13.06.2015 Views

Mart 2011 - Sayı: 157 (4398 KB) - İzmir - İnşaat Mühendisleri Odası

Mart 2011 - Sayı: 157 (4398 KB) - İzmir - İnşaat Mühendisleri Odası

Mart 2011 - Sayı: 157 (4398 KB) - İzmir - İnşaat Mühendisleri Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yayın Kurulundan<br />

Merhaba,<br />

Bülten’in bu sayısında da yine dünya ve ülke gündeminin<br />

yoğun olduğu günlerde birlikteyiz. Ülkemiz seçim sath-ı<br />

mahalline girmişken, 3. dünya ülkeleri ve/ veya Kuzey Afrika<br />

ülkeleri denilen, Ortadoğu ülkeleri denilen ülkelerden<br />

Tunus’ la başlayıp Mısır’ı yakıp yıkan, şimdilerde Libya’da<br />

süren yangınlar devam etmektedir.<br />

Eğer hafızamızı şöyle bir yoklayacak olursak, ABD eski dışişleri<br />

bakanı Rice 2005’de: ”Fas’tan Pakistan’a 22 ülkenin<br />

sınırları değişecek” dememiş miydi ve aynı denizaşırı ülke<br />

Irak’a demokrasi getirmek amacıyla askeri müdahalede bulunmamış<br />

mıydı İngiltere ile birlikte. Bugünkü durumun nereye<br />

kadar devam edeceği ve nerede duracağı belli değil.<br />

Aslında nasıl başladığı da belli değil. Ancak şu durum çok<br />

iyi görülmektedir ki emperyalizm kendi menfaatlerini daha<br />

iyi uygulayacak ve daha iyi koruyup kollayacak işbirlikçileri<br />

bulduğunda; eskileri anında değiştirmekte herhangi bir<br />

sakınca görmemektedir. Önümüzdeki günlerin neler getireceğini<br />

kestirebilmek çok kolay değil elbette. Ancak anlaşılan<br />

o ki yıkılan ve yıkılacak olan Afrika ve Ortadoğu’daki<br />

rejimlerin yerine ikame edilecek olan yönetimlerin; bugünkünden<br />

demokratik olmaktan öte daha Amerikancı olacağı<br />

yönündeki görüşlerin yadsınamayacağıdır.<br />

Demokrasinin en iyi ve tek savunucuları oldukları inancını<br />

yaratmaya çalışan siyasi iktidarın, geldiği günden bugüne<br />

ortaya koyduğu uygulamalar tam bir suçlama politikasına<br />

(tenafür) dönüşmüştür. Yani siyasi iktidarın uygulamalarına<br />

alkış tutmayan her kesim ve statüdekiler tu-kaka ilan edilmiştir<br />

siyasi iktidar tarafından. Kimi zaman öğrenciler kötü<br />

olurken kimi zaman çiftçiler, kimi zaman işverenler kötü<br />

olurken kimi zaman işçiler kötü olabilmektedir. Bizlerin dahil<br />

olduğu meslek örgütleri ise her daim kötü ilan edilmiştir<br />

siyasal iktidar tarafından. Üzerinden geçen günlere rağmen<br />

henüz kayda değer bir uygulama göremediğimiz anayasa<br />

değişikliği referandumundan sonra ileri demokrasiye geçildiği<br />

açıklanmış olmasına rağmen şu günlerde gazeteciler<br />

kötü çocuk rolüne değer bulunmuştur.<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ülkemizin ölümlü iş<br />

kazalarında dünya ortalamasının üstünde olduğunu ve<br />

iş kazalarının %83’ünün KOBİ’lerde meydana geldiğini<br />

belirtmekte sakınca görmemektedir. Üstelik bu konuda<br />

yaptığımız bütün ikazlara rağmen 50 kişiden az işçi çalıştırılan<br />

alanlar KOBİ’ler değilmiş gibi bu alanları iş sağlığı<br />

ve iş güvenliği yönetmeliğinin dışında tutarak hazırladıkları,<br />

bununla birlikte birçok çelişkiler ve yanlışlıklarla dolu<br />

yönetmelikleri ısrarla yayınlamaya devam etmektedir aynı<br />

zamanda.<br />

Ekonomik anlamda ise Türkiye’yi dünyanın 16. ekonomisi<br />

(kimi zaman 17.- Başbakanın 6 <strong>Mart</strong> tarihli konuşması) yapmakla,<br />

kişi başına milli gelirimizi 3 bin dolardan 9-10 bin<br />

dolara yükseltmekle övünmektedir aynı siyasi iktidar. Oysa<br />

TÜSİAD kendi genel kurulunda Başbakanın da hazır olduğu<br />

ortamda aynı konuya ısrarla vurgu yaparak “ Dünyanın 16.<br />

ekonomisi olan Türkiye’nin önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde<br />

dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceği tahminleri<br />

yapılmaktadır. Ancak kendimize şu soruyu sormalıyız, diyerek:<br />

Bu durumda Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına<br />

girdiğinde gelişmiş bir ülke olacak mı?” sorusunu sorup<br />

kendilerinin gelişmeyi ve kalkınmayı ekonomik büyümeyle<br />

özdeşleştirmediklerini, aslında dünyada da gelişmişliğin<br />

ekonomik büyüklük ile ölçülmediğini belirterek; 16. büyük<br />

ekonomiyiz,ama satın alma gücü paritesine göre kişi başına<br />

GSMH’da 84’üncü, küresel rekabet gücü endeksinde 61.<br />

sırada, bu tür sıralamaların belkide en önemlisi olan “İnsani<br />

gelişme endeksinde” maalesef 83. sırada olduğumuzu açık<br />

ve net olarak belirtmiştir. Buna basın özgürlüğü hususunda<br />

178 ülke arasında 138. durumda olunduğunu belirterek biz<br />

de bir katkı yapalım.<br />

Buna benzer bir sıralamayı Şube Başkanımız Tahsin VERGİN<br />

Bülten’in 2010 Kasım ayı 155. sayısındaki son başyazısında<br />

yapmıştı. Bu yazıda “Türk Mühendis ve Mimar Odaları<br />

Birliği’ne bağlı meslek odalarımızın ve özellikle kendi meslek<br />

odamız İnşaat Mühendisleri Odasının kuruluşundan<br />

günümüze yaptığı çalışmalar izlendiğinde, ülkemizin yeraltı<br />

ve üstü kaynaklarının talan edilmesine, bilime, tekniğe<br />

aykırı her türlü uygulama ve girişime karşı verilen mücadelelerle<br />

dolu olduğu görülmektedir. Son 60 yıldır ülkemizi<br />

idare edenler, mesleki birikimlerini bilim ve tekniğin yol<br />

göstericiliğinde, ülkenin ve halkının çıkarları yönünde kullanmakta<br />

sınırsız özveriyle mücadele eden mühendis ve<br />

mimarları dikkate alsalardı, Dünya Ekonomik Forumu 2010<br />

raporunda ülkemiz 134 ülke arasında ekonomide 131. sırada,<br />

sağlık ve yaşam ölçütleri açısından 61. sırada ve en<br />

önemlisi eğitim düzeyinde 109. sırada yer almazdı” diyerek;<br />

emperyalist sistemin geri bıraktırılmış ülkeleri daha<br />

iyi sömürmek, ülkelerin doğal kaynaklarını daha iyi talan<br />

edebilmek amacıyla yüzyıldır çeşitli politikalar uyguladığını<br />

belirterek bu politikalara karşı yapılması gerekenlere<br />

değinmişti.<br />

Dünya ve ülke gündemi baş döndürücü bir hızla değişmektedir<br />

son günlerde. Bir önceki Yayın Kurulu toplantısından<br />

bu yana o kadar çok şeyi bir arada o kadar hızlı yaşadık ki<br />

hangi konuları öne geçirelim hangisinden bahsedelim şaşırıp<br />

kaldık bu yaşadıklarımız karşısında. Ancak ülkemizin<br />

siyasi, ekonomik, toplumsal gelişiminde emeği ve bedelleri<br />

bulunan mesleki örgütümüzün elbette söylenecek sözü de<br />

bulunmaktadır. Bu söz söylemekteki kastımız kakofoni yapmak<br />

değildir. Bizler bu ülkenin aydınları olarak aynı zamanda;<br />

dünyayı, ülkemizi ve yaşadıklarımızı bilen, düşünen,<br />

sorgulayan, yorumlayıp toplumun çıkarlarını koruyacak<br />

bilgi ve becerideki meslek mensupları olarak elbette yapılacak<br />

işimiz çıkaracak sesimiz vardır.<br />

Mesleğini bilen, onu halkın hizmetinde kullanan inşaat mühendislerinden,<br />

ülkesinin her işini yapabilecek nicel ve nitel<br />

gücü bulunan teknik elemana, kalkınmamızın ve gelişmemizin<br />

denetiminden meslek düzeyimizin geliştirilmesine,<br />

ülke meslek ve meslektaş sorunlarının çözümüne kadar<br />

amaç, iş ve eylemleri gerçekleştirme hedefinde hepimiz;<br />

karanlığı aydınlatacak birer alev olmasını da biliriz.<br />

Sevgilerimizle...<br />

İMO İzmir Şubesi Bülteni - www.imoizmir.org.tr <strong>Mart</strong> <strong>2011</strong> - <strong>157</strong> 3

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!