25.04.2017 Views

J.R.R. Tolkien - Yüzüklerin Efendisi - İki Kule

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

370 i K i KULE<br />

C t R l T H UNGOL'UN MERDİVENLERİ<br />

371<br />

yor ve eleme, hatta elemden de ötesine uzanıyor - Silmaril de yoluna<br />

devam ederek Earendü'e kadar geliyor. Acaba neden bunu daha Önce<br />

düşünemedim beyim! Bizde -yani sizde- de o ışığın birazcığı var,<br />

Hanım'ın size vermiş olduğu o yıldızcamda! Vay canına, düşününce,<br />

biz de hâlâ aynı öykünün içindeyiz! Öykü devam ediyor. Büyük öyküler<br />

hiç bitmez mi acaba?"<br />

"Hayır, onlar hiçbir zaman öykü olarak bitmez," dedi Frodo. "Fakat<br />

onların içindeki kahramanlar gelir, rolleri bitince giderler. Bizim<br />

bölümümüz de bir zaman sonra bitecek - ya da kısa bir süre sonra."<br />

"O zaman biraz dinlenip, biraz da uyuyabiliriz," dedi Sam. Acı acı<br />

güldü. "Tam da bunu kastediyorum Bay Frodo. Yani bildiğimiz, basit<br />

bir istirahati, bir uykuyu ve sonra bahçedeki sabah işlerini yapmak<br />

için de uyanmayı kastediyorum. Korkarım benim bütün ümidim hep<br />

bundan ibaret olmuştur. Bütün o büyük önemli planlar benim gibilere<br />

göre değil. Yine de merak ediyorum acaba bizi şarkılara veya öykülere<br />

katacaklar mı diye? Şimdi öykünün birindeyiz elbette - ama ben şunu<br />

kastediyorum: Yani sözlere dökecekler mi, anlarsınız ya, hani yıllar,<br />

yıllar sonra ocak başında anlatılan veya kırmızı siyah harfleri olan<br />

kocaman bir kitaptan okunan bir öyküdeki sözlere. Ve insanlar şöyle<br />

diyecekler: 'Hadi bize Frodo ile Yüzük'ü anlatın!' Onlar da şöyle<br />

diyecekler: 'Evet, bu benim de en sevdiğim öykülerden biri. Frodo çok<br />

cesurmuş, öyle değil mi baba?' 'Evet oğlum, hobbitlerin en meşhuru, bu<br />

da kolay bir şey değil.'"<br />

"Hiç kolay değil," dedi Frodo ve uzun uzun, içinden gelerek güldü.<br />

Öyle bir ses, Sauron Orta Dünya'ya geldiğinden beri bu yerlerde hiç<br />

duyulmamıştı. Sam'e aniden sanki bütün kayalar dinliyorlarmış, uzun<br />

kayalar da üzerlerine eğilmiş gibi geldi. Fakat Frodo onlara kulak<br />

asmadı; yine güldü. "Hey gidi Sam," dedi, "seni duymak, sanki öykü<br />

yazılmış gibi mutlu etti beni. Ama en önemli karakterlerden birini<br />

unuttun: Aslan yürekli Samvvise. 'Ben daha çok Sam'i dinlemek<br />

istiyorum baba. Neden onun konuşmalannı daha çok katmamışlar baba?<br />

Ben en çok onu seviyorum, beni o güldürüyor. Üstelik Sam olma-saymış<br />

Frodo pek uzağa gidemezmiş, değil mi baba?"'<br />

"Aşkolsun Bay Frodo," dedi Sam, "alay etme. Ben ciddiydim."<br />

"Ben de ciddiydim," dedi Frodo, "ve hâlâ ciddiyim. Hızımızı alamadık.<br />

Sen ve ben, Sam, hâlâ öykünün en kötü yerlerine sıkışıp kalmış<br />

durumdayız ve bu noktada birinin şöyle demesi de çok büyük bir ihtimal.<br />

'Kapat şu kitabı artık baba; daha fazla okumamıza gerek yok.'"<br />

"Belki de," dedi Sam, "fakat bunu söyleyecek olan ben olmazdım.<br />

Büyük öykülerin bir parçası haline gelmiş, olup bitmiş şeyler başkadır.<br />

Belli mi olur, belki Gollüm bile öyküye yakışır, yanımızda olduğundan<br />

daha iyi gider en azından. Üstelik o da bir zamanlar öyküleri<br />

seviyormuş, anlattığına göre. Acaba kendisini iyi adam gibi mi, kötü<br />

adam gibi mi görüyordur?"<br />

"Gollüm!" diye seslendi. "Sen bir kahraman mı olmak isterdin<br />

-nerelere gitti yine o?"<br />

Ne sığınaklarının ağzında, ne de etraftaki gölgeler içinde izi bile<br />

yoktu. Her zamanki gibi bir yudum suyu kabul ettiği halde onların yiyeceklerini<br />

reddetmişti; sonra da sanki uyumak için kıvnlmıştı. Bir<br />

gün önceki uzun yokluğunun nedenlerinden birinin en azından kendi<br />

zevkine göre yiyecek bulmak olduğunu varsaymışlardı; şimdi de belli ki<br />

onlar konuşurken süzülüp gitmişti. Ama bu kez ne için?<br />

"Haber vermeden sessizce gitmesinden hiç hoşlanmıyorum," dedi<br />

Sam. "Hele şimdi hiç hoşlanmıyorum. Buralarda yiyecek anyor olamaz,<br />

tabii özellikle yemekten hoşlandığı bir kaya varsa o başka. Yahu<br />

burada bir parça yosun bile yok!"<br />

"Onun için endişe etmenin bir faydası yok şimdi," dedi Frodo. "O<br />

olmasaydı buraya kadar gelemezdik, geçidi görmüş olsaydık bile; o<br />

yüzden onun bu hallerine katlanmamız gerek. Eğer kötüyse, kötü."<br />

"Yine de onun gözümün önünde olmasını isterdim," dedi Sam.<br />

"Hele kötüyse, daha da çok isterdim. Hatırlıyor musun, geçidin gözlenip<br />

gözlenmediğini hiç söylemedi. Şimdi de orada bir kule görüyoruz - terk<br />

edilmiş de olabilir, edilmemiş de. Sence onlan getirmeye mi gitti;<br />

orklan veya her neyseler onlan?"<br />

"Hayır, zannetmem," diye cevap verdi Frodo. "Eğer bir kötülük<br />

düşünüyorsa bile, ki bu pek uzak bir ihtimal değil, bunun öyle bir kötülük<br />

olduğunu zannetmem: Yani orklan veya Düşman'ın hizmetkârlanndan<br />

birini çağıracağını. Neden bu ana kadar beklesindi, bütün o<br />

tırmanma zahmetine katlansındı ve o kadar korktuğu bu topraklara bu<br />

kadar yaklaşsındı? Onunla karşılaştığımızdan beri birçok kez bizi<br />

orklara teslim edebilirdi. Hayır, eğer bir şey varsa bile bu oldukça gizli<br />

tuttuğu, kendine ait özel bir numaradır."<br />

"Eh, sanınm haklısın Bay Frodo," dedi Sam. "Bunun beni pek rahatlattığı<br />

da yok ya. Kendimi aldatmıyorum tabii: Beni orklara seve<br />

seve vereceğinden hiç kuşkum yok. Fakat unutuyordum - Kıymetlisi.<br />

Hayır, herhalde başından beri aklındaki zavallı Smlagol'ün Kıymetlisi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!