlarında
bulunan Erciyes ve Hasandağı gibi volkanik
dağların su ile olan ilişkisinden oluşan
kendine özgü yapısıdır. Bu doğal kaynaklı
oluşumlar, eşsiz jeolojik yapılar meydana
getiriyor. Bir yanda peribacaları, vadiler,
kanyonlar gibi tabiatın mucizelerine tanık
olurken, bir yandan
da bu jeolojik yapıyla insan aktivitelerinin
bir araya gelmesi sonucu oluşan insan
yerle¬şimlerini görüyoruz. Konutlar, yeraltı
şe¬hirleri, sığınma, savunma amaçlı yapılar,
gizli dini hareketleri barındıran yeraltı
manastırları gibi. Dinin baskı altında olduğu
dönemlerde gizli yapılmış olan manastırlar,
kiliseler sonraki dönemde jeolojik yapının
imkân vermesiyle insanların yine barınmak
için sığındıkları yapılara dönüşmüş.
Doğal oluşumun konut ve ibadet amaçlı
kullanılması, Hititlere kadar uzanıyor. Tüm
bunların oluşturduğu bir de kültürel yapı
var Nevşehir’de. Kiliselerde kullanılan
sanatsal değeri yüksek fresklerin, burada
yaşayan Hıristiyan din adamlarının, azizlerin
bölgeye katmış oldukları farklı bir anlam ve
değer var. Bunları bütünüyle düşünecek
olursak, ilimizin turizm potansiyelinde
kültürel öğeler ağır basıyor. İlginç jeolojik
oluşumlarla bir arada değerlendirildiğinde
de Kapadokya’nın gizemi daha iyi anlaşılıyor.
Bir bakıma doğanın usta elleriyle yonttuğu,
tarihin saklı sırlarını barındıran gizemli bir açık
hava müzesidir, Kapadokya. Antik dönemde
adı “Nyssa” olan Nevşehir, Osmanlı
İmparatorluğu zamanında “Muşkara” olarak
anıldı. Osmanlı Padişahı III. Ahmet’in damadı
ve sadrazamı olan İbrahim Paşa (1660-1730)
doğup büyüdüğü yer olan Nevşehir’e ilgi
gösterir. Ürgüp’e bağlı18 haneli küçük bir
köy olan Muşkara’da camiler, çeşmeler,
okullar, imaretler, hanlar ve hamamlar
yaptırır, adını da ‘Nevşehir’ olarak değiştirir.
Cappadocia is an exceptional region of
Anatolia steppe with its ‘’Goreme Natural
and Historic National Park’ appeared in
UNESCO’s World Heritage List, open air
museums, underground cities, wonderfullooking
valleys, rock-carved churches and
houses, historic mansions and wonder
of nature fairy chimneys which are called
‘’Stone Forests’’ by the locals. Cappadocia
has a unique geological formation in the
world along with historic and cultural
values and it is also one of the culture and
faith tourism centres. When the name of
‘Turkey’ is mentioned, sea-sun-sand trilogy
usually occurs to tourist’s minds. However,
Cappadocia offers very different things
for tourists. You cannot find the texture of
Cappadocia in other parts of the world
where nature extremely acts generously.
Nevsehir is in the centre of Cappadocia
with 282 thousand of population and the
most prominent feature of this city is that it
has an economic activity capability which
is several times larger than its population.
This capability shows itself in tourism
sector. It is visited by 2 million tourists every
year. Mount Erciyes and Hasandagi are
two volcanic mountains near Cappadocia,
providing its recognition because it has a
distinctive structure which was formed by
the relationship of the volcanic mountains
and water. These natural formations
generate unique geological structures.
On the one hand we witness the miracles
of nature like fairy chimneys, valleys and
canyons; on the other hand we see human
settlements as a result of this geological
structure and human activities. Dwellings,
underground cities, shelter, structures for
defence and underground monasteries,
hosting secret religious movements are
some of the examples. Monasteries and
churches were built secretly in the periods
that religion was under duress but in the
following period they were transformed
into human refuges because of the
suitability of the geological structure.
Using natural formations for housing and
faith goes back to the Hittites. There is a
cultural structure in Nevsehir based on
all of these effects. The frescos used in
churches have a high artistic value and the
Christian religious men and saints added
different meanings and value to the
region. If we consider all of these points,
cultural elements of our city outweighs in
the tourism potential. When interesting
geological formations are evaluated
together, the mystery of Cappadocia
makes more sense. In a way Cappadocia
is a mysterious open-air museum,
accommodating the hidden secrets of the
history which was sculptured by the skilled
hands of the nature. The name of Nevsehir
was ‘’Nyssa’’ in ancient times and it began
to be called ‘Muskara’ during Ottoman
Empire. Ottoman Sultan III Ahmet’s sonin-law
and the grand vizier Ibrahim Pasha
(1660-1730) became interested in Nevsehir
as he was born there. Mosques, fountains,
schools, imarets, houses and Turkish baths
were built under his orders in Musakara
which was a small village with 18 dwellings
belonged to Urgup and he also changed
the name of the place as ‘’Nevsehir’’.
EYLÜL/EKİM 2015
EYLÜL/EKİM 2015
14 SEPTEMBER/OCTOBER 2015 SEPTEMBER/OCTOBER 2015
15