Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde<br />
Yitirdiklerimiz<br />
“Hiçbir zor yönteminiz, vahşetiniz, hiçbir işkenceniz<br />
ve yalanınız direnişimizi kıramayacak,<br />
düşüncelerimizi yok edemeyeceksiniz.”<br />
Erdoğan GÜLER<br />
20 Nisan - 26 Nisan<br />
10 Ekim 1972ʼde Dersimʼin Ovacık-Buzlutepe<br />
köyünde doğdu. Kendi çevresinden tanıyordu<br />
devrimcileri. Kardeşinin tutsak düşmesi sonucu,<br />
daha yakından tanıdı. Demokratik mücadele içinde<br />
yer aldı. 19 Aralık Katliamı sonrasında dışarıda<br />
ölüm orucuna başladı. 25 Nisan 2001ʼde<br />
şehit düştü. Ege TAYADʼlı Erdoğan Güler, dışarıdaki<br />
ölüm orucunun 4ʼüncü şehidi olarak<br />
ölümsüzleşti...<br />
Şenay Hanoğlu, Tokat, Almus, Armutalan köyünde<br />
1966 yılında doğdu. İki çocuk annesiydi.<br />
1989ʼda İstanbulʼa göç edip Küçükarmutluʼya yerleşti.<br />
Devrim mücadelesine katıldı. Temizlik işlerine<br />
giden bir emekçi, TAYADʼın yılmaz hak ve<br />
özgürlük savaşçılarından biriydi. F Tipi saldırısına<br />
karşı dışarıda ölüm orucu yapılması önerisini<br />
ilk getirenlerden biriydi. Küçükarmutluʼda, adı<br />
Şenay HANOĞLU<br />
daha sonra direniş evi olacak olan kendi evinde, oğlunun ve kızının<br />
yanında ölüme yattı. 22 Nisan 2001ʼde çocuklarının, gecekondu<br />
yoksullarının yanı başında ölümsüzleşti.<br />
Sivasʼlıydı. 1980ʼlerin ikinci yarısında<br />
gençlik mücadelesine katıldı. İYÖ-DER kurucularındandı.<br />
DEV-GENÇʼte milis komutanlığı<br />
yaptı. 1993ʼde iradi olarak yurtdışına çıkarıldı.<br />
Burada da çeşitli görevler üstlendi. Son<br />
dönem çeşitli eksiklikleri nedeniyle örgütsel ilişkisi<br />
kesilmişti. Ama o Partisiz, yoldaşsız, mücadelesiz<br />
yaşayamazdı. Son görevini, kendi-<br />
Kazım GÜLBAĞ<br />
si belirledi ve bir feda eylemiyle 23 Nisan<br />
2001ʼde ölümsüzleşti. Almanyaʼnın Regensburg kentinin hapishanesi<br />
önünde, “Faşist Türk Devletini ve Cezaevlerindeki<br />
Katliamları Protesto Ediyorum” yazılı bir pankartın altında, alnında<br />
kızıl bir bantla bedenini tutuşturarak şehit düştü.<br />
Anıları Mirasımız<br />
Yoldaşları Anlatıyor:<br />
ERDOĞAN GÜLER<br />
ONURLU OLMAYA ÇAĞRIDIR<br />
Sedat KARAKURT<br />
Sedat, 11 Haziran 1976ʼda İstanbulʼda doğdu.<br />
Aslen Tokatlıydı. Gazi katliamının ardından mücadeleye<br />
katıldı. Eskişehir tabutluğunun açıldığı yıl<br />
tutsak düştü ve Eskişehirʼe sevk edildi. DHKP-C<br />
davasından yargılanıyordu. Eskişehirʼde direniş içinde<br />
yer aldı. Direniş sonrası Ümraniye Hapishanesiʼne<br />
gönderildi. F Tipi saldırısı gündeme geldiğinde<br />
ölüm orucu gönüllülerinden biri de oydu. 2.<br />
Sedat KARAKURT<br />
Ekipʼte yer alıp zulme meydan okuyarak 25 Nisan<br />
2001ʼde Edirne F Tipi Hapishanesiʼnde şehit düştü.<br />
Suat ALKAN Zeliha GÜDENOĞLU Duran AKBAŞ<br />
Tokatʼın Niksar<br />
İlçesi Çatak<br />
Köyü kırsalında<br />
20 Nisan 1995ʼte<br />
oligarşinin askeri<br />
güçleriyle çıkan<br />
çatışmada<br />
şehit düştüler.<br />
Suat 1980ʼlerin<br />
sonlarından itibaren Karadenizʼde hareketin örgütlenmesinde<br />
en çok emeği geçenlerden biriydi.<br />
Zeliha, Konya DLMK içinde ve Özgür-Der içinde yer aldı.<br />
Duran, İstanbulʼda ve Zile Halkeviʼndeki faaliyetleriyle yer aldı<br />
mücadelede. Karadeniz dağlarında gerilla olarak ölümsüzleştiler.<br />
İbrahim YALÇIN<br />
Erzincan doğumlu İbrahim Yalçın, askeri faaliyetlerde<br />
ve mahallelerde görev aldı. 1990 atılımıyla<br />
oluşturulan ilk SDB örgütlenmesinde yer aldı.<br />
23 Nisan 1993ʼte İstanbul Maltepeʼde kuşatıldığı<br />
üste direnerek şehit düştü. Devrimci Solʼun örnek<br />
SDB komutanlarından biriydi.<br />
Bir DİRENİŞ EVİ daha var bereketli topraklarımız üzerinde.<br />
İstanbul-Küçükarmutluʼnun DİRENİŞ EVİʼne sesini katan<br />
İzmirʼin gecekondularından birinde sürüyor bu direniş. Efeler<br />
diyarı Egeʼde, dışarıdaki ölüm orucunun ilk şehidi verildi. Ege<br />
TAYAD üyesi Erdoğan Güler, Ölüm Orucuʼnun 147ʼinci gününde<br />
dışarıdaki direnişin 4ʼüncü şehidi oldu.<br />
Ege TAYAD üyesi Erdoğan GÜLER, 10 Ekim 1972ʼde zulme<br />
karşı isyanlar diyarı Dersimʼin Ovacık-Buzlutepe köyünde<br />
doğdu. Bölgedeki yoğun baskılar, yoksulluk 12 yaşına geldiğinde<br />
Manisaʼnın Salihli ilçesine göçmelerine neden oldu. Simit satmaktan,<br />
fırınlarda işçi olarak çalışmaya kadar bir çok işi yaptı.<br />
Devrimcilerle tanışması kardeşinin daha 16ʼsında tutsak düşmesiyle<br />
oldu. Bunu şu sözlerle ifade etti;<br />
“Hapishanedeki insanlarla tanıştığımda onların çok değerli<br />
insanlar olduğunu; halkı için vatanı için kendilerini feda ettiklerini<br />
gördüm.” 19-22 Aralık katliam operasyonunu gördü. İşte<br />
tam da bu noktada tüm dünyaya, Türkiyeʼye insan olmanın, devrimci,<br />
demokrat olmanın ne demek olduğunu gösterdi.<br />
“BEN DE BU ÖLÜMLER KARŞISINDA SESSİZ KALA-<br />
MAZDIM. ÇÜNKÜ ONLARIN İSTEKLERİ BENİM İSTEKLERİM,<br />
ONLARIN HAYKIRIŞLARI BENİM HAYKIRIŞIM. BUNA KU-<br />
LAKLARIMI TIKAYAMAZDIM.” sözleriyle neden ölüm orucuna<br />
yattığını anlattı.<br />
Her şey bu kadar yalındır.<br />
Her şey bu kadar gerçek ve insana özgüdür.<br />
Bu sözler ve sözünün eri Erdoğan, emperyalistlerin halkımıza,<br />
gençlerimize layık gördüğü yoz kültürüne vurulan büyük<br />
bir darbedir.<br />
Gençlerimiz, halkımız düşünmelidir. Erdoğan yılların devrimcisi<br />
değildir. Ama Anadolu halkının saflığını, temizliğini, zulme<br />
karşı sessiz kalmamasını simgeler. Her nerede ve ne şekilde<br />
olursa olsun zulüm karşısında yapılacak direnmektir. Erdoğan<br />
en yalın biçimiyle bunu anlatır.<br />
Sözünün eri Erdoğanʼın karşısında hangi gerekçenin,<br />
hangi mazeretin, korkunun, kaygının bir anlamı olabilir Ölülerimiz<br />
yerde dururken bize küfredenlerin, bitişimizi ilan edenlerin,<br />
sayfalar dolusu yazılar yazıp, “ölüm kutsanması” gibi ucube<br />
laflar edenlerin, tutsak ailelerine binalarını kapatanların, bu<br />
görkemli direnişi nasıl karalarım çabalarının... bunların hiçbirinin<br />
Erdoğan karşısında ne en küçük bir değeri vardır ne de<br />
anlamı. Bir paçavra olarak kaldılar dergilerinin küflenmiş ve her<br />
yanı Avrupacılık kokan sayfalarında.<br />
Erdoğan ise, halkların kurtuluş tarihinde bir KAHRAMAN.