muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Şeriyye dörttür: Kur’an, Sünnet, İcma ve Akıl’dır. Hepsi birbirini teyit eder ve tamamlar.<br />
Mes<strong>el</strong>a; Kur’ani olan aklidir. Akli olan da Kur’anidir. Bunun dışında herhangi bir açıklamaya<br />
girişmenin anlamı yoktur. 124<br />
Cabiri, İbn Hazm’ın bu çerçeveden hareketle Kur’an’ın açık bir kitap olduğunu ortaya<br />
koymasından sonra, Kur’an’ın anlaşılması bağlamında onu üç kısma ayırdığını b<strong>el</strong>irtir:<br />
1. Hiçbir açıklamaya ihtiyaç duymayan ayetler.<br />
2. Açıklamaya ihtiyacı olan ama bu açıklamayı bizzat Kur’an’ın içinde bulan ayetler.<br />
3. Açıklamaya ihtiyacı olup sünnetle açıklanan ayetler.<br />
Bu şekilde Kur’an’ı merkeze alarak edille-i şeriyyeyi Nisa 59’daki “İtaat” kavramı üzerine<br />
kurar. Buna göre Allah’a itaat Kur’an’a, Resul’e itaat Sünnet’e ve Ulu’l-emr’e itaat ise<br />
alimlere itaattir. Alimlerden kasıt ise İcma’dır. Dördüncü asıl olan akıl ise, onun fıkıh<br />
anlayışında “D<strong>el</strong>il” ismini alır. D<strong>el</strong>il bu üç asla dayanır. Bu, fıkhi illete dayalı kıyas şeklinde<br />
değil, bilakis, mantıki yaklaşımlara dayanan bir şekilde ortaya çıkar. Bu mantıki yaklaşımlar<br />
olarak zikredilen şeyler de evrens<strong>el</strong> akla dayalı olarak çıkarılan mantık kurallarıdır. 125 Cabiri,<br />
İbn Hazm’a göre dil ve mantığın ayrı olduğunu b<strong>el</strong>irtir. Dil, konuşma, duyma ve okumayla<br />
ilgilidir. Fakat mantık, düşünmenin bir disiplin altına alınmasını sağlar. Dolayısıyla akli ve<br />
<strong>din</strong>i ilimlerin öğrenilmesinde mantık gereklidir. Fakat Cabiri, İbn Hazm’ın, Müslüman<br />
dünyada mantığa hak ettiği değerin verilmediği görüşünde olduğunu b<strong>el</strong>irtir. Bunu yapanlar<br />
da bizatihi k<strong>el</strong>amcılar, fıkıhçılar ve mantıkçılardır. Onlar, mantığı Arapça dahilinde<br />
kurallarına uygun olarak aktaramamışlardır. Bu nedenle Cabiri, “İbn Hazm, mantığı<br />
Arapçalaştırma projesine girişir” demektedir. 126<br />
Cabiri’ye göre İbn Hazm’ın mantık açısından diğer bir önemli yanı da taklidi kesin bir<br />
şekilde reddetmesidir. Ona göre taklit, haramdır. Hiçbir kimse, gerek mezhep imamı olsun<br />
gerekse de herhangi bir müftü olsun, hiçbir kimseyi taklit edemez. Bunun ne akılda ne<br />
Kur’an’da ne Sünnet’te ne de başka bir çerçevede yeri vardır. Buradan hareketle Cabiri, İbn<br />
124 <strong>el</strong>-Cabiri, a.g.e., s. 304<br />
125 bkz. Ebu Muhammed Ali İbn Hazm, <strong>el</strong>-İhkam fi Usuli’l-Ahkam, Matbaatu’s-Saade, Mısır, h. 1345, C. 1, s. 71<br />
v.d.<br />
126 <strong>el</strong>-Cabiri, Tekvin, s. 304-306