14.12.2012 Views

7. Sayı - turan-sam

7. Sayı - turan-sam

7. Sayı - turan-sam

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TURAN-SAM * YIL: 2010 * CİLT: 2 * SAYI: 7 * YAZ 2010<br />

TURAN STRATEJİK ARAŞTIRMALARI MERKEZİ DERGİSİ<br />

www.<strong>turan</strong><strong>sam</strong>.org<br />

IMF, IBRD, GATT, WTO vb gibi uluslararası ekonomik örgütler de küreselleşmenin<br />

ekonomik boyutunu en az çok uluslu şirketler kadar etkilemişler. Bu örgütler dünya ticaretin ve<br />

üretim faktörlerinin dolaşımını kolaylaştırarak dünya ekonomisini düzenlemek amacıyla son<br />

yıllarda çok sayıda girişimde bulunmuşlardır.<br />

Teknolojik gelişmeye, özellikle iletişim teknolojisindeki hızlı ilerlemelere bağlı olarak<br />

toplumların sosyal ve kültürel yapılarının da, olumlu ya da olumsuz bir biçimde dönüşüme<br />

uğradıkları görülmektedir. Batı kültürü ile yerel kültürlerin etkileşimini sağlayan bir sürecin<br />

sonucunda hangi kültürlerin kazançlı çıkacağı şimdiden kestirilemezse de, başlangıç için iletişim<br />

olanaklarından sonuna kadar yararlanabilen Batı kültürünün diğer kültürlere oranla daha etkin<br />

olduğu söylenebilir.<br />

3. Küreselleşme ve yerelleşme<br />

Dünyadaki değişim eğilimini gözlemlediğimizde globalleşme ile birlikte dikkati çeken bir<br />

diğer olgunun yerelleşme olduğunu görüyoruz. Glokalleşme olarak da isimlendirilen<br />

yerelleşmenin son zamanlarda yaygın olarak benimsenen ve kullanılan kavramlardan birisidir.<br />

Glokalleşme, kısaca “uluslararası ilişkilerde global gerçeklerden hareket ederek global<br />

düşünmeyi, otarşizm yerine dışa açılmayı, dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi; ülke içinde ise<br />

merkezi yönetim kanalıyla ekonomiyi ve siyaseti yönlendirme yerine yerel yönetimleri daha fazla<br />

güçlendirmeyi” ifade ediyor. Yerelleşmenin siyasal gücün tek elde toplanmasını önleyeceği ve<br />

böylece yerel demokrasiyi güçlendireceği ifade ediliyor. Desantralizasyon ya da adem-i<br />

merkeziyetçi yönetim kavramları yerelleşme ile aynı anlama geliyor. Yerelleşme, gerçekten de<br />

yerel demokrasiyi güçlendirmek için çok önem taşıyor. Yerel özerklik için yerel yönetimlerin<br />

merkezi yönetimlerin boyunduruğundan kurtarılmaları gerekiyor. Ancak yerelleşme bir taraftan,<br />

yerel halkın yönetime katılmasını sağlayarak demokrasiyi geliştirecek bir görevi yerine getirirken,<br />

öte taraftan yerel tiranlığı ve despotizmi de ortaya çıkarabilecek bir etki gösterebilir.<br />

Yerel yönetimler vatandaşa en yakın durumda olan en alt düzeydeki yönetim birimleridir.<br />

İnsan ihtiyaçlarının çok ve çeşitli olması, yerel halkın müşterek ihtiyaçlarını karşılamak görevi ile<br />

yükümlü bu yönetim birimlerinin hizmetlerinin de çeşitli ve karmaşık olmasına neden olmaktadır.<br />

Ayrıca ülke düzeyindeki ekonomik ve sosyal sorunlar da yerel yönetimlerin işleyişini<br />

etkilemektedir. İşsizlik, düzensiz kentleşme, göçmen işçiler, yaşlı ve yoksul sayısındaki artış,<br />

çevre kirliliği, konut sorunu gibi konularla ilgili olarak yerel halk bu yönetimlerden sürekli olarak<br />

yeterli ve kaliteli hizmet beklemektedir.<br />

Yerel yönetim atlayışının temelinde yerel demokrasi değerleri vardır. Bu değerler yerel<br />

toplulukların kendilerini yakından ilgilendiren konularda kendi kemlilerine özgürce ve demokratik<br />

yol ve yöntemlerle yönetmelerini öngörmektedir. Bu demokratik değerler yanında yerel yönetim<br />

kuruluşlun üstlendikleri kamu hizmetlerinin yürütülmesinde, merkezi yönetime göre etkinlik ve<br />

verimliliği daha iyi şekilde gerçekleştiren kuruluşlar olarak değerlendirilmektedir. (12, s. 72)<br />

Yerelleşme, gerçekten de yerel demokrasiyi güçlendirmek için çok önem taşımaktadır.<br />

Yerel özerklik için yerel yönetimlerin merkezi yönetimlerin boyunduruğundan kurtarılmaları<br />

gerekmektedir. Ancak yerelleşme bir taraftan, yerel halkın yönetime katılmasını sağlayarak<br />

demokrasiyi geliştirecek bir görevi yerine getirirken, öte taraftan yerel tiranlığı ve despotizmi de<br />

ortaya çıkarabilecek bir etki gösterebilir. Yerel yönetimler ile demokrasi arasındaki ilişki siyaset<br />

bilimcilerin sürekli ilgisini çeken konulardan biri olmuştur. Bu ilişkinin temel dayanağı “kendi<br />

kendini yönetme ilkesi”dir. Kendi kendini yönetme ilkesi katılmayı da beraberinde getirmektedir.<br />

Dolayısıyla demokrasinin işlerlik kazanması ve sürdürülmesi daha çok, halk katılımının<br />

artırılması ile mümkün olabilmektedir. (6, s. 46)<br />

Temsilin sınırlanması ve denetlenmesi ile demokratik hak ve özgürlüklerin doğrudan halk<br />

tarafından kullanılması yönünde ciddi tartışmalar başladı. Katılımcı demokrasi, yerelleşme<br />

(lokalizasyon), yerindenleşme (desantralizasyon) ve yönetişim (etkileşimli yönetim) bu<br />

tartışmaların anahtar kavramları olmaya devam ediyor. Bu tartışmaların bazı sonuçlarının<br />

ülkemizde de yasal ve toplumsal sözleşme alanlarına yansımaya başladığını gözlemlemekteyiz.<br />

Doğada olduğu gibi, toplumsal alanlarda da karşıt eğilimlerin birlikte var olduğunu sıklıkla<br />

12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!