İçindekiler - İlahiyat Fakültesi - Marmara Üniversitesi
İçindekiler - İlahiyat Fakültesi - Marmara Üniversitesi
İçindekiler - İlahiyat Fakültesi - Marmara Üniversitesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
6 A. Cüneyd Köksal<br />
râvînin şartı gibi bahislerde dikkate alınmıştır.<br />
Bu makalede Hanefi usûl literatüründe genellikle ehliyet ile râvînin şartları<br />
başlıkları altında tarif ve analiz edilen akıl kavramı ve bu kavramın teklifle olan<br />
ilişkisi araştırılacaktır. Akıl kavramı öncelikle İslâm düşüncesindeki genel bağlamında<br />
ele alınacak, bu çerçevede filozofların akıl anlayışları ve onların geliştirdiği<br />
kavramsal çerçeve –konumuz bağlamında bilhassa dört mertebeli akıl anlayışı-,<br />
fıkıh usûlcülerinin teklifin temeli olarak akıl anlayışlarına etkisi ölçüsünde<br />
incelenecektir. Daha sonra mütekaddimîn dönem Hanefî usûlcüleri Debûsî,<br />
Serahsî ve Pezdevî’nin akıl anlayışları analiz edilecektir. Çalışmanın son bölümünde<br />
ise Sadruşşeria’dan itibaren müteahhirîn Hanefî usûlcülerin akıl analizleri<br />
ve felsefî akıl taksimini fıkıh usûlüne dahil etmeleri süreci ele alınacaktır. Kelâm<br />
ilminin olduğu kadar fıkıh usûlünün de en temel problemlerinden biri olan hüsnkubh<br />
meselesi ve bu meseleyle yakından ilişkili olan aklın hüküm/şer’î hukuk<br />
üretimindeki rolü meselelerine ise, zikredilen bahislerle ilgisi nispetinde temas<br />
edilecektir.<br />
I. Genel Olarak Akıl Kavramı ve Felsefede Akıl Mertebeleri<br />
1) Kavramsal Analiz ve Belli Başlı Akıl Tarifleri<br />
Aklın sözlük anlamı tutmak, men etmek, alıkoymaktır. Akla bu isim, sahibini<br />
iyi olmayan şeylerden alıkoyması sebebiyle verilmiştir. İlim/bilgi elde etmeye<br />
elverişli olan kuvveye akıl denildiği gibi, sözü edilen kuvveden istifadeyle elde<br />
edilen ilmin kendisine de akıl denilir. 1<br />
Aklın insanın yaratılışıyla birlikte var olan ve yaşadıkça gelişip olgunlaşan<br />
yönlerini ikili bir tasnifle benimsemek, mütekaddimîn dönemi edebiyat, tarih ve<br />
ahlâk literatürünün genel yönelimini ifade eder. Aklın insanla birlikte doğan ve<br />
tamamen vehbî olan yönü garîzî, matbû‘, mevhûb; bunun işlenerek, yaşanıp<br />
tecrübe edilerek geliştirilen yönü de tecrübî, mesmû‘, müstefad 2 sözcükleriyle<br />
isimlendirilmiştir. 3 Hz. Ali’ye atfedilen şu mısralarda aklın bu iki anlamına işaret<br />
1<br />
Ragıb İsfahani, Müfredat (nşr. Safvan Adnan Davudî, Dımaşk-Beyrut 1997), s. 577. Aklın<br />
lügavî anlam haritası ve erken dönem âlimlerinin akıl tarifleri hakkında bir çalışma için bk. Ayhan<br />
Tekineş, “İlk Devir İslam Dünyasında Akıl Üzerine Tartışmalar”, Dîvân İlmî Araştırmalar,<br />
sy. 10 (İstanbul 2001/1), s. 199-214.<br />
2<br />
Buradaki müstefad teriminin, filozofların taksimindeki dördüncü mertebeye tekabül eden<br />
müstefad akılla bir ilgisi bulunmadığına dikkat edilmelidir.<br />
3<br />
İbn Abdi Rabbih, el-Ikdu’l-Ferîd (nşr. Muhammed Abdülkadir Şahin, Beyrut 2003), II, 93, 98;<br />
Râgıb İsfahânî, ez-Zerîa ilâ Mekârimi’ş-Şerîa (nşr. Mahmud Beycu, Dımaşk 2001), s. 98 (İsfahânî<br />
tecrübî akıl için ‘müstefâd’ terimini kullanmaktadır); Mâverdî, Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn (nşr.<br />
Yasin Muhammed es-Sevvâs, Beyrut 1995), 12 vd.; İbşihî, el-Müstatraf fî Külli Fennin Müztazraf<br />
(Beyrut 1991), s. 27. İbn Haldun’un akl-ı temyîzî, akl-ı tecrübî ve akl-ı nazarî şeklindeki üçlü<br />
akıl taksimi, iki farklı akıl taksiminin mezcedilmesinden meydana gelmiş gibi durmaktadır: İbn<br />
Haldun, Mukaddime (nşr. Ali Abdülvâhid Vâfî, Kahire 2006), III, 916-917.