muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Çünkü kilise, ilahi iradeyi temsil ediyordu ve yanılmıştı. Bu durum kilisenin siyasi hayat<br />
üzerindeki baskısından rahatsız olan Avrupa monarklarının başkaldırışına önemli bir sebep<br />
teşkil etmişti. Sonuçta Avrupalı yer<strong>el</strong> monarklarla kilise bir çatışmaya girdi. Artık yer<strong>el</strong><br />
monarklar, kendi denetimleri altındaki kilis<strong>el</strong>eri kurmaya giriştiler, İngiltere’de Anglikan ve<br />
Almanya’da Protestan kilis<strong>el</strong>eri gibi. Diğer yandan sıradan vatandaşın kiliseye karşı isyanı<br />
daha farklı boyuttaydı. Onun isyanı daha ziyade <strong>din</strong>i nit<strong>el</strong>ikteydi. O, kilisenin asli<br />
vazifesinden tamamen saptığını düşünüyordu. Halbuki kilise, yer<strong>el</strong> monarklar tarafından<br />
uygulanan zulmü dürüst ve korkusuz bir şekilde ortadan kaldırmaya çalışan bir yapıda<br />
olmalıydı. Ama Papa bundan tamamen uzaktı ve o, tam anlamıyla “varlıklı ve dünyevi bir<br />
prens haline g<strong>el</strong>mişti.” 26 Bu bağlamda Avrupa’da reformasyon hareketlerinin oluştuğu<br />
görülmektedir. Bu noktada da iki tür reformasyon ortaya çıkıyordu: birincisi; monarkların<br />
siyasi hakimiyet tem<strong>el</strong>indeki reformasyonu, ikincisi; halkın, Hz. İsa’nın eski tem<strong>el</strong> öğretisine<br />
dönerek bu baskıcı politikalardan kurtulmayı amaçlayan <strong>din</strong>i reformasyonu. 27 Bunun<br />
öncülüğünü de bir papaz olan Martin Luther yapıyordu. Ona göre, her Hıristiyanın kendi<br />
İncil’ine sahip olmasını sağlayacak tarzda bir kilise yapısı oluşturulmalı böylece bir<br />
Hıristiyan, kendi vicdanına göre <strong>din</strong>ini anlamalı, yorumlamalı ve hayatını şekillendirm<strong>el</strong>iydi.<br />
Bunun için de Roma Kilisesi’nin hakimiyeti yıkılmalıydı. 28<br />
Artık bundan sonra siyasi hakimiyet alanında Avrupa’da devletlerin mücad<strong>el</strong>esi ve<br />
buna bağlı olarak oluşan ulusal yurttaşlık kavramlarının mücad<strong>el</strong>esi başlamıştır 29 . Ancak bu<br />
noktada kilisenin siyasi anlayışını kendi hakimiyetleri altına alan yöneticilerin aşırılıkları,<br />
okların kendilerine dönm<strong>el</strong>erine sebebiyet vermiş ve bu da halklara dayanan siyasi<br />
ihtilallerin 30 meydana g<strong>el</strong>mesine sebebiyet vermiştir. Bu siyasi ihtilaller şu önemli sonuçları<br />
doğurmuştur:<br />
- “Amerika ve Fransa’daki devrim, ekonomik, toplumsal ve siyasal yönleriyle önce<br />
Avrupa’da sonra giderek tüm dünyada gen<strong>el</strong> bir karışıklık yaratan dirik ve patlayıcı güçleri<br />
açığa çıkardı. Bu ise globalleşme sürecini hızlandırdı.<br />
- Amerika ve Fransa’daki devrim, bireyin bilinçli bir biçimde siyasal g<strong>el</strong>eceğini<br />
değiştirebileceğini kanıtlayarak, g<strong>el</strong>eneks<strong>el</strong> hükümetin tem<strong>el</strong>lerini sarstı. Siyasal ilişkiden<br />
26 Sander, Siyasi Tarih, s. 84<br />
27 Sander, a.g.e., s. 85<br />
28 Sander, a.g.e., s. 85<br />
29 Sander, a.g.e., s. 144-145<br />
30 Fransız ve Amerikan ihtilalleri.