27.12.2018 Views

MEHMET_SEVKET_EYGi_MAKALELERi_2005

Para İle Satılamaz. Ücretsizdir.

Para İle Satılamaz. Ücretsizdir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bütün Türkiye yi çirkinleştirdik, nereye gitseniz aynı manzara. Çirkin çirkin binalar, beton<br />

yığınları, ruhsuz yapılar. Edirne de böyle, Bursa da böyle... Edirne de güzel ve sanatlı olan her<br />

şey eskiden kalma; eski Osmanlı binaları, Rum evleri, Bulgar evleri, Yahudi evleri...<br />

Sadece yapılarımız değil, sanayi ürünlerimiz, otomobillerimiz de güzel değil. Bugatti ne demiş<br />

"Güzel olmayan bir otomobil, iyi bir otomobil değildir." Çok doğru söylemiş. 70 li, 80 li, 90 lı<br />

yıllarda yapılan otomobillerimiz ne kadar zevksizdi. Yahu, yaparken şuna biraz güzellik<br />

katsana...<br />

Evlerimizin dekorasyonu, lokantalarımız, kahvelerimiz, pastanelerimiz, çarşılarımız,<br />

pazarlarımız da güzel değil.<br />

Adam zengin, lüks bir lokanta açacak. Dekorasyon için yüz milyarlar harcıyor; yerler granit,<br />

duvarlar lambri, her yer lüks ve pahalı malzemeden. Pahalı fakat sanatsız avizeler, saçma<br />

sapan masalar, sandalyeler, abuk sabuk süsler... Böyle yerlerde yemek yerken hem ağlayasım,<br />

hem gülesim geliyor. Be adam, madem bu kadar para harcadın, şurayı gerçekten güzel,<br />

gerçekten sanatlı yapsana. Türkiye yirmi medeniyetin ve kültürün mirasına sahip bir ülkedir.<br />

Osmanlı mirası, ondan önce Bizans mirası, Anadolu da Selçuklu, Beylikler mirası...<br />

Birtakım lüks lokantaların, pastanelerin, toplantı yerlerinin zeminleri öyle abuk sabuk granit<br />

taşıyla kaplanmamalı. Zevki olan, sanattan anlayan terra cota zemin yapar. Böylesi daha<br />

estetik, daha sanatlı, daha kıymetli, daha güzel olur.<br />

Şu İstanbul da bir tek geleneksel kahvehane veya kıraathane bulamazsınız. Böyle yerlerin eski<br />

gravürlerine bakarak fikir edinebiliyoruz. Yüksekçe bir yerde deniz gören bir mekân... Ortada<br />

bir havuz (abuk sabuk bir havuz değil, Osmanlı havuzu!..), tavanda nefis ahşap bir göbek,<br />

eski zaman fanusları, kandilleri, lambaları, kenarlarda peykeler, bir köşede kahve ve çay<br />

ocağı, peştamallı garsonlar, duvarlarda Venedik aynaları, hüsn-i hat levhaları, millî ve<br />

geleneksel sanat eserleri, birkaç yağlı boya tablo... Mesela Barbaros Hayrettin Paşa nın<br />

portresi, Mesudiye zırhlısının resmi, Çanakkale Savaşı na ait bir resim. Büyücek bir levhada<br />

celî sülüsle:<br />

"Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkıt ne bilür,<br />

Mübtela-yı gama sorkim geceler kaç saat..."<br />

Haydi, böyle bir Osmanlı kahvesi açtık. Peki, buraya gelip çay, kahve içecek, sohbet edecek<br />

kaliteli müşterileri nereden bulacağız<br />

Sohbetlerin kalitesi kalmadı, sohbet âdâbı da yok. Günlük ıvır zıvır konuşmalar, incir<br />

çekirdeğini doldurmaz konular. Edebiyat yok, tarih yok, sanat yok, tasavvuf yok, kibarlık<br />

yok. Ha ha ha... ho ho ho... hi hi hi... Politika dedikodularının en âdisi... Gazete haberlerinin<br />

en fasa fisosu... Olup bitenlerin en değersizi...<br />

1960 larda Beyazıt taki Marmara Kıraathanesi ne giderdim. Kimler gelmezdi ki, Profesör<br />

Mükrimin Halil, Doçent Nuri Karahöyüklü, daha sonra Profesör olan Erol Güngör, Ziya Nur,<br />

Şeyh Muzaffer Ozak... Saymakla bitmez. Şimdi Türkiye de böyle bir kıraathane ve böyle<br />

adamlar bulamazsınız. Eskiden, eski ayları kırpıp yıldız yaparlarmış, sonra yıldızları kırpıp<br />

şihap (göktaşı) yapmışlar...<br />

Şimdi hatırıma geldi, Marmara Kıraathanesine Doktor Abdullah Öztemiz Bey de gelir, aruzla<br />

yazdığı nefis hicviyeleri okurdu.<br />

Konuyu dağıttım, biz yine sadede gelelim. Okullarda öğrencilere resimlerle güzel binalar,<br />

çirkin binalar; güzel şehirler, çirkin şehirler; güzel peyzaj, çirkin peyzaj; güzel kıyafet, çirkin<br />

kıyafet; güzel otomobil, çirkin otomobil; güzel salon (misafir odası), çirkin salon... ve daha<br />

bunlara benzer birçok konu, saçma sapan anlaşılmaz teoriler şeklinde değil, çok açık şekilde<br />

gösterilmelidir. Belki anlayan çıkar...<br />

- 197 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!