13.06.2015 Views

Mart 2011 - Sayı: 157 (4398 KB) - İzmir - İnşaat Mühendisleri Odası

Mart 2011 - Sayı: 157 (4398 KB) - İzmir - İnşaat Mühendisleri Odası

Mart 2011 - Sayı: 157 (4398 KB) - İzmir - İnşaat Mühendisleri Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

her türlü müdahalesi engellenmeye çalışıldı.<br />

İncelemeler<br />

• Devletin ekonomi üzerinde müdahale ve etkisinin giderek kaldırılması amacıyla, kamunun hantal yapısı ve yolsuzluk<br />

uygulamaları gerekçe gösterilerek, bu ekonomik politikaların sanki haklılık payı varmış gibi alt yapısı yapılmaya başlandı.<br />

• Ancak devletin yapısının hantallaştırılması ve yolsuzluklar bizzat kapitalist-emperyalist sistemin kendi varlığını devam<br />

ettirebilmek için günümüzdeki uygulamalarının kaçınılmaz sonuçlarıydı.<br />

• Bu süreçte ekonominin bütün süreçleri devletin ve kamunun denetiminden çıkartıldı.<br />

• Yine bu süreçte üretim yapmaksızın paradan para kazanma hayatın her alanına yansıdı. Finansal araçlar ticareti dünya<br />

mal ticaretinin sekiz katına çıktı.<br />

• Üretim dışı paradan para kazanma süreci bir yerde şişecekti ve bu şişme ilkin ABD’de kendini Mortgage kredilerinin doğal<br />

olarak geri dönmemesinde ortaya çıkarttı ve kısa zamanda tüm dünyada olumsuz etkilerini gösterdi.<br />

• Ancak bu kez de tüm neoliberal görüş sahipleri, krizden çıkmak için devletin müdahalesi gerektiğini söylediler.<br />

• Yine özellikle ABD yaklaşık 8 trilyon dolar civarında olmak üzere devletin sistemi kurtarmak üzere müdahalesi gerçekleşti.<br />

• Ayni uygulamalar başta AB ülkeleri olmak üzere tüm kapitalist-emperyalist sistemde yaygın olarak hayata geçirildi.<br />

• Tüm ülkeleri etkileyen bu kriz, ülkemizde de fazlasıyla kendini gösterdi.<br />

• İktidarın bu kriz bizi teğet geçti demesine, 2001 krizi sonrası bankacılık sisteminde yapılan düzenleme ve güçlendirmelerle,<br />

bu kriz bizi en az etkiledi denmesine rağmen Türkiye’deki etkisi oldukça derin gerçekleşti.<br />

• İşsizlik ve bütçe açığı rekor düzeylere ulaştı. Kapanan işyeri sayısı, ödenmeyen çeklerin sayısal değerleri incelendiğinde<br />

krizin etkisinin derinliği ve boyutu anlaşılacaktır.<br />

• İşin daha vahim yönü, toplum olarak, üreten değil tüketen bir yapıya dönüşüldü.<br />

• Sermaye birikiminin gerekli düzeylere varamadan krizlerle erimesi, toplumda üretim dışı taleplerin değer kazanmasına<br />

ve tüm toplumsal birikimlerin buralarda tüketilmesi süreci hızla yayıldı.<br />

• Yatırım yapmak, üretimde bulunmak ve bunların sonucu istihdam alanları yaratmak istenilmeyen, yapılmayan ve terk<br />

edilen değerler oldu.<br />

• Bunun yerine ranta ve faize yönelme ön plana geçti. Ayni şekilde kira geliri elde etmek vb tercihler ekonomideki anlayışların<br />

değişikliğinin sonucu olarak öne çıktı.<br />

Kısaca gelişimini özetlemeye çalıştığımız ve sistemin kendi döngüsü içinde meydana gelen bu krizin hem dünyada hem<br />

de ülkemizde inşaat sektörü üzerindeki etkisi gerçekten çok büyük olmuştur. Krizin yanında siyasal iktidarların bu süreç<br />

içersinde izledikleri yol, ağırlıklı olarak, siyasal rant elde etmek şeklinde gelişince kriz tüm toplumu ve üretimde bulunan<br />

kesimleri düşünülenden daha fazla etkilemiştir.<br />

İnşaat sektörünün ülkemizdeki gelişimi incelendiğinde, sektörün asıl itici gücünün kamu alanında yapılan yatırımlar olduğu<br />

görülmektedir. DPT verileri çerçevesinde; 2008 yılında sektör %8,2 küçülürken, kamu inşaat yatırımları %10,4 artmış, ancak<br />

özel sektör inşaat yatırımları ise %12,5 azalmıştır.<br />

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KRİZ BİTTİ Mİ ?<br />

TÜİK tarafından açıklanan 2010 yılı birinci çeyrek “İnşaat Sektörü Ciro Endeksi ve Değişim Oranları” tablosundan da izleneceği<br />

gibi, 2010 yılı ciroları 2009 yılı değerlerine gore Bina İnşaat Sektöründe %-13,2, Bina Dışı İnşaat Sektöründe %-28,8 ve<br />

toplamda ise %-19 seviyelerinde daralma gerçekleşmiştir. Bu değerler bize 2007 sonunda başlayan krizin 2010 yılında da<br />

devam ettiğini göstermektedir. (Tablo 3)<br />

Yine TÜİK tarafından açıklanan, inşaat sektörünün üretim endeksleri değişim oranları incelendiğinde 2010 yılının 1. döneminde,<br />

%5,6 oranında bir artma görülse bile önceki 2009 yılının ayni dönemindeki %-18,4 daralma dikkate alındığında,<br />

iyileşmenin daralma hacmini henüz aşamadığı anlaşılmaktadır. (Tablo 4)<br />

Krizin sektör üzerinde etkisi ve sektöre yeterli desteğin verilmemesi, KDV ve ÖTV ile verilen desteğin once kaldırılmasına<br />

ve daha sonra KDV ve harç indirimlerinin tekrar yapılmasına rağmen, 2009 yılı 3. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre konut<br />

satışlarının %42,53 oranında düşmesi engellenememiştir. (Tablo 5)<br />

2010 yılı ilk iki döneminde ise konut satışları en alt düzeylere inmiştir. 2010 yılı 2. dönemde konut satışları 2009 yılı ayni<br />

dönemine gore %53,65 oranında düşmüştür.<br />

Yapı ruhsatı izinlerinde ise daha farklı bir durum vardır. 2010 yılının ilk altı ayında, 2009 yılının ayni dönemine gore belediyelerce<br />

yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü %23,6 ve bina sayısında da %8,4 oranında artış olmuştur.<br />

Belediyelerce yapı kullanma izin belgesi verilmesine göre ise; 2010 yılının ilk altı ayında, 2009 yılının ilk altı ayına göre; yapıların<br />

yüzölçümünde %31,6, bina sayısında %38,3 oranında düşüş gerçekleşmiştir. (Tablo 6, Tablo 7)<br />

İMO İzmir Şubesi Bülteni - www.imoizmir.org.tr <strong>Mart</strong> <strong>2011</strong> - <strong>157</strong> 29

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!