12.07.2015 Views

İslam Deniz Ticaret Hukukunda Hukukî Sorumluluk - Süleyman ...

İslam Deniz Ticaret Hukukunda Hukukî Sorumluluk - Süleyman ...

İslam Deniz Ticaret Hukukunda Hukukî Sorumluluk - Süleyman ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

iiiÖNSÖZBir devletin ülkesi denilince, “karası, denizi ve havasıyla üç boyutlu birvarlığı olan, sınırları belli, dünya üzerinde belirli bir yer işgal eden, yazılı ve yazısızkurallarıyla bütünleşmiş kurulu bir yapısı olan, burada bulunan kişi, şey ve olaylarüzerine kendine has yetkilerini kullandığı alan” anlaşılır. Devletin kara ülkesi iledeniz ülkesinin sınırları, coğrafî olarak farklı olmakta, hava ülkesi de bu sınırlarüzerinde yer almaktadır. Fakat kuramsal olarak hepsi de bir bütünü ve bir birliği(üniter yapı) oluşturmaktadır. Bu açıdan deniz önemliydi ve ülkemizde ĐslâmHukuku bağlamında bu alanda yapılan bir çalışma yoktu. Onun için deniz hukukunayöneldik. Kaynaklarda daha çok deniz ticaret hukuku ile ilgili verilerin çoğunluktaolduğunu gördük. Bundan dolayı da deniz ticaret hukuku alanında yoğunlaştık.Konunun sınırlarının çizilmesi noktasında modern hukuklarla mukayese imkânıversin diye “hukuki sorumluluk (daman) bağlamında konuya ele almaya kararverdik.Son asırlarda Đslam medeniyetinin maddî planda gerilemesiyle beraber,“gelişmişlik adına ne varsa batıda vardır” şeklinde bir yaygın kanaat oluştu. Bununsebebi, her bilim alanında özgün incelemeler yapılmadan, batıdan alıntıyla meydanagetirilen çeviri eserlerin, öğretim kurumlarında okutulmasıydı. Pek tabiidir ki taklidinaz, telif eserlerin çok olduğu bir bilim anlayışı, kısa zamanda ortaya çıkmaz. Buaçıdan son iki yüzyılda Đslam Medeniyetine ait topraklarda topyekün savaşların eksikolmaması, telif çalışmalar yerine şerhlerle meşgul olunması özgün bilimselçalışmaların yapılmasına mani oldu. Aynı etki hukuk alanında da söz konusuydu.Hukuksal olarak yapılan Mecelle gibi çalışmalar da batının yükselişi yanında geç vegüdük kaldı. Ama artık, özellikle 20.yüzyılın ikinci yarısı itibariyle –her ne kadartam olmasa da- dünyaya ekseriyetle barışın hâkim olması; yeni yeni bir takımçalışmaların yapılmasına, kütüphanelerin tozlu raflarından ecdada ait ölümsüzeserlerin çıkartılmasına, batının ulaştığı bugünkü sistematik bilim anlayışıyla eski ileyeninin mukayesesinin yapılmasına yol açtı.Yeni veriler ortaya çıktıkça her şeyin batıdan geldiği kanaati yıkılmış, aksinebatının çoğu bilgisini doğuya borçlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tabiiki çift taraflıetkileşimler olmuştur. Önemli olan bu etkilenmenin ağırlığının sadece bir kefedeolmadığını, teslim etmektir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!