muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ürünmüş düşünce, akide ve hikay<strong>el</strong>erle karışmıştır. Bu bağlamda irfaniler, ulaşmak<br />
istedikleri hakikatin, nassların zahirinin ardında yattığını düşünmektedirler. 115<br />
3. Burhani Sistem: F<strong>el</strong>sefi ve akli ilimlerin d<strong>el</strong>iline dayanan sistem. 116 Yani, istidlale<br />
dayanan çıkarımsal bir bilgis<strong>el</strong> sistemdir. Bu sistemin ilmi ve f<strong>el</strong>sefi çerçevesi, Arap-İslami<br />
kültürüne, tercüme faaliyetleri sayesinde kazandırılmıştır. Bu tercüm<strong>el</strong>erdeki en büyük payı<br />
öz<strong>el</strong>likle Aristo’nun kitapları alır. Bu sistem, irfani sisteme karşı savaşan Beyani sisteme<br />
yardımcı olması amacıyla oluşturulmuştur. Beyani sistem ile burhani sistem arasındaki ilişki,<br />
öz<strong>el</strong>likle Nahiv ve Mantık ilimlerinin metotları çerçevesinde ortaya çıkar. 117<br />
Doğu Müslüman dünyasındaki konumuz bağlamında gösterdiği g<strong>el</strong>işm<strong>el</strong>er, gen<strong>el</strong><br />
itibariyle Cabiri tarafından bu şekilde ortaya konulmuştur. Diğer taraftan Batı Müslüman<br />
dünyasına 118 bakılacak olursa, Cabiri, bu bağlamda şöyle düşünür: Bu dünyayı öne çıkaran ve<br />
ona özgünlüğünü kazandıran İbn Hazm’ın 119 başlattığı düşünce sistemidir. Cabiri, İbn<br />
Hazm’ın gen<strong>el</strong> olarak <strong>din</strong>i düşüncesini şu şekilde özetler: Ona göre, Allah’ın <strong>din</strong>i açık ve<br />
seçiktir. Onda hiçbir sır, gizlilik ve Batıni içerik bulunmaz. Onun <strong>din</strong>inde bu şekil çerçev<strong>el</strong>er<br />
olduğunu iddia eden kims<strong>el</strong>er <strong>din</strong>i parçalayan insanlardır. Hz. Resulullah, <strong>din</strong>den hiçbir şeyi<br />
gizli bırakmamıştır. Herhangi bir kimsenin gerek neseben olsun gerekse de başka bir şekilde<br />
olsun <strong>din</strong>de hiçbir şekilde ayrıcalıklı bir yeri yoktur. Şeriat, son derece açıktır ve onda, her<br />
hangi bir gizem ve sembolizm olduğunu söyleyen de kafirdir. Cabiri, İbn Hazm’ın bu şekilde<br />
Zahiri siyasi ve ideolojik bakış açısını ortaya koyduğunu, Batınilik ve Tasavvuf’u reddettiğini<br />
söyler. Siyasi ve ideolojik bir bakış açısı denmesi yerindedir çünkü bu bakış açısı, Sünni <strong>din</strong>i<br />
anlayıştan hareketle değil kültür<strong>el</strong> ve siyasi gruplaşma açısından ortaya konmuştur. Çünkü İbn<br />
Hazm, Emevilerin ön saflarında mücad<strong>el</strong>e eden ve onların devletlerine önemli hizmetlerde<br />
bulunan bir şahsiyettir. Bu nedenle doğudaki Emevi devletini Şiiler ve İranlılar yıktıkları için<br />
İbn Hazm’ın bu şekil bir anlayışa sahip olması anlaşılabilir. Ayrıca bu noktada İbn Hazm’ın<br />
Emevilerin düşmanlarına karşı fikri altyapıyı hazırlaması onun önemini daha da artırmaktadır.<br />
Bu b<strong>el</strong>irlem<strong>el</strong>erden hareketle Emevilerin siyasi hasımlarıyla sonuna kadar mücad<strong>el</strong>e etmiştir.<br />
Bu bağlamda Cabiri’ye göre, İbn Hazm’ın ilmi sahada ortaya koymuş olduğu şeyler, onun<br />
115 <strong>el</strong>-Cabiri, Bünye, s. 557<br />
116 <strong>el</strong>-Cabiri, Tekvin, s. 254<br />
117 <strong>el</strong>-Cabiri, Bünye, s. 557<br />
118 Cabiri’nin söylemine bakıldığı zaman, açık olmasa da, böyle bir ayrımın olduğu görülecektir. Yani, Doğu ve<br />
Batı Müslüman Dünyaları. Bu konuda geniş bilgi için bkz. M. A. <strong>el</strong>-Cabiri, <strong>el</strong>-Mağribu’l-Muasır, ed-Daru’l-<br />
Beyda, Ekim, 1998, s. 45-50<br />
119 h. 384-456