Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı: 360<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
14 Nisan<br />
2013<br />
Ders: Neden Feda -1<br />
Merhaba Devrimci Okul okurları.<br />
Bu haftaki dersimizde özellikle 2000’li<br />
yılların başından itibaren öne çıkan<br />
Feda konusunu işleyeceğiz.<br />
Neden Feda<br />
Çünkü; emperyalizmin halklara<br />
yaşattığı zulmün bitmesinin vakti geldi<br />
çoktan.<br />
Çünkü; adalet istiyoruz.<br />
Çünkü; halkımızın kurtuluşunun<br />
silahlı mücadeleyle olacağını biliyoruz.<br />
Bu söz üzerine belki kimileri “Biz de<br />
silahlı mücadeleyi savunuyoruz ama fedaya<br />
karşıyız” diyebilir, diyecektir de.<br />
Hayır, savunmuyorlar. Savunulan<br />
tarihin hayatın içinde bir<br />
gerçekliği olmalıdır.<br />
Silahın halkların tek kurtuluşunun<br />
olduğunu bilmek<br />
yeterli değildir. O silahı kullanma<br />
gücünü yenileyerek<br />
kendini şartlara, koşullara<br />
göre şekillendirerek arttırmak<br />
zorunludur. Savaşlar durağan bir<br />
olgu değildir. Yüzlerce yıldır halkların<br />
en önemli okullarıdır savaşlar.<br />
Atılan her adım, her politika, strateji<br />
taktikler, yaratılan her silah, değişen<br />
koşullara göre kendini yeniliyor. Savaşta<br />
bir taraf olarak varlığını sürdürmek<br />
isteyen, savaşma gücünü diri<br />
tutmak için olanak ve imkanları yaratıcı<br />
bir tarzda kullanmak zorundadır.<br />
Bugün tartışılan feda eylemleri de bu<br />
gücün halklar cephesinden geldiği<br />
son noktadır. Hem politik-ideolojik<br />
özüyle hem aldığı biçim yanıyla bir silahtır<br />
feda.<br />
Clausewitz’in savaş için söylediği<br />
“Siyasetin farklı araçlarla sürdürülmesi”<br />
sözlerini Mao biraz daha açarak<br />
şöyle ifade etmiştir: “Siyaset alışıldık<br />
yöntemlerle devam ettirilemediği<br />
belirli bir aşamadan öteye geçemediğinde,<br />
yoldaki engelleri ortadan<br />
kaldırmak üzere savaş çıkar.” (1)<br />
Bu tanımdan yola çıkarak fedayı<br />
şöyle tanımlamak yanlış olmayacak-<br />
Ölmeyi ve Öldürmeyi<br />
Göze Alanların<br />
Karşısında Durabilecek<br />
Hiçbir Güç Yoktur<br />
tır: “Savaşın bilindik<br />
araçlarla sürdürülemediği<br />
koşullarda<br />
yoldaki<br />
engelleri ortadan<br />
kaldırmak için<br />
halkların yarattığı<br />
en güçlü silahtır.”<br />
Fedanın kaldıracağı engelin ne olduğunu<br />
anlamak için nasıl bir dünyada<br />
yaşadığımıza bakmak yeterlidir.<br />
Emperyalizmin, siyonizmin ve faşist<br />
diktatörlüklerin halklara hangi silahlarla,<br />
hangi amaçlarla saldırdığına<br />
bakmak yeterlidir.<br />
Yüzlerce yıllık iktidar deneyimiyle<br />
savaşan bir düşmana sahibiz. Bilimin,<br />
teknolojinin, sermayenin, sahip<br />
olduğu tüm güçleri halklara karşı bir<br />
saldırı silahına çeviriyorlar.<br />
Bulundukları karargahlarından bir<br />
tek butona basarak onlarca füzeyi, roketi,<br />
bombayı düşman ilan ettikleri ülkelerin<br />
üzerine yağdırıyorlar.<br />
Uydu alıcılarıyla sokak sokak, ev<br />
ev gözetliyorlar, kameralarla adım<br />
adım izliyorlar.<br />
İsmini dahi telaffuz edemediğimiz<br />
tankları, uçakları, silahları, bombaları,<br />
patriotları, gece görüşlü insansız<br />
hava araçlarıyla saldırıyorlar. Her gün<br />
televizyonlarda, gazetelerde, bunlarla<br />
güç gösterisi yapıyorlar. Düşman<br />
ilan ettikleri dünyanın dört bir yanında<br />
nokta atışlarıyla öldürüyor ya da işkence<br />
uçaklarında topluyorlar.<br />
Silahların türleri, teknolojik boyutları<br />
değişse de bu devasa dengesizlik<br />
bugüne özgü bir durum değil. Ezilen<br />
halklar tarihin hiçbir döneminde düşmanı<br />
olan egemenlerden fiziki olarak<br />
daha güçlü bir silaha sahip olmadı.<br />
Bugün gerek bu silah gücünün<br />
varlığıyla yapılan güç gösterisi, gerekse<br />
de bunları halklar üzerinde<br />
kullanırken sadece “düşmanı imha<br />
etme” amacının olmaması fedayı yaratan<br />
nedenlerin başında gelir.<br />
Emperyalizm korkuyu silah olarak<br />
kullanıyor. Gücünü tüm ahlaki, insani<br />
değerleri yerle bir ederek, pervasızca<br />
saldırarak gösteriyor halklara. Amaç<br />
sindirmektir, susturmaktır, çaresiz bırakmaktır.<br />
Direnemez, savaşamaz<br />
hale getirmektir.<br />
İşgal edilen ülkelerdeki talanın,<br />
yağmanın, işkencenin zulmün yeni<br />
yöntemlerine bakın.<br />
Libya’da Kaddafi’nin nasıl katledildiğine<br />
bakın.<br />
Irak’ta, Guantanomo’daki işkence<br />
görüntülerine bakın.<br />
19 Aralık’a bakın. Katliam için<br />
kullanılan askeri-mühimmat sayısında<br />
katliam anında yaşananların amacı<br />
yalnızca tutsakları ele geçirmek -ölü ya<br />
da diri- değildi. Kimyasal gazlarla katledildi<br />
insanlarımız, diri diri yakıldı.<br />
Benzinli battaniyeleri “kurtarmak için”<br />
ateş ortasındakilere attılar, yoldaşlarını<br />
kurtarmak için bedenini<br />
tutuşturana kurşun yağdırdılar.<br />
Onlarca gün aç olan direnişçilere<br />
tazyikli su sıktılar.<br />
Fedayı ortaya çıkaran bu<br />
koşullardır işte. Oligarşinin,<br />
emperyalizmin kendi iradesini<br />
halklar üzerinde yarattığı korku,<br />
dehşet ve sindirme operasyonlarıyla kabul<br />
ettirmek istediği bu dünyanın yarattığı<br />
sonuçtur feda. Feda, onu ortaya<br />
çıkaran koşullar doğru tahlil<br />
edilmeden anlaşılamaz.<br />
Güç İnsandır!<br />
Halkların tarihi krallara, beylere, tiranlara,<br />
padişahlara, emperyalizme karşı<br />
direnişlerle yazıldı. Nasıl bir cendere<br />
olursa olsun, zulmün zorbalığın en boyutlu<br />
olduğu dönemlerde dahi savaşmaktan<br />
vazgeçmedi halklar. Brecht’in<br />
“Adaletsizlik yaşlanmaz, adaletse<br />
bakidir” sözünün onaylarcasına adaletsizliğin<br />
olduğu her yerde ayaklandı,<br />
sesini yükseltti, kıyama girişti. Hepsinde<br />
de silahının gücü düşmanlarından daha<br />
azdı. Nitelik olarak da, sayı olarak da kıyaslanamayacak<br />
kadar az ve<br />
güçsüzdü. Buna rağmen kazandı.<br />
Dünya tarihinde çok<br />
eskilere gitmeye gerek yok.<br />
Sadece geçtiğimiz yüzyıla<br />
baktığımızda dahi dünyanın<br />
dört bir yanında özgünlüğü-<br />
Partiyi<br />
Selamlıyor<br />
26<br />
30 MART KIZILDERE’DEN 17 NİSAN ÇİFTEHAVUZLAR’A