Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Devrimci İşçi<br />
Hareketi<br />
Çağımız sınıflar mücadelesinin en<br />
acımasız, sömürünün dizginsizce yaşandığı emperyalizm<br />
çağıdır. Ve emperyalistler yetmez diyor. Halkları soydukları,<br />
sömürdükleri “yetmez” diyor. Buna uygun politikalar<br />
geliştiriyorlar. Esnek çalışma, bölgesel asgari ücret,<br />
işçi kiralama büroları, saatlik ücret, taşeronlaştırma…<br />
Ve tabi ki en önemlisi de sendikasızlaştırma, daha doğru<br />
bir tanımlama ile örgütsüzleştirme.<br />
İktidarın örgütsüzleştirme saldırıları yasal metinlerde<br />
örgütlenme hakkının ortadan kaldırılması ya da kısıtlanması<br />
ile devam ederken fiili olarak da kurumlarımıza saldırılarak<br />
sürdürülüyor. Ve anlaşılıyor ki iktidar bu politikasında<br />
devam edecek. AKP’ye göre kendisine tabi olmayan,<br />
kendisinden olmayan herkes düşmandır. Bu temelde<br />
de AKP çeşitli demagoji ve manevralarla kendisinden<br />
olmayan herkese saldırıyor. Düzen içindeki güçler<br />
bile artık AKP’nin hedefi. Kaldı ki devrimciler ve halk<br />
doğal olarak AKP’nin hedefi ve düşmanı. AKP bütün hazırlıklarını<br />
halka yönelik saldırısına göre yapıyor.<br />
Bu gerçeklikte biz sendikayı nasıl tanımlayacağız Kapısında<br />
sendika yazılı bir tabelanın olması, az çok demokratça<br />
lafızların edilmesi, biraz da ehveni şer olarak basın<br />
açıklaması gibi eylemlerin yapılması bir sendika için<br />
yeterli midir Kuşkusuz hayır! Sendikayı sendika yapan<br />
yukarıdakiler değildir. Sendikayı sendika yapan tarihten<br />
aldığı geleneklere yeni halkalar ekleyerek sınıfın çıkarlarını<br />
esas alarak mücadeleyi büyüten bir güç olmasıdır.<br />
Bir sendika bunu yapmıyorsa varlığını dahi koruyamaz.<br />
Nitekim sendikalarda yaşanan da budur. Ve kaçınılmaz sondur.<br />
Acıdır ki sendika yönetimleri kendi sonlarını kendileri<br />
hazırlamaktadır.<br />
Şehitlerimizi<br />
Anıyoruz<br />
Sendikalar İşçi Sınıfının<br />
Örgütüdür; Patron<br />
Sendikacılığına İzin Vermeyeceğiz!<br />
Bugün bütün sendikalarda yaşanan temel sorun, kimin<br />
için sendikacılık yaptıklarıdır. Bu konudaki pratik iç açıcı<br />
değildir. Acıdır ki artık DİSK içinde patron sendikacılığı<br />
kök salmaktadır. DİSK içten içe çürümektedir. Ağacın<br />
sadece dış kabuğu durmaktadır. Ve bu kof, içi boş ağacın<br />
çürüyüp parçalanması an meselesidir. Çünkü DİSK ve<br />
bileşenleri mücadeleyi tatile göndermiştir. Direnmeyi bırakmıştır.<br />
Bedel ödemeyi göze almayı bırakmıştır. Ve tarihin<br />
şaşmaz kuralı işlemektedir, DİRENMEYEN ÇÜ-<br />
RÜR! Göstermelik ve anı kurtarmaya yönelik basın<br />
açıklamaları, yürüyüşler, mitingler kimseyi aldatmasın.<br />
Kendimizi de kandırmayalım. Önemli olan sonuç alıcı mücadele<br />
hattıdır. İktidara karşı sonuç alıcı mücadele çizgisi<br />
demek, gerektiğinde dişe diş mücadele etmeyi<br />
göze almaktır. Ve DİSK içinde bu pratik yoktur.<br />
Pratik böyle olunca haliyle patron sendikacılığına<br />
kaymak kaçınılmaz sondur. Çünkü artık<br />
arada yer yoktur. Ya sınıf sendikacılığı yapılacaktır<br />
ya da patron sendikacılığı! Yalnız şu an yapıldığı<br />
gibi lafla sınıf sendikacılığı olmaz, olmuyor da. Takım<br />
elbise ile, kravatla sınıf sendikacılığı olmuyor. Takım<br />
elbise ve kravat yöneticileri sınıfından uzaklaştırıyor, başka<br />
bir sınıfa yaklaştırıyor. Hele bir de altlarında özel araba,<br />
şoför, lojman olunca artık bu sendika yöneticisi ile belediye<br />
başkanı arasındaki farkı ayırmak mümkün değildir.<br />
Nitekim son olarak Genel-İş Sendikası’nın İstanbul 3<br />
No’lu Şubesi’nde yaşananlar DİSK içindeki çürümeyi ortaya<br />
çıkarmıştır. Konunun anlaşılabilmesi için kısaca süreci<br />
özetlemek isteriz;<br />
Genel-İş İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Mevsim<br />
Gürlevik şubesini Belediye başkanı Mustafa Sarıgül’e teslim<br />
etmiştir. Şubeyi Mustafa Sarıgül yönetir hale gelmiştir.<br />
Delegeleri Mustafa Sarıgül’ün daire müdürleri, başkan yardımcıları<br />
belirlemektedir. Hatta öyle ki bütün işçiler temizlik<br />
işleri müdürünün kaç kontenjanı olduğunu bilmektedir.<br />
Mevsim’in politikalarına karşı gelen işçiler sürülmektedir.<br />
Mevsim Gürlevik belediye ile asgari ücretin biraz<br />
üzerinde toplu sözleşmeler yapmaktadır.<br />
Bu durum ortaya çıkınca Devrimci İşçi Hareketi tarafından<br />
Mevsim Gürlevik’in istifası istenmiştir. Patron<br />
sendikacılığına asla izin verilmeyecektir.<br />
Mevsim’in istifasından sonra Mustafa Sarıgül delegelerden<br />
olağanüstü genel kurul alınması çağrısı içeren<br />
imza toplamıştır. Ama imza topladığı çağrıya bir gerekçe<br />
koymadığı için genel kurul kararı alınmamıştır.<br />
Mevsim’in istifasından sonra listesinde bulunan Savaş<br />
Doğan şube başkanı olmuş ama asaleti sendika genel merkezi<br />
tarafından 63 gün onaylanmamıştır.<br />
Ardından şube yöneticileri istifa ettirilmiştir. İstifalardan<br />
sonra olağanüstü genel kurul kararı alınmıştır.<br />
3 Mart 2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul<br />
patron sendikacılığının geldiği bataklığı göstermesi açısından<br />
ders konusudur. Önce Mustafa Sarıgül’ün adamlarının<br />
kazandığı tespit edilmiştir. Oylara yapılan itirazda<br />
patronun adamlarının listesine verilen oylardan 9 ta-<br />
Sayı: 360<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
14 Nisan<br />
2013<br />
ÇİFTEHAVUZLAR’DAN ALİŞANLAR’A... DEVRİMİN MEŞALESİYİZ!<br />
43