24.10.2014 Views

muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - Düşünce Tarihi

muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - Düşünce Tarihi

muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - Düşünce Tarihi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sıyrılan halktır. Buna binaen otoritenin meşruiyetinin tesis edilmesi ancak toplumun faydası<br />

üzerine olacaktır. 144<br />

Cabiri, bu noktada, Badie’nin “bütün Müslüman ülk<strong>el</strong>erde böyle bir ayrım<br />

gerçekleşmemiştir” fikrini nakleder. Bu durum, hala günümüzde etkinliğini sürdürmektedir.<br />

Buralarda monark devlettir. Devlet de monarktır. İşte bu noktada, kilise gibi bir kurum<br />

olmadığı için, bu ayrımın gerçekleşebileceği bir alan doğamamış ve halk üçüncü bir otorite<br />

olarak ortaya çıkamamıştır. Buna binaen çağımızda kurulan yeni Müslüman devletler, batıdan<br />

bu saha ilgili bilgileri ve sistemleri ithal etmişlerdir. Fakat gerekli altyapı olmadığından<br />

meydana g<strong>el</strong>en başarısızlıklar, bu devletleri yöneten idar<strong>el</strong>er üzerinde itirazların yüks<strong>el</strong>mesine<br />

ve çağdaş İslamcı uyanış hareketlerinin doğuşuna neden olmuştur. 145<br />

Ayrıca Cabiri, Müslüman toplumların bu bağlamda g<strong>el</strong>işme gösteremem<strong>el</strong>erinin<br />

tem<strong>el</strong>inde, her ne kadar iç saikler etkin olsa da dış saiklerin de hesaba katılmasının<br />

gerekliliğini vurgular. Sözün özüyle bu dış saik, yayılmacı Batı sömürgeciliğidir. Çünkü onun<br />

g<strong>el</strong>işmiş ve sömürgeci sistemi; bastırılmış ve ekonomik anlamda geri bırakılmış pazar<br />

durumundaki üçüncü dünya ülk<strong>el</strong>erine dayanmaktadır. Dolayısıyla Müslüman toplumların<br />

g<strong>el</strong>işm<strong>el</strong>erinin önündeki tıkanıklık, sadece mazide değil günümüzün global yapısında da<br />

aranmalıdır.<br />

Cabiri; Avrupa’da siyasi alanın doğuşunda; kilise ile monark arasında geçen<br />

mücad<strong>el</strong>ede, otoriteyi ilahi bir hak olarak görm<strong>el</strong>erinin ve tek<strong>el</strong>lerine almaya çalışmalarının<br />

etkin olduğunu savunan fikre karşıdır. Ona göre bu alanı doğuran, bizatihi toplumsal sözleşme<br />

fikridir. Buna binaen bu sözleşmenin çıkışının; Avrupa’nın kapitalist bir tecrübe yaşaması<br />

sonucu doğan iki toplumsal yapıyla eş zamanlı oluşu da önemli bir noktayı göstermektedir.<br />

Bu nokta da; alt-üst sınıf çatışmalarının bu alanın ortaya çıkmasında daha etkin olmasıdır.<br />

Halbuki Müslüman ülk<strong>el</strong>erin de aralarında zikredildiği üçüncü dünya ülk<strong>el</strong>erinde böyle bir<br />

tecrübe yaşanmamıştır ve toplum bir bütün olarak t<strong>el</strong>akki edilmiştir. 146<br />

1. 2. Batı ile Doğu Tecrüb<strong>el</strong>erinin Karşılaştırması<br />

Cabiri’ye göre, Batının göstermiş olduğu ilerleme ve dünya hakimiyetini <strong>el</strong>e<br />

geçirmesi; Doğunun, bu ilerleme ve hakim duruma g<strong>el</strong>meyi sağlayan altyapıyı inc<strong>el</strong>eme ve<br />

144 Ayrıca bu noktada İslam’ın da bu tecrübenin yaşanmasında, itici bir dış güç olduğu gerçeği göz önünde<br />

bulundurulmalıdır.<br />

145 <strong>el</strong>-Cabiri, <strong>el</strong>-Akl, s. 17-18<br />

146 <strong>el</strong>-Cabiri, <strong>el</strong>-Akl, s. 19-20

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!