24.10.2014 Views

muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - Düşünce Tarihi

muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - Düşünce Tarihi

muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - Düşünce Tarihi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yapısıyla anlıyor, yorumluyor ve uyguluyorlardı. 79 Dolayısıyla bu yapının içerisinde,<br />

Kur’an’dan önceki döneminde, çevr<strong>el</strong>endiği kadim mirastan etkiler vardı. Tabi Kur’an,<br />

bunlara büyük bir açılım sağlayınca büyük bir hızla yayılmaya başladılar. Yayıldıkları<br />

toplumlardaki kadim mirasın köklü ve güçlü bir şekliyle karşılaşınca Kur’an üzerinde daha<br />

çok durmaları gerekiyordu. Zira Kur’an, onların otorit<strong>el</strong>erinin kaynağıydı. Buna binaen bu<br />

alanda meydana g<strong>el</strong>en boşluğu doldurmak için ister istemez bu kadim mirasın<br />

argümanlarından faydalanmak durumunda kaldılar. 80<br />

Cabiri, İslam’ın yayıldığı coğrafyada, İslam ile kadim mirasın arasında bir çatışmanın<br />

olduğunu vurgular. Bu noktada Arap Beyan’ı, resmi ideolojisinin sebebi olan İslam ve<br />

dolayısıyla da devletinin hakimiyetini ortadan kaldırmaya niyetli olan kadim mirasa karşı<br />

savaşıyordu. 81<br />

Konumuz açısından İsrailiyyatı ird<strong>el</strong>eyen Cabiri, şu durumun ortaya çıktığını söyler:<br />

İsrailiyyat; Tevrat ve Talmut’un gayb, cennet ve cehennem haberleri noktasında, Arap <strong>din</strong>i<br />

rasyonalitesi dahilinde Arap-İslami kültürüne geniş bir şekilde sızmıştır. Bu sızıntı, akli bir<br />

şekilde değil nakli bir şekilde gerçekleşmiştir. Bu hususlar, Kur’an’daki mücm<strong>el</strong> ifad<strong>el</strong>eri<br />

açıklamak için kullanılmıştır. İsrailiyyat, bu bağlamda, Arap <strong>din</strong>i düşüncesine bu dünya ile öte<br />

dünyanın tarihini sunmuştur. Bu da akidevi anlamda İsrailiyyatın Arap <strong>din</strong>i düşüncesine<br />

karıştığı anlamına g<strong>el</strong>ir. Bu noktada şu da ilginçtir; İsrailiyyat Arap-İslami kültürüne nakil<br />

yoluyla girerken kendisini akli olarak sunmuştur. 82<br />

Mecusi ve Maniheistlerin İslami toplum içerisindeki tarihs<strong>el</strong> durumları ise <strong>din</strong> ve<br />

devlet olarak İslam’a karşı takındıkları tavır açısından ird<strong>el</strong>enmesi gerekir. Mecusiler, bir<br />

köşeye çekilm<strong>el</strong>eri ve İslam’a karşı bir faaliyet içerisine girmem<strong>el</strong>eri sebebiyle bir azınlık<br />

olarak, İslami toplumun kendilerine sunmuş olduğu imkanlardan faydalanmışlardır. Fakat<br />

Maniheistler, aksine davranmışlar ve bir azınlık olmayı kabul etmemişlerdir. Eski İran<br />

kültürünün, İslami toplum içerisinde etkinliğini artırmak için <strong>din</strong>i ve siyasi bir mücad<strong>el</strong>eye<br />

girişmişlerdir. Bu noktada milliyetçi bir hareket şeklinde kültür<strong>el</strong> faaliyetlere girişmişler ve<br />

ışık hızıyla yayılan yeni Arap-İslami kültürünü taklit etmek yerine, İran kültürünü ihya etmek<br />

için çalışmışlardır. Bu bağlamda, eski İran kültürünün kitaplarını, tercüme etme yoluyla<br />

insanlar arasında yaymaya çalışmışlardır. Bu açıklamalardan sonra Cabiri, şu tespiti yapar:<br />

79 Her ne kadar Kur’an, bu yapının bir çok yanlış noktasını ilga etmiş olsa da…<br />

80 <strong>el</strong>-Cabiri, Tekvin, s. 142<br />

81 <strong>el</strong>-Cabiri, a.g.e., s. 144<br />

82 <strong>el</strong>-Cabiri, Tekvin, s. 147-148

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!