27.12.2018 Views

MEHMET_SEVKET_EYGi_MAKALELERi_2005

Para İle Satılamaz. Ücretsizdir.

Para İle Satılamaz. Ücretsizdir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

zelil olurlar. Bir Müslümanın ana vazifesi, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak VAR<br />

GÜCÜYLE ibadet ve hizmet etmektir.<br />

p<br />

SORU VE CEVAPLARLAİSLÂM, MÜSLÜMANLAR,<br />

İSLÂMCILAR... (3)<br />

SORU: Belli başlı İslâmî hizmet ve vazifeler nelerdir<br />

CEVAP: Önce ibadetler, yâni Allah a karşı kulluk vazifelerimizi ifa ve eda etmek (dosdoğru<br />

yerine getirmek). Dinimiz bize "Farz ibadetleri eda et ve itaatkâr kullardan ol" emrini veriyor.<br />

(2) Ümmet e karşı vazifelerimizi yerine getirmek. Bunların bazısını yazıyorum: Bir İmam-ı<br />

Kebir e veya Emîrü l-mü minîne biat ve itaat ederek İslâmî hiyerarşi içindeki yerini almak.<br />

Kendisini Ümmet denilen büyük vücudun bir parçası bilmek. Müslümanları sevmek ve<br />

onlara yardım etmek. Hattâ, zalim Müslümana bile yardım etmek. Bu nasıl olacak Onun<br />

zulmüne mâni olmak suretiyle... (3) Mâlî vazifelerimiz: Zekât vermek, sadaka vermek,<br />

fakirlere yardım etmek. (4) Emr bi l-mâruf ve nehy ani l-münker (iyiliği emr etmek ve<br />

kötülüğü yasaklamak) farzını ya doğrudan doğruya bizzat, yahut dolaylı olarak eda etmek. (5)<br />

Hem kendimizin, hem din kardeşlerimizin ilminin, irfanının, kültürünün, hüner ve<br />

marifetinin artması için ne lazım geliyorsa onları yapmak. Bedevî ve cahil Müslümanlıktan<br />

medenî ve güçlü Müslüman haline geçmeye çalışmak. (6) Müslümanların, kâfirlerin<br />

hakimiyet ve tasallutundan kurtulup hürleşmeleri için, Kur ân ın, Sünnetin gösterdiği<br />

metodlarla çalışmak... Ve saire ve saire...<br />

SORU: Bir Müslümanın bugünkü devirde rahat, huzurlu, normal, keyifli bir hayat sürmesi<br />

mümkün müdür, doğru mudur<br />

CEVAP: Değildir. Niçin mi Çünkü ülkemiz ve dünya fitne ve fesat yangınları içindedir. Din<br />

elden gitmektedir. İslâm dininin, aklın, vicdanın, sağduyunun, hikmetin (bilgeliğin) çirkin<br />

gördüğü her şey serbestçe işlenmektedir. Müslümanlar şaşırmış vaziyettedir. Ehl-i İslâm<br />

zillet ve esaret altındadır. İnsanlık korkunç bir "Üçüncü Dünya Savaşı"nın arefesindedir.<br />

Hattâ bu savaş başlamıştır bile. Âhir zamanda zuhur edeceği Muhbir-i Sadık (Doğru haber<br />

veren zat) tarafından bildirilmiş olan alâmetlerin çoğu ortaya çıkmıştır. Dünya şimdiye kadar<br />

görülmemiş fırtınalar, zelzeleler, kuraklıklar, su baskınları, tsunamiler ve benzeri afetlerle<br />

sarsılmaktadır. Kutuplardaki buzlar erimektedir ve sahilleri yakın zamanda su basacaktır.<br />

Müslümanları bilgilendiren, müjdeleyen, uyaran, korkutan, şuurlu hale getiren âmil (bildiği<br />

ile amel eden) gerçek âlimler, kâmil mürşidler, hakikî şeyhler çok azaldığı için halk yığınları<br />

nasihatsiz ve uyarısız kalmıştır. Fısk u fücur, isyan ve azgınlık, sefahat korkunç derecede<br />

çoğalmıştır. Beş vakit namaz kılanlar azalmış, hele farz namazları cemaatle eda eden erkekler<br />

küçük bir azınlık haline gelmiştir. Birtakım alçak, şerefsiz, namussuz, rezil, münafık, haydut,<br />

şerir kişiler din ve mukaddesat bezirganlığı ve sömürüsü yapmaktadır. Ümmet-i Muhammed,<br />

karanlık gecede yağmura ve fırtınaya tutulmuş, kurtların hücumuna uğramış çobansız bir<br />

koyun sürüsüne dönmüştür. Uzun yıllardan beri saf dindar kütleler birtakım vicdansızlar<br />

tarafından kaz gibi yolunmakta, inek gibi sağılmaktadır. Son otuz kırk yıl içinde dinî hizmet<br />

ve faaliyetler için halkımızdan yüz milyonlarca dolarlık yardım paraları toplanmıştır ama<br />

Müslümanlar hâlâ düze ve selâmete çıkamamıştır.Halbuki bu muazzam paralar planlı ve<br />

programlı bir şekilde, yerli yerinde, işe yarar metodlarla harcanmış olsaydı Ümmet-i<br />

Muhammed bir kere değil, on kere kurtulmuş olurdu. İslâmî bilgilendirme, müjdeleme,<br />

uyarma, güçlendirme, hizmetleri güçlü ve etkili bir şekilde yapılmış olsaydı vatandaşlarımızın<br />

bir kısmı sapıtmamış olacaktı. Dert, problem, sıkıntı saymakla bitmez. Afganistan da, Filistin<br />

de, Keşmir de, Çeçenistan da, Irak ta olup bitenleri görüyoruz. Memleketimizdeki kokuşmayı,<br />

bozukluğu, fitne ve fesadı görüyoruz. Yıllardan beri yüzbinlerce başörtülü kızımız<br />

okuyamıyor. Başörtüsü İmam-Hatip okullarında ve İlâhiyat fakültelerinde bile yasaktır.<br />

Müslümanlara bin türlü baskı yapılırken agresif (saldırgan, harbî) Protestan misyonerlerine<br />

olanca kolaylık gösteriliyor, ülkemizde pıtırak gibi yeni kiliseler inşa ediliyor. Van da iki tarihî<br />

- 247 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!