Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
136 A L T I N K O N A K ' I N K R A L I<br />
iKi KULE<br />
137<br />
Çağırıldıklarını sanan muhafızlar merdivenlerden yukarı fırladılar.<br />
Hükümdarlarına hayretler içersinde bakakaldılar ve yekvücut halinde<br />
kılıçlarını çekerek hükümdarlarının ayağının dibine bıraktılar.<br />
"Emret! "dediler.<br />
"Westu Thioden hâl!" diye bağırdı Gömer. "Tekrar özüne döndüğünü<br />
görmek ne hoş. Bir daha asla senin elem getirdiğin söylenmeyecek<br />
Gandalf!"<br />
"Kılıcını geri al, kızkardeşim oğlu Eomer!" dedi kral. "Hama, git<br />
benim kendi kılıcımı bul! Grima onu saklamıştı. Grima'yı da bana getir.<br />
Şimdi Gandalf, bana verecek öğüdün olduğunu söylemiştin, eğer dinler<br />
isem. Nedir öğüdün?"<br />
"Öğüdümü tuttunuz zaten," diye cevap verdi Gandalf. "Çarpık<br />
akıllı bir adamdansa Eomer'e güvenmenizdi, öğüdüm. Pişmanlık ve<br />
korkuyu bir yana atmanızdı. Yapılması gerekenleri yapmanızdı. At binebilen<br />
herkesin hemen batıya yollanması gerekir, Eomer'in de size<br />
önermiş olduğu gibi: Önce Saruman tehdidini yok etmeliyiz, henüz<br />
vaktimiz varken. Eğer başaramazsak, düşeriz. Eğer başarırsak, o zaman<br />
bir sonraki işle yüzleşeceğiz. Bu arada burada kalan halkınız, kadınlar,<br />
çocuklar ve yaşlılar, dağlardaki barınaklarınıza kaçmalı hemen. Onlar<br />
böyle kötü günler için hazırlanmamış mıydı zaten? Yanlarına erzak<br />
alsınlar ama oyalanmasınlar veya yüklerini mücevherlerle -ister büyük<br />
olsun, ister küçük- ağırlaştırmasınlar. Söz konusu olan yaşamları."<br />
"Bu öğütler şimdi bana hoş geliyor," dedi Theoden. "Söyleyin bütün<br />
budunum hazırlansın! Ama konuklanma gelince - doğru söylemiştin<br />
Gandalf, konağımdaki konukseverlik azaldı diye. Bütün gece at<br />
sürdünüz ve sabah da ilerlemekte. Ne uyudunuz, ne bir şeyler yediniz.<br />
Bir konuk evi hazırlanacak: Bir şeyler yedikten sonra burada uyuyacaksınız."<br />
"Hayır beyim," dedi Aragorn. "Henüz yorgun kişilere istirahat<br />
yok. Rohan'h erler bugün yola çıkmalı; biz de balta, kılıç ve yayla, onların<br />
yanında süreceğiz atlarımızı. Baltayı, kılıcı, yayı sizin duvarlarınıza<br />
yaslanıp dursunlar diye getirmedik Yurt'un Hükümdarı. Ayrıca<br />
Eomer'e, kendi kılıcımla onun kılıcının birlikte kınlarından çekileceklerine<br />
dair söz vermiştim."<br />
"Artık utkumuz için ümit var gerçekten!" dedi Eomer.<br />
"Ümit, evet," dedi Gandalf. "Fakat Isengard güçlüdür. Aynca başka<br />
tehlikeler de durmadan yaklaşıyor. Oyalanmayın Th6oden, biz gittikten<br />
sonra. Halkınızı bütün hızınızla tepelerdeki Dunharrow Sığınağı'na<br />
götürün!"<br />
"Hayır Gandalf!" dedi kral. "Sen kendi iyileştirme hünerinin gücünden<br />
habersizsin. Öyle olmayacak. Ben de gideceğim cenge, gerekirse<br />
çengin önünde düşmek için. Böyle olursa daha rahat uyurum."<br />
"O zaman Rohan'ın mağlubiyeti bile şanlı olur şarkılarda," dedi<br />
Aragorn. Yakınlarda duran silahlı adamlar silahlarını şakırdatarak bağırdı:<br />
"Yurt'un Hükümdarı at sürecek! Üeri Eorloğullan!"<br />
"Fakat halkınız hem korumasız, hem de başsız kalmamalı," dedi<br />
Gandalf. "Kim yol gösterecek onlara ve sizin yerinize kim yönetecek?"<br />
"Gitmeden önce bunu düşünürüm," diye cevap verdi Theoden.<br />
"işte geliyor danışmanım."<br />
Tam o sırada Hama yeniden divanhaneden çıktı. Arkasında, iki<br />
adamın arasında sinmiş Solucandı! Grîma geliyordu. Yüzü kül gibiydi.<br />
Gün ışığında gözlerini kırpıştırdı. Hama diz çökerek Thöoden'e altından<br />
tokalı ve yeşil taşlarla bezenmiş kınında uzun bir kılıç sundu.<br />
"îşte hükümdarım, eski kılıcınız Herugrim," dedi. "Onun dolabında<br />
bulundu. Anahtarları ortaya çıkarmakta gönülsüzdü. Orada, insanların<br />
aradığı daha bir sürü şey var."<br />
"Yalan söylüyorsun," dedi Solucandil. "Zaten bu kılıcı efendin<br />
kendi vermişti bana saklayayım diye."<br />
"Şimdi de geri istiyor senden," dedi Theoden. "Bu seni üzüyor<br />
mu?"<br />
"Elbette ki hayır efendim," dedi Solucandil. "Sizi ve sizin malınız<br />
olan her şeyi elimden geldiğince gözetirim. Ama kendinizi yormayınız,<br />
gücünüzü fazla harcamayınız. Bırakın bu usandırıcı konuklarla<br />
diğerleri ilgilensin. Etiniz neredeyse sofraya konmak üzere. Yemeğe<br />
gitmeyecek misiniz?"<br />
"Gideceğim," dedi Th6oden. "Sofrada yanıma, konuklarım için de<br />
yiyecek konsun. Ordu bugün hareket edecek. Habercileri yollayın!<br />
Eldekiler hemen toparlansın! Her er ve silah taşıyabilecek kadar gücü<br />
olan her delikanlı, atı olan herkes, öğleden sonraki ikinci saatten önce<br />
kapının önünde atlan üzerinde olsunlar!"<br />
"Sevgili efendim!" diye bağırdı Solucandil. "Tam korktuğum gibi.<br />
Bu büyücü sizi büyülemiş. Atalannızın Altın Konağını, bütün hazine-