You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
284<br />
i K i KULE<br />
den konuştu. "Haydi Gollüm ya da Smdagol, hangi adı istiyorsan,<br />
bana bu diğer yoldan söz et ve mümkünse o yolda bir umut var mı yok<br />
mu göster; göster ki düz yoldan gitmemeye ikna olayım. Acelem var."<br />
Fakat Gollüm acınacak bir durumdaydı ve Frodo'nun tehdidi cesaretini<br />
oldukça kırmıştı. Ondan, mırıldanmaları, viyaklamaları ve yerlerde<br />
sürünüp her ikisine de "savallı minik Sm6agol'e" iyi davranmaları<br />
için yalvarmalanyla sık sık kesilen konuşması arasında, doğru dürüst bir<br />
şey öğrenmek mümkün değildi. Bir süre sonra biraz daha sa-kinleşti ve<br />
Frodo yavaş yavaş, Ephel Düath'm batısından dönen yolu izleyen bir<br />
yolcunun, zamanla kara ağaçların oluşturduğu bir halkanın<br />
yakınındaki bir kavşağa geleceğini anlamaya başladı. Sağ tarafta bir<br />
yol Osgiliath'a ve Anduin köprülerine gidiyordu; ortadaki de güneye<br />
doğru ilerliyordu.<br />
"ööylece gidiyor," dedi Gollüm. "Hiç o taraftan gitmedik bis ama<br />
hiç durmayan Büyük Su'yu görünceye kadar yüz fersah gidildiğini<br />
söylüyorlar. Orada bissürü balık var, balıklan yiyen büyük kuşlar var:<br />
Cici kuşlar: Fakat bis oraya hiç gitmedik, ne yasık gitmedik! Hiç şansımıs<br />
olmadı. Daha da ilerde, daha da çok topraklar var diyorlar ama<br />
San Yüs orada çok sıcak ve-çok as bulut oluyor ve oradaki insanlar<br />
hiddeüi ve kara yüsleri var. Bis o ülkeyi görmek istemiyorus."<br />
"Hayır!" dedi Frodo. "Ama sen yolundan sapma. Üçüncü dönemeçte<br />
ne var?"<br />
"A evet, a evet, bir üçüncü yol daha var," dedi Gollüm. "O sola dönen<br />
yol. Hemen tırmanmaya, tırmanmaya başlar o; dolanır, tırmanır, geriye<br />
yükssek gölgelere doğru. Kara kayayı döndüğü saman görür-sünüs,<br />
aniden tam tepenisde görürsünüs ve saklanmak istersinis."<br />
"Görürüz ha? Ne görürüz?"<br />
"Eski nisan, çok eski ve çok korkunç artık. Eskiden Güney'den hikâyeler<br />
duyardık, çok önce, Sm£agol gençken. A evet, eskiden akşamlan<br />
Ulu Nehir'in kıyısında oturup hikâyeler anlatırdık, söğüt topraklarında,<br />
Nehir de gençken, gollüm, gollüm." Ağlamaya ve mınldanmaya<br />
başladı. Hobbitler sabırla beklediler.<br />
"Güney'in hikâyeleri," diye devam etti Gollüm yine, "parlak göslü<br />
usun boylu insanlar, onların taştan, dağ gibi olan evleri, Krallarının gümüş<br />
tacı ve Ak Ağaç: Ne mükemmel hikâyelerdi. Çok yükssek kuleler inşa<br />
etmişlerdi ve bunlardan bir tanesi gümüşsü beyasü ve bunun içinde aya<br />
benseyen bir taş vardı ve bunun etrafında da kocaman beyass duvarlar.<br />
Evet, evet, Ay <strong>Kule</strong>si hakkında bir sürü hikâyeler vardı."<br />
KARA KAPI KAPALI<br />
285<br />
"Bu Elendil'in oğlu Isildur'un inşa ettirmiş olduğu Minas tthil olmalı,"<br />
dedi Frodo. "Düşman'ın parmağını kesen tsildur idi."<br />
"Evet, O'nun Kara Eli'nde sadece dört parmak var ama o da yetiyor,"<br />
dedi Gollüm titreyerek. "Ve Isildur'un şehrinden nefret ediyordu."<br />
"Nefret etmediği ne var ki?" dedi Frodo. "Ama Ay <strong>Kule</strong>si'nin bizimle<br />
ilgisi ne?"<br />
"Şimdi beyim eskiden de vardı bu kule, hâlâ da var: O yükssek kule,<br />
beyas evler ve sur; ama artık hoş değil, güsel değil. Çok önceleri ele<br />
geçirmiş burayı. Artık çok korkunç bir yer. Yolcular orayı görünce<br />
titriyorlar ve görmemek için hemen usaklaşıyorlar, gölgesinden sakınıyorlar.<br />
Ama bey o tarafa doğru gitmek sorunda kalacak. Bundan<br />
başka tek yol orası. Çünkü dağlar orada daha alçak ve eski yollar sonunda<br />
tepedeki bir geçide gelinceye kadar dağlara tırmanıyor da tırmanıyor;<br />
sonra yeniden iniyor, iniyor - Gorgoroth'a." Sesi alçalarak<br />
bir fısıltıya dönüştü ve Urpererek titredi.<br />
"Ama bunun bize ne yaran olacak?" diye sordu Sam. "Mutlaka<br />
Düşman kendi dağlarını biliyordur ve o yol da en az bunun kadar korunuyordur<br />
herhalde? <strong>Kule</strong> boş değil, öyle değil mi?"<br />
"Yo, boş değil!" diye fısıldadı Gollüm. "Boş gibi duruyor ama boş<br />
değil. Yo hayır! Çok korkunç şeyler yakıyor orada. Orklar, evet hep<br />
orklar, ama daha kötü şeyler, daha kötü şeyler de yaşıyor orada. Yol<br />
surların gölgesi altından tırmanarak kapıdan geçiyor. Yolda, onların<br />
haberi olmadan hiçbir şey kıpırdayamas. içerdeki şeyler biliyorlar:<br />
Sessiss Göscüler."<br />
"Yani senin önerin bu mu," dedi Sam, "güneye doğru bir uzun yürüyüş<br />
daha yapıp, eğer başarabilirsek kendimizi bunun gibi, belki de<br />
daha kötü bir kapana kıstırmak, öyle mi?"<br />
"Hayır, tabii ki hayır," dedi Gollüm. "Hobbitler anlamaya çalışsın. O,<br />
o taraftan bir saldın beklemiyor. O'nun Gösü yuvarlaktır ama bası<br />
yerlere diğerlerinden daha çok bakar. Her şeyi aynı anda göremes, henüs<br />
göremes. Bakın, Gölgeli Dağlar'ın batısındaki bütün topraklan<br />
ele geçirdi ve artık bütün köprüleri elinde tutuyor. Kimsenin köprülerde<br />
büyük bir dövüşe girmeden veya bir sürü kayık kullanmadan, Ay<br />
<strong>Kule</strong>si'ne gelebileceğini düşünmüyor; bunlan yaparlarsa da O'nun saten<br />
haberi olur."<br />
"O'nun ne yapıp ne düşündüğü konusunda çok fazla şey biliyor gibisin,"<br />
dedi Sam. "Son zamanlarda O'nunla konuşmuş muydun? Yoksa<br />
sadece orklarla mı sıkı fıkıydın?"