25.04.2017 Views

J.R.R. Tolkien - Yüzüklerin Efendisi - İki Kule

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

104 iKi KULE<br />

AK SÜVARi<br />

105<br />

hazır et; ben de kemerimde baltamın bağlarını çözeceğim. Ağaçlara<br />

karşı kullanmak için değil," diye ekledi hemencecik, başını kaldırıp<br />

altında durdukları ağaca doğru bakarak. "Sadece, verecek bir karşılığım<br />

olmaksızın o yaşlı adama gafil avlanmak istemem o kadar. Haydi<br />

gidelim!"<br />

Bunun üzerine üç avcı Fangorn ormanına daldı. Legolas ile Gimli, iz<br />

sürme işini Aragom'a bırakmışlardı. Onun da görebileceği az şey<br />

vardı zaten. Ormanın zemini kuru ve dökülmüş yapraklarla doluydu;<br />

ama kaçakların suyun yakınında kalacaklarını tahmin ederek sık sık<br />

derenin kenarına gidiyordu. Böylece Merry ile Pippin'in su içtikleri<br />

ve ayaklarını yıkadıkları yere geldi. Burada hepsinin görebileceği kadar<br />

açık seçik bir şekilde biri diğerinden daha küçük olan iki hobbitin ayak<br />

izleri seçiliyordu.<br />

"Bu güzel bir haber," dedi Aragorn. "Yine de izler iki günlük. Ve<br />

öyle görünüyor ki hobbitler bu noktada su boyundan ayrılmışlar."<br />

"O halde şimdi neyapacağız?" dedi Gimli. "Onları bütün Fangom'da<br />

izleyemeyiz ki. Yeterince tedarikli gelmedik. Eğer onlan bir an<br />

önce bulamazsak, yanlarında oturup dostluğumuzu ispat için hep<br />

birlikte açlıktan ölmekten başka bir faydamız olmaz onlara."<br />

"Eğer gerçekten bütün yapabileceğimiz bu ise, ö zaman öyle yapmalıyız,"<br />

dedi Aragorn. "Haydi gidelim."<br />

Sonunda Ağaçsakal'ın Tepesi'nin keskin ve sarp yamacına vardılar<br />

ve yüksek kaya tabakasına doğru yükselen kaba basamaklanyla taş<br />

duvara baktılar. Aceleyle geçen bulutlar arasından güneş ışınlan parlıyor<br />

ve orman artık daha az kurşuni ve daha az kasvetli görünüyordu.<br />

"Haydi yukan çıkıp etrafa bir bakmalım!" dedi Legolas. "Hâlâ<br />

kendimi nefessiz hissediyorum. Bir süre için daha açık bir hava tatmak<br />

isterim."<br />

Yol arkadaşları yukan ormandılar. En son Aragorn vardı tepeye,<br />

yavaş yavaş hareket ediyor, basamakları ve çıkıntılı kaya tabakasını<br />

yakından tarıyordu.<br />

"Hobbitlerin buraya çıktıklanna hemen hemen eminim," dedi.<br />

"Ama başka izler de var, ne olduklannı anlayamadığım çok garip izler.<br />

Acaba bu çıkıntılı kayadan, ne yana doğru gittiklerini tahmin etmemize<br />

yarayacak bir şey görebilecek miyiz?"<br />

Ayağa kalkarak etrafına bakındı, fakat işe yarar hiçbir şey göremedi.<br />

Çıkıntı güneye ve doğuya bakıyordu; fakat sadece doğu yönünde<br />

manzara açıktı. O tarafta da, gelmiş olduklan ovaya doğru sıra sıra<br />

inmekte olan ağaçların tepelerini görebiliyordu.<br />

"Yolumuzu çok dolandırdık," dedi Legolas. "Buraya hep birlikte<br />

sağ salim gelebilirdik, eğer Ulu Nehir'i ikinci veya üçüncü gün terk<br />

edip batıya sapsaydık. Çok az kişi sonuna gelmeden yolun onlan nereye<br />

götüreceğini görebilir."<br />

"Ama Fangorn'a gelmeyi düşünmüyorduk ki," dedi Gimli.<br />

"Yine de buradayız işte - bir güzel ağa yakalandık," dedi Legolas.<br />

"Bakın!"<br />

"Neye bakın?" dedi Gimli.<br />

"Oraya ağaçlann arasına."<br />

"Nereye? Bende elf gözü yok!"<br />

"Sus! Daha alçak sesle konuşun! Bakın!" dedi Legolas işaret ederek.<br />

"Ormanın içine, şimdi gel Jiğimiz yola. Bu o. Ağaçtan ağaca geçerken<br />

onu göremiyor musunuz?"<br />

"Gördüm, gördüm şimdi!" diye tısladı Gimli. "Bak Aragom! Sizi<br />

uyarmamış mıydım? işte yaşlı adam. Kirli, gri çaputlar içinde: İlk<br />

başta onu göremememin nedeni buydu."<br />

Aragom baktı ve yavaş yavaş hareket eden iki büklüm bir şekil<br />

gördü. Çok uzakta değildi. Kaba bir asaya dayanmış, yorgun argın yürüyen<br />

yaşlı bir dilenciye benziyordu. Başı önüne eğilmişti ve onlardan<br />

yana bakmıyordu. Başka topraklarda olsa onu hoş sözlerle karşılarlardı;<br />

ama şimdi her biri garip bir beklenti içinde sessizce duruyorlardı: Gizli<br />

bir güç -veya kötülük- barındıran bir şey yaklaşıyordu.<br />

Gimli onlara adım adım yaklaşan siluete fal taşı gibi açılmış gözlerle<br />

baktı. Sonra aniden, kendini daha fazla denetim altında tutamaya-rak<br />

patladı: "Yayın Legolas! Yayını ger! Hazırlan! Saruman bu. Konuşmasına<br />

veya bize büyü yapmasına izin verme! önce sen vur onu!"<br />

Legolas yayını alarak yavaş yavaş gerdi, sanki başka bir irade ona<br />

karşı koyuyormuş gibi. Elinde bir oku gevşekçe tuttu ama bir türlü yaya<br />

geçirmedi. Aragom sessizce duruyordu; yüzü tetikte ve dikkatliydi.<br />

"Neden bekliyorsun? Neyin var?" dedi Gimli fısıldayarak.<br />

"Legolas haklı," dedi Aragorn sakin sakin. "Yaşlı bir adarra habersizce,<br />

meydan okumadan, bu şekilde vuramayız, ne kadar korku ve<br />

kuşku içinde olsak da. izle ve bekle!"<br />

Tam o sırada yaşlı adam adımlannı sıklaştırarak şaşırtıcı bir hızla<br />

taş duvann dibine geldi. Sonra onlar kıpırdamadan durmuş aşağıya

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!