muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
unların <strong>din</strong>ini sormuştur. Abbas da Hz. Peygamber’in, kendisini Allah’ın gönderdiğini,<br />
Kayser ve Kisra’nın hazin<strong>el</strong>erinin kendisine açılacağını söylediğini b<strong>el</strong>irtmiştir. 170 Bu da Hz.<br />
Peygamber’in, başından beri siyasi bir projesi olduğunu göstermektedir. 171 Şimdi bu rivayetin<br />
kökenine inildiği zaman bunun, Ehl-i Sünnet ile Şia arasındaki imamet tartışmalarından<br />
kaynaklanan bir rivayet olduğu anlaşılmaktadır. Fakat burada bizim için önemli olan,<br />
Muhammedi Davetin, Kayser ve Kisra’nın hazin<strong>el</strong>eri üzerine bir devlet kurma hedefinde<br />
olduğudur. 172<br />
Cabiri’ye göre, “Afif rivayeti” tek değildir. Bu bağlamda, muht<strong>el</strong>if başlıklar altında,<br />
siyer kitaplarında bunun gibi nice rivayetler vardır. Mes<strong>el</strong>a, en meşhur rivayet; Hz.<br />
Peygamber’in Kureyş’i, Arapların ve Acemlerin kralları yapacak “La ilahe illallah”<br />
k<strong>el</strong>imesine çağırdığı rivayettir. Yine Hz. Peygamber, Mekke’yi fethettiğinde ümmetine Rum<br />
ve Farisilerin mülkünü vaat etmişti. Yahudiler ve münafıklar onunla dalga geçmişti. 173<br />
Muhammedi Davetin b<strong>el</strong>irlenmiş bir siyasi projesi olduğunu gösteren bu rivayetlere<br />
ilk bakıldığında, sanki Hz. Peygamber, salt bir kumandan ve hükümdar edasındaymış gibi<br />
görünür. Her şeyden önce Hz. Muhammed, bir peygamberdir ve Allah’ın vahyi doğrultusunda<br />
onun davetini insanlara ulaştıran bir <strong>el</strong>çidir. Bir peygamber olarak onun en önemli<br />
vazif<strong>el</strong>erinden biri de; bu davetin, insanlara ulaştırılacağı imkanların sağlanmasıdır ki bu<br />
davet yaşam imkanı bulabilsin. Dolayısıyla Cabiri, bu siyasi projenin, bu çerçevede<br />
oluşturulduğunu söylemektedir. Bu nedenle Muhammedi Davetle ilgili değerlendirm<strong>el</strong>erde bu<br />
husus, göz önünde bulundurulmalıdır. 174<br />
Cabiri’ye göre Hz. Muhammed’in davetini, müşrikler, yani; Kureyş’in ileri g<strong>el</strong>enleri,<br />
siyasi bir davet olarak görmüşlerdir. Bu nedenle ona karşı tavır almışlar, onu yok etmek için<br />
siyasi manevralar ve faaliyetler gerçekleştirmişlerdir. Çünkü bu davet, direk olarak onların<br />
siyasi otorit<strong>el</strong>erine ve bunu ayakta tutan iktisadi yaşam kaynaklarına saldırmaktadır.<br />
İnsanların bir Allah’a inanmaları ve aralarındaki ilişkinin adalet esasına göre düzenlenmesi<br />
demek, müşriklerin yok olması demektir. Bu nedenle Kureyş, Muhammedi Davete karşı sert<br />
170 bkz. Ebu’l-Hasan Ali İbnu’l-Esir, <strong>el</strong>-Kamil fi’t-Tarih, İdaretu’t-Tıbâ’ati’l-Mizaniyye, Mısır, h. 1349, C. 2, s.<br />
37<br />
171 Bu durumu şöyle anlamak daha doğru olabilir: Bu davet, insanları fıtratlarına uygun olarak ahlaklanmalarını<br />
inşa edecekleri bir görüşe çağırmaktadır. Buna icabet eden insanlar şahsiyetlerini mükemm<strong>el</strong> bir şekilde<br />
oluşturacaklar ve her alanda en ileri insanlar olacaklardır. Pek tabii ki böyle insanlar, siyasal açıdan Rum’un da<br />
Farisi’nin de hazin<strong>el</strong>erine ve mülküne hakim olacaktır. Bu perspektiften hareketle bu davete kısmen de olsa<br />
indirgemeci bir anlayışla yaklaşmak yanlış olacaktır.<br />
172 <strong>el</strong>-Cabiri, <strong>el</strong>-Akl, s. 57-58<br />
173 <strong>el</strong>-Cabiri, a.g.e., s. 58<br />
174 <strong>el</strong>-Cabiri, a.g.e., s. 59