08.01.2015 Views

Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş

Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş

Gazi'de “DHKP-C Operasyonu” Adı Altında Esnaflara ... - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

nü kazanan halkları görürüz. Vietnam’da,<br />

Küba’da, Rusya’da, Gine’de,<br />

Bulgaristan’da, Çin’de...<br />

Çünkü savaşın kaderini tayin eden<br />

ana etken silahlar değil, onları kullanma<br />

gücüdür.<br />

“Atom bombası ABD gericiliğinin,<br />

halkı korkutmak için kullandığı<br />

kağıttan bir kaplandır. Korkunç<br />

görünür, ama gerçekte değildir.<br />

Elbette atom bombası bir kitle katliam<br />

silahıdır, ama bir savaşın sonucunu<br />

insanlar belirler, bir ya da<br />

iki yeni tip silah değil.” (2)<br />

Maddi olan her şeyin bir tükenme<br />

gücü vardır. Bir kullanma süresi vardır,<br />

onu yok edecek bir yumuşak karnı,<br />

bir zaafı vardır. Yenilmeyen tek güç<br />

insandır. Yürek ve bilinciyle yaşadığı<br />

adaletsizliklerin hesabını sormaya kilitlenmiş,<br />

ölmeyi ve öldürmeyi göze<br />

alanların karşısında durabilecek hiçbir<br />

güç yoktur. Ve halkların yüzlerce<br />

yıldır sahip olduğu en büyük gücü de<br />

budur. Feda bu gücün silaha dönüşmüş<br />

halidir. Emperyalizmin ve oligarşinin<br />

korkusu da bundandır. Yenemeyecekleri,<br />

teslim alamayacakları bir<br />

silahı kuşanıyor halklar. Her geçen<br />

gün daha fazla sarılıyor feda silahına.<br />

Feda Hep Var Olmuştur!<br />

Özellikle 2000’li yıllarla birlikte<br />

tüm dünya feda eylemlerini daha fazla<br />

tartışmaya başlamasına rağmen,<br />

halklar nezdinde feda yeni bir olgu değildir.<br />

Tarih içinde farklı şekillerde<br />

halkların yaşamında olmuş ve insanlık<br />

tarihindeki her şey gibi o da gelişerek,<br />

farklı biçimlere bürünerek varlığını<br />

sürdürmüştür. Bu nedenle tarih<br />

içinde nasıl ve ne şekilde halkların kavgasında<br />

yer ettiğine bakmak, bugün aldığı<br />

biçimi ve politik anlamı kavramak<br />

açısından önemlidir.<br />

Fedanın tarih içindeki yer alışı bir<br />

evrimden ziyade adım adım kavganın<br />

her alanına yayılıp belli bir noktada<br />

“belirleyici” hale gelmesiyle özdeştir.<br />

Şehitlerimizi<br />

Anıyoruz<br />

Bu açıdan fedayı 3 başlık altında<br />

ele alabiliriz.<br />

1- Feda Savaşın<br />

Bir Parçasıdır<br />

Maddi olan her şeyin bir tükenme<br />

gücü vardır. Bir kullanma süresi<br />

vardır, onu yok edecek bir yumuşak<br />

karnı, bir zaafı vardır. Yenilmeyen<br />

tek güç insandır. Yürek ve bilinciyle<br />

yaşadığı adaletsizliklerin hesabını<br />

sormaya kilitlenmiş, ölmeyi ve<br />

öldürmeyi göze alanların<br />

karşısında durabilecek hiçbir<br />

güç yoktur. Ve halkların yüzlerce<br />

yıldır sahip olduğu en büyük gücü de<br />

budur. Feda bu gücün silaha<br />

dönüşmüş halidir.<br />

Savaşın bir şiddet hareketi<br />

olduğu herkesin malumudur. Hasmınıza<br />

iradenizi şiddetle kabul ettirme<br />

amacı güdersiniz her savaşta. Düşmanınıza<br />

zarar vermek, onu imha etmek,<br />

onu silahsızlandırmak temel amacınızdır.<br />

Bu amaçla var olan tüm silahlarınızla<br />

saldırırsınız. Ölmek için değil, düşmanınızı<br />

öldürmek için savaşırsınız. Elbette<br />

düşmanınız da aynı amaçla size saldırdığı<br />

için siz de ölebilirsiniz. Bu göze<br />

alınmadan girilmez hiçbir savaşa. Sahip<br />

olduğunuz her şeyi -canınızı da dahilkaybetmeyi<br />

göze alarak savaşa girdiğiniz<br />

her yerde feda vardır.<br />

Yunanlıların şu özlü sözü bu gerçeği<br />

tüm çıplaklığıyla gösterir: “Ya<br />

kalkanla, ya kalkan üzerinde.” Bir<br />

savaştan ya galip olarak kalkanınız elinizde<br />

geri dönersiniz ya da şehit düşer<br />

ve kalkan üzerinde dönersiniz,<br />

orta bir yol yoktur.<br />

İnsanlık tarihinin sınıf savaşımları tarihi<br />

olduğunu göz önünde tutarsak, fedanın<br />

tarihi için de o kadar eskidir demek<br />

bu nedenle yanlış olmaz. Bir savaş<br />

gerçeği ve parçası olduğu için fedakarlığın<br />

olmadığı hiçbir savaş yoktur.<br />

Kölelerin, köylülerin, işçilerin,<br />

ulusların her türlü kurtuluş ve özgürlük<br />

savaşlarında bu fedakarlığı görmek<br />

mümkündür. Kendi topraklarımızın,<br />

Anadolumuzun Kurtuluş savaşında,<br />

gencecik evlatlarını savaşa gönderen<br />

anaların çocuklarının eline kına yakması<br />

belki de en simgesel yanlarından<br />

biridir. Vatanını, toprağını, ocağını<br />

yedi düvelin işgalinden kurtarmak<br />

için yollayan analar savaş gerçeğini<br />

bilgelikleriyle kavradıklarından “Evladım<br />

vatana kurban olsun” diyerek ellerine<br />

kına yakarlar. Ya kazanacak ya<br />

şehit düşeceklerdir, üçüncü bir ihtimal<br />

yoktur.<br />

Bir savaşın tarafı olarak düşmanınız<br />

karşısında, onu yok etmek<br />

için konumlandığınız noktada fedayı<br />

göze almak zorundasınız.<br />

2-Savaştaki Bir Ruh<br />

Halidir Feda<br />

Savaşın olası ihtimallerinden<br />

biri olarak fedayı göze almakla<br />

birlikte fiziki yenilginin olası olduğu<br />

koşullarda siyasal ve politik<br />

zaferi kazanmak ve “anı” kaybederek<br />

daha uzun vadeli sonuçlar yaratmaya<br />

yönelik olarak halkların, örgütlerin,<br />

devrimcilerin kuşandıkları bir<br />

ruh hali arasında fark vardır.<br />

İlkinden farkı şudur.<br />

Bir ruh hali olarak fedayı ele alırken<br />

belli bir andaki çarpışmayla sınırlandırılmaz,<br />

o sadece savaşın bir<br />

parçasıdır. Ve o anda fiziken kaybedecek<br />

olunması savaşın tamamen kaybedildiği<br />

anlamına gelmez. Sahip<br />

olunan tüm silahlar, insanlar, örgütler,<br />

yani maddi olarak savaş alanında<br />

bulunan her şeyi fiziki imhası<br />

göze alınır ve düşmanın karşısına<br />

bu göze alınmışlıkla çıkılır. Bunu<br />

göze alanlar insanlık tarihi boyunca<br />

haklı savaşlar uğruna, devrim, özgürlük,<br />

vatan ve sosyalizm uğruna savaşanlar<br />

olmuştur. Feda, halkların<br />

elinde silah biçimine dönüşmüştür.<br />

Kutsal olma inancı ve davası için savaşan<br />

tüm halkların geçmişleri bu ruh<br />

halinin kazandırdıklarıyla doludur.<br />

Egemenlerin canları, her zaman kıymetli<br />

olmuştur. İnanç, dava, kutsal<br />

gördükleri hiçbir şey olmadığı için<br />

tek kutsallıkları zenginlikleri olduğu, o<br />

da maddi bir kazanım olduğu ve imha<br />

olduklarında anlamını kaybedecekleri<br />

için feda ruhunu silah olarak kullanamazlar.<br />

Bu noktada savaşın ne için verildiği,<br />

kolektif özelliği de önemlidir.<br />

Ölçü, kendini feda edenin, görüp yaşayamayacağı<br />

bir zafer, onun parçası olduğu<br />

örgüt ya da topluluğa ait olan başkaları<br />

için kazanılmıştır. İnanç, bu nedenle<br />

feda ruhuyla birlikte ele alınmalıdır.<br />

İnancın büyüklüğü fedanın büyüklüğünü<br />

de belirler, belirleyecektir.<br />

Ölümü göze alarak, dahası ölene kadar<br />

savaşma ve direnme kararlılığı göste-<br />

Sayı: 360<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

14 Nisan<br />

2013<br />

ÇİFTEHAVUZLAR’DAN ALİŞANLAR’A... DEVRİMİN MEŞALESİYİZ!<br />

27

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!