Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
CENTRUMTIME Eylül - Ekim - Kasım - Aralık / Sayı 6 - 2019
Dolayısıyla, gözetim uygulamasın
kapsamında ödenen ve indirim
konusu yapılamayan KDV’nin,
Kanunun genel sistematiği içerisinde
iade konusu yapılması mümkün
görülmemektedir. Ayrıca KDV
Kanununun 29/4. maddesinde yer
alan ve Maliye Bakanlığı’na vergi
indirimi uygulamasında doğabilecek
aksaklıkları, vergi mükerrerliğine
ve vergi muafiyetine meydan
vermeyecek şekilde, bu Kanunun
ana ilkelerine uygun olarak giderme
ve indirimle ilgili usul ve esasları
düzenleme yetkisi kapsamında
yapılan Tebliğ, Sirküler şeklindeki
alt düzenlemelerde de söz konusu
verginin iadesine imkan olmadığı
anlaşılmaktadır.
Son olarak gümrük mevzuatının
değişken yapısı ve düzenli olarak
getirilen yeni koruyucu politikalar
göz önüne alındığında, KDV
mekanizması üzerinde oluşabilecek
uyumsuzlukların sayısının artabileceği
ihtimalinin dikkate alınmalıdır.
Zira bu durum ithalatta gözetim
uygulaması nedeniyle ödenen
KDV’nin indirilememesi sorununun
etkilerini büyütmektedir. Yasal defter
kayıtlarında ve KDV beyannamelerinde
gider artan devreden
KDV tutarlarının getirdiği finansal
yük, ithalatçılar açısından çözümü
gerektiren bir sorun olarak öne
çıkmaktadır. Bu itibarla, konunun
yasal zeminde düzenleme yapılmak
suretiyle çözüme kavuşturulmasında
fayda görünmektedir.
deniyle gümrükte eşyanın beyan
edilen değerinden değil de ilgili
mevzuatına göre tespit edilen kıymeti
üzerinden ödenen KDV’lerin,
Kanunun 32 ve 29/2. maddelerinde
göre iadesinin mümkün olmadığı,
bu şekilde ödenen KDV’lerin
indirim yoluyla giderilmesi gerektiği
görüşündedir. Nitekim 28.12.2011
tarih ve B.07.1.GİB.4.01.16.02-2011-
2507-KDV-105 sayılı Özelgede konuya
ilişkin olarak şu açıklamaya
yer verilmiştir:
“Firmanız tarafından Çin’den ithal
edilen ve yurt içinde satışı gerçekleştirilen
porselenler için, malın
gümrükçe tespit edilen değeri
üzerinden hesaplanan KDV tutarının,
genel hükümler çerçevesinde
indirim konusu yapılması mümkün
bulunmakta olup, indirim yoluyla
giderilemeyen KDV, sonraki dönemlere
devredilecektir. Dolayısıyla
ithalat sırasında fazladan ödenen
KDV tutarlarının, iade hakkı doğuran
işlemler nedeniyle yüklenilen
bir vergi olmaması halinde iadesi
söz konusu değildir.”
IV. SONUÇ
Gözetim uygulamasının tanımı
hangi amaçlar dahilinde
uygulamaya konduğuna göre değişmekte
olup, ithalat ve ihracat
açısından çeşitli farkları bulunmaktadır.
İthalat yönünden konuya
bakıldığında, yerli üretici açısından
avantajının yanında çeşitli
dezavantaja da sahip olduğu görülmektedir.
Ticaret Bakanlığınca
yerli üreticiyi korumak adına ve iç
üreticilerin fiyatlarıyla ithal edilen
aynı ürünlerin fiyatlarını birbirine
yaklaştırmak ve maliyet farkını gidermek
için uygulamaya konulsa
dahi, eşyanın gerçek değeri üzerinden
değil de gümrük idaresince
tespit edilen değeri üzerinden
katma değer vergisi alındığından
ithalatçılar için devamlı suretle
indirilemeyen katma değer vergisi
ile karşı karşıya kalma sorunu
oluşmaktadır.
Kanaatimizce, bu konuda yapılabilecek
uygulama, gözetim
uygulaması kapsamında hesaplanan
KDV’nin, eşyanın ithalatçı tarafından
beyan edilen değeri ile
gümrükçe hesaplanan değeri arasındaki
farka isabet eden kısmının
doğrudan gider yazılması veya
maliyet olarak dikkate alınmasına
olanak verilmesidir. Bu çözüm yolunun
hayata geçirilebilmesi için,
kanuni bir düzenleme yapılması
gerekmektedir. Aksi halde, kapsama
giren mükelleflerin indirilemeyen
katma değer vergisi sorunu
artarak devam edecektir.
55