25.04.2017 Views

J.R.R. Tolkien - Yüzüklerin Efendisi - İki Kule

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

210<br />

i K i KULE<br />

ölmüş yatan çocuklara ne demeli? Öldükten sonra Hâma'nın<br />

bedenini Boruşehir'in kapılan önünde parçaladılar. Pencerene kurulan<br />

bir dara-ğacından sallanıp da kargalarının eğlencesi olduğun zaman,<br />

seninle ve Orthanc ile bir banş yapacağım. Eorl Hanedanı'ndan sana<br />

gelecek iyilik bu kadar. Ulu atalarımın önemsiz bir evladıyım ama<br />

senin parmaklarını yalamama gerek yok. Başka yere dön. Ama<br />

korkarım sesin büyüsünü yitirdi."<br />

Süvariler Thöoden'e rüyadan uyandırılmış gibi baktılar. Sanıman'ın<br />

müziğinden sonra efendilerinin sesi kulaklarına kart bir karganınki<br />

gibi gelmişti. Ama Saruman bir süre için gazap içinde kendinden<br />

geçti. Sanki krala elindeki asa ile vuracakmış gibi korkuluklardan<br />

aşağıya sarktı. Bazılarının gözüne ansızın, saldırmak için gerilen bir<br />

yılan gibi göründü.<br />

"Darağaçlan ile kargalarmış!" diye tısladı; herkes bu korkunç değişim<br />

karşısında ürperdi. "Bunak! Eorl'un konağı, içinde eşkıyaların<br />

pis kokular içinde içtiği, veletlerin itlerle yerde yuvarlandığı yer değil de<br />

ne? Kendileri uzun zamandır darağacından kaçıp duruyorlar. Fakat<br />

ilmik geliyor, yavaş yavaş daralıyor ama sonunda sıkı ve sert kavrayacak.<br />

Kolaysa asın da görelim!" Yavaş yavaş kendisine hâkim olmaya<br />

başladıkça sesi de değişti. "Neden seninle konuşma sabrını -gösterdim<br />

bilmiyorum. Çünkü ne sana, ne de senin şu dört nala koşturup duran,<br />

ilerlerken değil de kaçarken hızlı giden minik takımına ihtiyacım yok<br />

Thöoden Atterbiyecisi. Çok zaman önce senin faziletin ve aklının<br />

ötesinde bir devlet sundum sana. Sonra tekrar sundum ki senin yanlış<br />

yere sürüklediklerin, açık açık önlerindeki yollan görebilsinler. Yüksekten<br />

atıp, iyi niyetimi suistimal ediyorsun. Öyle olsun. Kulübelerinize<br />

geri dönün!<br />

"Fakat sen Gandalf! Utancını fark ederek en azından senin için<br />

üzülüyorum. Sen nasıl oluyor da böyle bir gruba tahammül edebiliyorsun?<br />

Çünkü sen mağrur birisin Gandalf - soylu bir zekâya, hem<br />

derine hem uzağa bakabilen gözlere sahip olduğun için buna da hakkın<br />

var. Şimdi de benim öğüdümü dinlemeyecek misin?"<br />

Gandalf kıpırdanarak yukan baktı. "Son karşılaşmamızda bana<br />

söylememiş olduğun ne var?" diye sordu. "Ya da belki geri almak istediğin<br />

sözlerin vardır?"<br />

Saruman durakladı. "Geri almak mı?" diye derin derin düşündü<br />

sanki aklı kanşmış gibi. "Geri almak mı? Ben senin iyliğin için sana<br />

öğüt vermeye gayret ettim ama sen dinlemedin bile. Çok gururlusun<br />

S A R U M A N ' I N SESi<br />

211<br />

ve aslında kendine ait bir irfan kaynağın olduğu için nasihati da pek<br />

sevmiyorsun. Fakat o durumda sanınm, benim niyetlerime kasten<br />

yanlış manalar vererek, yanıldm. Seni ikna etme heyecanıyla sabonu<br />

kaybettim korkanm. Ve hakikaten de buna çok pişmanım. Çünkü sana<br />

karşı bir kötü niyet taşımıyordum; hatta şimdi bile, karşıma vahşi ve<br />

cahil bir güruhla geri dönmüş olsan bile. Nasıl taşıyabilirim ki? Her<br />

ikimiz de Orta Dünya'daki en mükemmel nizam olan, yüksek ve kadim<br />

bir nizamın üyeleri değil miyiz? Dostluğumuz her ikimizin de çıkanna<br />

olur. Hâlâ birlikte, dünyanın düzensizliğini iyileştirmek için birçok<br />

şeyin üstesinden gelebiliriz. Gel, birbirimizi anlayalım ve düşüncelerimizden<br />

bu düşük insanlan atalım! Bırakalım onlar bizim kararlanmızı<br />

beklesin! Çoğunluğun iyiliği için ben geçmişi düzeltmeye,<br />

seni kabul etmeye razıyım. Benimle istişare etmez misin? Yukan gelmez<br />

misin?"<br />

Saruman'ın son bir çabayla sarf ettiği güç o kadar büyüktü ki, duyuş<br />

alanında olan kimse etkilenmeden edemedi. Fakat bu kez büyü tamamiyle<br />

farklıydı, iyi huylu bir kralın, hata yapmış olan ama yine de<br />

çok sevdiği bir vekiline nazik sitemini duydu herkes. Ama onlar dışanda<br />

bırakılmışlardı, kendilerine söylenmeyen sözleri kapıda durmuş<br />

dinliyorlardı: Büyüklerinin anlaşılması zor sohbetlerine kulak misafiri<br />

olan ve bunun onlan nasıl etkileyeceğini merak eden kötü terbiye<br />

almış çocuklar veya ahmak uşaklar gibi. Daha âli bir kalıptan çıkmıştı<br />

bu ikisi: Muhterem ve ariftiler. Bir ittifak kurmalan kaçınılmaz bir<br />

şeydi. Gandalf, onlann ka.vrayamayacağı şeyleri Orthanç'ın yüksek<br />

odalarında tartışmak için kuleye çıkacaktı. Kapı kapatılacak, kendilerine<br />

tayin edilecek işi veya cezayı beklemek için onlar dışanda bırakılacaktı.<br />

Th6oden'in zihninde bile bu düşünce biçimlendi, bir kuşku gölgesi<br />

gibi: "Bize ihanet edecek; gidecek - kaybolacağız."<br />

Derken Gandalf güldü. Hayaller bir duman gibi puf diye dağıldı.<br />

"Saruman, Saruman!" dedi Gandalf hâlâ gülerek. "Saruman hayatının<br />

yolunu kaybetmişsin sen. Kralın soytansı olarak kazanmalıydın<br />

ekmeğini; danışmanlannın taklitlerini yaptığında kırbacı da hak ederdin<br />

ya. Aman aman!" diyerek durdu daha bir neşelenerek. "Birbirimizi mi<br />

anlayacakmışız? Korkanm ben senin anlayış sınınnın üersinde-yim.<br />

Ama ben seni Saruman, artık çok iyi anlıyorum. Senin tahmin ettiğinden<br />

daha iyi hatırlıyorum senin tartışmalannı ve işlerini. Seni son ziyaret<br />

ettiğimde Mordor'un gardiyanıydın ve beni de oraya yollayacaktın.<br />

Hayır, bacadan kaçmış olan konuk bir kez daha kapından gir-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!