25.04.2017 Views

J.R.R. Tolkien - Yüzüklerin Efendisi - İki Kule

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

302<br />

iKi KULE<br />

"Eyvah! Hiç böyle görüneceğini tahmin etmemiştim!" diye mırıldanarak<br />

aceleyle geri dönmeye hazırlandı. Aniden durdu ve etrafı dinledi.<br />

Bir ıslık sesi duymuş muydu, duymamış mıydı? Yoksa bu tuhaf bir<br />

kuşun çığlığı mıydı? Eğer bir ıslık idiyse Frodo'nun olduğu taraftan<br />

gelmemişti, îşte yine, bu sefer başka bir yönden gelmişti! Sam, yokuş<br />

yukarı koşabildiğince koştu.<br />

Küçük bir odun parçası, ucuna doğru yanarken ateşin kenarındaki<br />

eğreltiotlanmn bir kısımını tutuşturmuş, alev alan eğreltiotlan da çimenleri<br />

için için yakmaya başlamıştı. Ateşin geri kalanını basarak<br />

söndürüp küllerini dağıttı ve çukura çim doldurdu. Sonra Frodo'nun<br />

yanına emekledi.<br />

"O ıslık ile cevaba benzeyen sesi duydun mu?" diye sordu. "Birkaç<br />

dakika önce. Umarım sadece bir kuştur ama pek öyleye benzemiyordu:<br />

Daha çok biri kuş taklidi yapıyor gibi geldi bana. Korkarım benim ateş<br />

biraz tütüyordu. Eğer başımıza bir dert açtıysam kendimi hiç affetmem.<br />

Belki kendimi affetmek için bir şansım bile olmaz!"<br />

"Sus!" diye fısıldadı Frodo. "Galiba bir ses duydum."<br />

îki hobbit küçük denklerini toparlayarak kaçmak için hazır ettiler,<br />

sonra da eğreltiotlan içine iyice gömüldüler. Orada çömelerek dinlemeye<br />

başladılar.<br />

Sesler konusunda hiç kuşku yoktu. Alçak sesle ve gizli gizli konuşuyorlardı<br />

ama yakınlarda bir yerdeydiler ve gittikçe de yaklaşıyorlardı.<br />

Sonra, oldukça ani bir şekilde bir tanesi çok yakında konuştu.<br />

"Burada! Dumanın çıktığı yer burada!" dedi. "Buralarda bir yerde.<br />

Eğreltiotlan arasında kuşkusuz. Kapandaki tavşan gibi yakalayacağız.<br />

Sonra da ne mene bir şey olduğunu görürüz."<br />

"Öyle, aynca neler bildiğini de öğreniriz!" dedi ikinci bir ses.<br />

Aynı anda, eğreltiotlannın değişik yönlerinden dört kişi yaklaşmaya<br />

başladı. Kaçmak veya saklanmak artık mümkün olmadığı için<br />

Frodo ile Sam minik kılıçlannı savurarak sırt sırta verdiler.<br />

Eğer gördükleri karşısında şaşırmışlarsa, onları yakalayanlar daha<br />

da şaşırmıştı. Dört uzun boylu insan duruyordu orada. <strong>İki</strong>si geniş, parlak<br />

başlı mızraklar taşıyordu, ikisinin kocaman, neredeyse kendi boylarında<br />

yaylan ve içinde uzun, yeşil tüylü oklar olan sadaklan vardı. Hepsinin<br />

kılıçlan yanlanndaydı ve sanki tthilien'de orman aralannda gezerken<br />

görülmesinler diye yeşil ve kahverenginin tonlannı taşıyan giysiler<br />

giymişlerdi. Ellerini uzun, yeşil zırh eldivenleri örtüyordu; başlarına<br />

ve yüzlerine, sadece keskin ve parlak gözleri açıkta kalacak<br />

BAHARATLAR VE TAVŞAN V A H N l S l<br />

303<br />

şekilde yeşil başlıklar takmışlardı. Frodo'nun aklına hemen Boromir<br />

geldi çünkü bu adamlar boy pos açısından ve konuşma biçimleriyle<br />

ona benziyorlardı.<br />

"Aradığımızı bulmadık," dedi biri. "iyi de ne bulduk böyle?"<br />

"Ork değiller," dedi başka bir tanesi, Frodo'nun elindeki Sting'in<br />

pırıltısını görünce tutmuş olduğu kılıcının kabzasını bırakarak.<br />

"Elfler mi?" dedi bir üçüncüsü kuşkuyla.<br />

"Hayır! Elf değiller," dedi dördüncüsü; en uzun olanları ve görünüşe<br />

göre de reisleri. "Elfler bugünlerde îthilien'de dolaşmaz. Aynca<br />

cifleri seyretmeye doyamazmış insan, ya da öyle söylenir."<br />

"Yani biz öyle değiliz demeye getiriyorsun anladığım kadanyla,"<br />

dedi Sam. "Çok teşekkür ederim. Belki bizim hakkımızda tartışmayı<br />

bitirdiğinizde bize kendinizin kim olduğunu ve neden iki yorgun yolcunun<br />

dinlenmesine izin vermediğinizi söylersiniz."<br />

Uzun boylu yeşil adam gaddarca güldü. "Ben Faramir'im, Gondor'un<br />

Reisi," dedi. "Fakat bu ülkede hiç yolcu yoktur Sadece Kara<br />

<strong>Kule</strong>'nin veya Ak <strong>Kule</strong>'nin hizmetkârlan vardır."<br />

"Ama biz ikisi de d'eğiliz," dedi Frodo. "Ve yolcuyuz, Reis Fararnir<br />

ne derse desin."<br />

"O zaman kendinizi ve görevinizi açıklamaya hazırlanın," dedi<br />

Faramir. "Yapacak işlerimiz var ve burası bilmecelerle oyalanacak<br />

veya münakaşa edilecek bir yer değil. Haydi! Üçüncü nerede?"<br />

"Üçüncümü?"<br />

"Evet, burnunu ötedeki su birikintisine sokmuş o kaypak şey. Nahoş<br />

bir görüntüsü vardı. Herhalde orklann etrafı gözetleyen bir cinsi olsa<br />

gerek, ya da onlann yaratıklarından biri. Ama bir tilki gibi kurnazca<br />

kaçtı gitti."<br />

"Nerede olduğunu bilmiyorum," dedi Frodo. "O yolda rast geldiğimiz<br />

bir arkadaşımız ve ben ona kefil olamam. Eğer ona rast gelirseniz<br />

canını bağışlayın. Ya bize getirin onu, ya da yollayın. Sadece sefil,<br />

derbeder bir yaratıktır ama bir süre için onu gözetimim altında tutuyorum.<br />

Bize gelince, bizler uzaklardan, Kuzey'den ve Batı'dan, bir<br />

sürü nehrin ardından, Shire'dan gelen hobbitleriz. Drogo oğlu Frodo<br />

benim adım ve yanımda, hizmetimdeki saygıdeğer bir hobbit olan<br />

Hamfost oğlu Samwise var. Uzun yollardan geldik - Yarmavadi'den,<br />

sizin deyiminizle tmladris'ten çıkıp geldik." Bu noktada Faramir hayret<br />

ederek dikkat kesildi. "Yedi yol arkadaşımız vardı: Birini Mo-ria'da<br />

kaybettik, diğerlerini de Rauros'un üzerindeki Parth Galen'de:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!