muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
muhammed abid el-cabiri'nin eserlerinde din ... - DüÅünce Tarihi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ulduğudur. Daha gen<strong>el</strong> bir ifadeyle, <strong>din</strong> ve siyaset arasındaki ilişkinin nasıl cereyan ettiğidir.<br />
Bu açıdan bu önemli konu, Faslı düşünür Muhammed Abid <strong>el</strong>-Cabiri’nin <strong>eserlerinde</strong>n<br />
yararlanılarak tahlil edilecektir.<br />
Bu noktada akla şöyle bir soru g<strong>el</strong>ebilir: “Ne alakası var insanın Sünnetullah’a uyması<br />
ile <strong>din</strong>-siyaset arasındaki ilişkinin?”. Konunun aslına bakılırsa o, tam bu noktayla direk<br />
bağlantılı, daha güz<strong>el</strong> bir ifadeyle, işin nirengi noktası burası. Esasında yukarıda zikredilen<br />
ayet-i kerim<strong>el</strong>er, insan psikolojisinin çözümlenmesiyle derinden ilişkili. Yani; insanlığın<br />
başını ağrıtan bu tem<strong>el</strong> mes<strong>el</strong>enin anlaşılmasının tem<strong>el</strong>i, insan psikolojisini kavramakla<br />
mümkündür. Bu hususta bireyi tem<strong>el</strong> alan Kur’an’ın ifad<strong>el</strong>eri de çok önemlidir. Çünkü<br />
toplumsal sorunlar, onun tem<strong>el</strong>i olan insan anlaşılmadan çözülemez.<br />
Din ve siyaset arasındaki ilişki; insanlık hayatında nasıl tezahür etmiş, önce bunu<br />
psikolojik tem<strong>el</strong>li olarak <strong>el</strong>e almak gerekir. İnsanın içs<strong>el</strong> dünyasında ilginç bir hükmetme güdüsü<br />
vardır. Yani, kendisinden gayrısına otoritesini kabul ettirmek ve onları istediği gibi<br />
yönlendirmek. Böylece egosunu tatmin etmek. Tamam, toplumsal hayatın sürdürülebilmesi ve<br />
bir düzen sağlanabilmesi için insanları, kanunlar ve kaid<strong>el</strong>er dahilinde gayet insani bir orijinle<br />
yönetmek gerekir. Zira siyaset bilimciler tarafından da siyaset; “insanları yönetme sanatı” olarak<br />
tarif edilmektedir. 2 Egoyu tatminle bu, kastedilmemektedir. Aksine bununla, hiçbir sınır<br />
tanımayan ve gayr-i ahlaki vehimler altında vuku bulan durumlar ifade edilmek istenmektedir.<br />
Zira bu zihni yapılanım ilahlık iddia etmeye kadar varabilmektedir. Öyle ki bu anlayışı, kendi<br />
ontolojisini kendisinin yaratma gayretinde olduğu iddiasında bulunan; batı dünyasındaki<br />
pozitivizm gibi akımların ve eski Mısır firavunlarının yapısal karakterinde biraz ird<strong>el</strong>edikten<br />
sonra çok rahatlıkla görebiliriz.<br />
Bu hususta tem<strong>el</strong> hareket noktası; “insanın hevasını ilah e<strong>din</strong>mesi”ni 3 konu eden, bu<br />
davranışı kınayan ve bunu kesinlikle reddeden ayetler silsilesidir. Bunu siyaset alanına<br />
uyguladığımız zaman şunu görürüz; insanları, kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmak ve<br />
hegemonyası altına sokmak için <strong>el</strong>inden g<strong>el</strong>en her şeyi yapmak. Çünkü bu, artık onun amacı<br />
olmuştur. Bu anlayışı güz<strong>el</strong> bir şekilde İtalyan Machiav<strong>el</strong>li özetlemiştir: “Amaca ulaşmak için<br />
2 Esat Çam, Siyaset Bilimine Giriş, Der yay., İstanbul, 2000, s. 11; Hüseyin Atay ve arkadaşları, Arapça-Türkçe<br />
Büyük Lügat, Hilal Mat., Ankara, C. 1-2, s. 1055; Mustafa Nihat Özön, Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük,<br />
İstanbul, İnkılap Kit., Ekim, 1959, s. 648; Abdullah Yeğin ve arkadaşları, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük<br />
Lügat, Türdav, İstanbul, Aralık, 1978, C. 2, s. 1372<br />
3 bkz. Furkan 25/43, Casiye 45/23