25.04.2017 Views

J.R.R. Tolkien - Yüzüklerin Efendisi - İki Kule

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

296<br />

iKt KULE<br />

Karanlıklar <strong>Efendisi</strong>'nin diğer hizmetkârlarının açmış oldukları yaraların<br />

izlerini görmüşlerdi: Üzeri örtülmemiş çöp ve süprüntüler; sebepMZceJfiESİüp-öisün<br />

diye b'ir kenara Jbırakılmış, gövdelerine zalim<br />

darbelerle şeyjarıi_nBerj/eya Çöz'ün kötü işaretleri kazınmış ağaçlar.<br />

""Gölcüğün döküldüğü yerin aşağılarında, havayı koklayarak, gözüne<br />

yabancı gelen bitkileri ve ağaçlan elleyerek, o an için Mordor'u aklından<br />

çıkartarak dolanan Sam, etraflanndan hiç eksik olmayan tehlikeleri<br />

hatırladı birdenbire. Hâlâ bir ateşin izlerini banndıran halka halinde bir<br />

yere takıldı ayaklan; bu yerin ortasında kömürleşmiş kınk kemikler<br />

ve kafataslan vardı. Fundasıyla, yabani gülüyle, filbahrisiy-le doğanın<br />

hızlı büyüyen bitkileri korkunç bir ziyafetin ve kıyımın olduğu bu yerin<br />

üzerine bir örtü çekmeye başlamıştı bile; ama burası çok eski değildi.<br />

Çabucak arkadaşlannın yanına döndü ama bir şey söylemedi:<br />

Kemikler huzur içinde bırakılmalı, Gollüm tarafından ellenip<br />

eşilmemeliydi.<br />

"Haydi içine ^irip uzanabileceğimiz bir yer bulalım," dedi. "Çok<br />

aşağılarda olmasın. Benim hatınm için yukarda olsun."<br />

Gölcüğün biraz yukansında, bir yıl öncenin eğreltiotlanndan derin,<br />

kahverengi bir yatak buldular. Bunun gerisinde, kara yapraklı defne<br />

ağaçlan, yaşlı sedir ağaçlanyla taçlanmış dik bir tepeye tırmanıyordu.<br />

Burada dinlenip, daha şimdiden açık ve sıcak olacağı belli olan günü<br />

geçirmeye karar verdiler, tthilien'in korulan ve açıklık alanları<br />

arasında yollanna devam etmek için güzel bir gündü; fakat orklar güneş<br />

ışığından sakınsalar bile burada saklanıp onlan gözetleyebilecekleri bir<br />

sürü yer vardı; aynca ortalıklarda dolanan başka şeytani gözler de vardı:<br />

Sauron'un bir sürü uşağı. Gollüm, her halükârda. San Yüz'ün<br />

altında hareket etmezdi zaten. Yakında güneş Ephel Dûath'ın karanlık<br />

sırtlan üzerinden bakacak, Gollüm ayılıp bayılarak ışıktan ve ısıdan<br />

sakınacaktı.<br />

Yürürlerken Sam yiyecek konusunda ciddi ciddi düşünmüştü. Artık<br />

geçit vermez Kapı'nın önündeki ümitsiz halleri geride kaldığına göre,<br />

beyi gibi görevleri nihayete ermeden azıklan konusunda düşün-memeye<br />

niyetli değildi pek; aynca ciflerin yolluklannı da önlerindeki daha kötü<br />

zamanlar için saklamak ona akıllıca geliyordu. Sadece üç hafta<br />

yetecek kadar stoklan kaldığını hesaplayalı en az alü gün olmuştu.<br />

"Eğer Ateş'e bu zaman içinde vanrsak, nispeten şanslı sayılmz!"<br />

BAHARATLAR VE TAVŞAN YAHNlSl<br />

297<br />

diye düşündü. "Aynca geri dönmek de isteyebiliriz. Olur mu olur!"<br />

Aynca, uzun bir gece yürüyüşünün sonunda, yıkanıp su içtikten<br />

sonra açlığını her zamankinden fazla hissetmişti. Aslında Çıkınsaçması<br />

Sıraevlerindeki eski mutfak ocağının yanında bir akşam yemeği<br />

veya kahvaltı idi esas istediği. Aklına gelen bir fikirle Gollum'a dçndü.<br />

Gollüm da başını alıp sıvışmaya başlamış, eğreltiotlan arasında<br />

dört ayak üzerinde emekliyordu.<br />

"Hu! Gollüm!" dedi Sam. "Nereye gidiyorsun? Avlanmaya mı?<br />

Bana bak şimdi merakı efendi, sen bizim yiyeceklerimizden hoşlanmıyorsun,<br />

biraz değişiklik benim de işime gelir doğrusu. Senin yeni<br />

düsturun, her zaman yardım etmeye hazır ve nazır değil miydi? Aç bir<br />

hobbite uyacak bir şeyler bulabilir misin?"<br />

"Evet, belki de bulabilirim," dedi Gollüm. "Smöagol hep yardım<br />

eder, eğer isterlerseler - eğer güsel güsel isterlerseler."<br />

"iyi!" dedi Sam. "Ben istiyorumdur. Eğer bu da yetmezse, yalvannmdırda."<br />

Gollüm gözden kayboldu. Bir süre geri dönmedi ve Frodo, bir iki<br />

lokma lembas'tzn sonra sararmış eğreltiotlan üzerine yatarak uyudu.<br />

Sam ona baktı. Sabahın ilk ışıklan, ağaçlar altındaki gölgelere yeni<br />

yeni süzülmeye başlamıştı ama o beyinin yüzünü ve yanında, yerde<br />

uzanmış dinlenen ellerini oldukça net görebiliyordu. Aniden Frodo 1<br />

nün, o ölümcül yarayı aldıktan sonra Elrond'un evinde uyanmadan<br />

yattığı zamanlan hanrlayıverdi. Sonra Sam nöbet tutarken zaman zaman<br />

Frodo'nun içinden belli belirsiz bir ışığın parlamakta olduğuna<br />

dikkat etmişti; ama şimdi ışık daha berrak ve güçlüydü. Frodo'nun yüzü<br />

huzur içindeydi, korku ve endişe izleri gitmişti; fakat yaşlı, yaşlı ve<br />

güzel görünüyordu, tıpkı çehrenin görüntüsü değişmese bile ona biçim<br />

veren yılların daha önce gizlenmiş birçok ince çizgi halinde şimdi ortaya<br />

dökülmesi gibi. Sam Gamgee buna bu adı vermiyordu tabii. Sanki<br />

kelimeleri faydasız bulur gibi başını sallayarak mırıldandı: "Onu<br />

seviyorum. Böyle işte o; bazen, her nasılsa içindeki parlayıp dı-şan<br />

sızıyor. Ama ben onu seviyorum, öyle olsa da olmasa da."<br />

Gollüm yavaşça dönüp Sarn'in omuzunun üstünden baktı. Frodo'<br />

ya bakarak gözlerini kapattı ve hiç ses çıkarmadan emekleyerek uzaklaştı.<br />

Sam, biraz sonra onun yanına giderek bir şeyler çiğnemekte olduğunu<br />

ve kendi kendine homurdandığını duydu. Yerde yanında, açgözlülükle<br />

bakıp durduğu iki küçük tavşan duruyordu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!