İçindekiler - İlahiyat Fakültesi - Marmara Üniversitesi
İçindekiler - İlahiyat Fakültesi - Marmara Üniversitesi
İçindekiler - İlahiyat Fakültesi - Marmara Üniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
264 M.Ü. İlâhiyat <strong>Fakültesi</strong> Dergisi<br />
incelenmeye lâyık bir nesle ihtiyaç duyulacağını, İslâmî Türk edebiyatının ise<br />
devrini ve hükmünü tamamlamış tarihî bir olgu olarak değil, bilâkis dinamizmi<br />
olan ve gelişmeye devam eden bir süreç olarak değerlendirilmesi gerektiğini<br />
söyleyerek sözlerini tamamladı.<br />
Bu konuşmaların ardından Prof. Dr. Orhan Okay programın açılış konferansını<br />
verdi. Bir Yeni Türk Edebiyatı hocası olarak Okay, hem İslâmî olarak adlandırılan,<br />
hem de bunların dışında kalan edebî eserlerin vasıfları, tazammun ve<br />
şümûlü üzerine birtakım sorunlar olduğunu ifade etti. Bunların çözümü adına bir<br />
başka alan olan “İslâm Sanatları”ndan yola çıkarak konuşmasını, “Bir millet, bir<br />
toplum, bir insan Müslüman ise o çevrede ortaya çıkan eserler de İslâmîdir”<br />
hükmü üzerine binâ etti. Milletçe İslâmiyeti kabulümüzden bu yana ortaya<br />
koyduğumuz tüm eserler İslâmî’dir diyen Okay, konusu ister doğrudan dinî-<br />
tasavvufî mâhiyette, ister bunun dışında olsun hiç bir edebî eserin İslâmî edebiyatın<br />
dışında tutulamayacağını, bir arka plan kültürü ve zihni yapıya tesiri yönüyle<br />
dini yaşayanların da ihmal edilemeyeceğini belirtti. Bu bağlamda bugünün İslâmi<br />
edebiyat programlarında üzerinde fazla durulmayan, örneğin Ziya Paşa, Namık<br />
Kemal, İsmail Safa, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Faruk Nafiz, Halide Edib ve<br />
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiir, roman ve tiyatrolarının da bu çerçevenin dışında<br />
tutularak alanın daraltılmaması gerektiğini ifade etti.<br />
Açılış konferansının ardından birinci oturum olan “Çerçeve Tartışmaları” ,<br />
<strong>Marmara</strong> <strong>Üniversitesi</strong> <strong>İlahiyat</strong> <strong>Fakültesi</strong> Türk İslâm Edebiyatı Ana Bilim Dalı<br />
Başkanı Prof. Dr. Mustafa Uzun’un başkanlığında açıldı. Oturum girizgâhı ve<br />
tebliğ sahiplerinin muhtasar tanıtımının ardından “Türk -İslâm Edebiyatının<br />
Tanımı ve Mâhiyetine Dair Bazı Mülâhazalar” isimli bildirisiyle Prof. Dr. Bilal<br />
Kemikli söz aldı. Tasnif edici modern bilim anlayışının bir ürünü olarak “isimlendirme”<br />
ve “alan körlüğü” olmak üzere iki yeni soruna muhatap kaldığımız konusuyla<br />
sözlerine başlayan Bilal Kemikli, Türk-İslâm Edebiyatı’nın olduğu gibi daha<br />
pek çok edebiyat alan adının da tartışmalı olduğunu ve Türk-İslâm Edebiyatı<br />
isimlendirmesindeki problemin, alanın kapsamı ve diğer alanlardan ayrılan<br />
yönlerinin belirlenmesi ile çözülebileceğine işaret etti. Bu ayrım biçimsel özellikler<br />
ve estetik anlayış bakımından değil, konu ve mana yönüyle -direkt dinîtasavvufî<br />
alanda yazılmasa bile imgeleriyle- bu alanlara gönderme yapan eserlerin<br />
de İslâmi olduğunu belirterek Orhan Okay’ın konuşmasına bir anlamda gönderme<br />
yaptı. İkinci sırada ele aldığı “alan körlüğü” mevzuunda ise kendi sahasında<br />
tekâmül gösterip diğer alanlara yabancı bırakan ayrıştırıcı ilim anlayışına değindi.<br />
Bu mevcut ayrıştırıcı ilim anlayışının aksine Türk-İslâm Edebiyatı’nın “tevhitçi”<br />
yönünü vurguladı ve İslâm Tarihi ve Sanatları bünyesinde Müslüman Türk<br />
edibinin ortaya koyduğu eserler olarak bu sahanın ürünlerinin tümünü kapsayıcı<br />
bir tanım yaptı. Son olarak, tüm edebî hayatımızı kuşatan ve İslâm Medeniyetinin<br />
üç dilinde eserler veren Türk-İslâm edebiyatının, tarihin hiçbir döneminde