24.08.2015 Views

40 Azınlıkça

40 Azınlıkça - Azınlıkça | Yunanistan Batı Trakya Haber Sitesi - Aylık ...

40 Azınlıkça - Azınlıkça | Yunanistan Batı Trakya Haber Sitesi - Aylık ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ir yanıt vermek zor, çünkü “Karamanlides” etnokültürelgrubunun ilk oluştuğu veya ortaya çıktığı dönem olan 12. ve13. yüzyıllardan kalma ve bu gruptan söz eden belge ve kaynaksayısı çok az. Ancak, o yüzyıllarda Kapadokya ve çevresininönce Selçukluların sonra da Karamanlı beyliğinin yönetimialtında olduğunu biliyoruz. İslâmî bir toplumda kişilerinveya bir topluluğun İslâmdan Hristiyanlığa geçmesine izinverilmediğini, ama Hıristiyan topluluklarının dinlerini muhafazaederek varlıklarını sürdürmelerine imkân tanındığınıbiliyoruz. Karamanlı beyliğinin Türkçe’nin resmi dil olarakve bütün tebaa tarafından kullanılmasını amaçlayan 3 dönemindiğer devletlerinden çok farklı ve katı bir dil politikasıolduğunu da biliyoruz. Ayrıca, o bölgede yaşayan Rumların,Ortodoksluğun ve Yunanca’nın merkezi olan İstanbul’la vetabii Ege kıyıları ve Yunanistan’la olan ilişkilerinin çok zayıfladığınıve zorlaştığını tahmin edebiliyoruz. Böyle bir ortamdaKapadokya Rumları’nın büyük ölçüde dilsel ve bir ölçüde dekültürel asimilasyona uğramış olması çok muhtemeldir.Ondokuzuncu yüzyıla geldiğimizde Orta Anadolu’dakendine has Türkçesiyle kendi edebiyatını ve Yunan harflerinedayalı yazılı kültürünü geliştirmiş bir Karamanlides topluluğunugörüyoruz. Ama Karamanlides, Orta Anadolu’da,anadili Türkçe olan tek Hıristiyan topluluk değildi. AnadiliTürkçe olan Ermeni toplulukları da vardı. Üstelik bu Ermenitoplulukları Türkçe’yi Ermeni harfleriyle yazıyorlar,Ermeni harfleriyle yazılmış Türkçe kitaplar ve gazeteleryayınlıyorlardı. 4Peki, Karamanlides kendi kimliklerini nasıl tanımlıyorlardı?Hiç kuşkusuz 19. Yüzyılın ortalarına kadar onlar için(Osmanlı yönetimi altındaki diğer topluluklarda olduğu gibi)en önemli kimlik dinî kimlikti. Kendilerini Rum-Ortodoksolarak tanımlıyorlardı. Türk komşularıyla araları genelde iyiydi.Ama Müslüman-Hıristiyan ayırımı hem onlar için hemde Türk komşuları için çok önemliydi. O nedenle bir KaramanlıRum’un kendini -- Müslümanlığı kabul etmeden--Türk sayması ve Türklerin de onu kendilerinden saymasımümkün değildi.Ondokuzuncu yüzyıldan itibaren Yunan okullarının, öğretmenlerin,Yunanistan’da yayınlanmış kitapların ve Batı’ya(İstanbul’a, İzmir’e, Yunanistan’a ve Avrupa’ya) göç etmişbazı Karamanlı Rumlar’ın etkisi ve aktif çabalarıyla, Yunanmilliyetçiliği Karamanlı Rum topluluğunu da etkilemeyebaşlar. Dilsel ve kültürel açıdan Yunanlılaşamamış olsalar bile,kendilerini Yunanlı/Hellen olarak tanımlayan KaramanlıRumlar’ın sayısı gittikçe artar.1920’li yıllarda ise Karamanlı Rumlar arasında Hellenlik/Yunanlılıkkimliği bütün topluluğa yayılmış olmasa bileRumluk-Ortodoksluk kimliğiyle de sentezlenmiş olduğu içinartık en baskın kimlik haline gelmiştir.Bu dönemde Karamanlı Rumlar arasında Rumluk/Hellenlikkimliğini reddeden ve hatta bu kimliğe karşı mücadeleveren bir tek organize hareket görüyoruz: Papa Eftim’inTürk Ortodoks Hareketi’ni. Karamanlı Rumlar’ın atalarının11.yüzyılda Anadolu’ya yerleşmiş ve Hıristiyanlığı kabul etmişTürk boyları olduğunu, dolayısıyla da Karamanlı Rumlarınaslında Türk olduklarını iddia eden ve bu topluluğunYunan milleti ve devletiyle bütün bağlarının koparılması gerektiğinisavunan, Papa Eftim’dir. Türk devleti Papa Eftim’idesteklemiş 1923-24’te onun bir Türk Ortodoks Patrikhanesikurmasına da yardım etmiştir. Ancak Papa Eftim’e katılanve bu yeni patrikhaneye tabi olmayı seçen Rumların sayısıbirkaç yüzü geçmemiştir. Bu sayı sonra daha da azalmıştır.Ne var ki, Papa Eftim’in “Karamanlı Rumlar Türk kökenlidirve Türktür” şeklinde özetlenebilecek tezi Türkiye’deçok etkili olmuştur. Bu tezi önce Hamdullah Suphi Tanrıövergibi bazı Türkçü entellektüeller benimseyip tekrarlamış, sonranedense bu tez sağcı olsun, solcu olsun, milliyetçi olsun,milliyetçi karşıtı olsun birçok Türkiyeli bilim insanı ve aydıntarafından kabul edilmiştir. Ayşe Hür de anlaşılıyor ki bu tezisorgulamadan kabul edenler arasındadır.1923-24 Nüfus Mübadelesi’yle yaklaşık 100.000 kadarolduğu tahmin edilen 5 Karamanlı Rumlar Yunanistan’a gönderilmişlerdir.Bu yeni ülkelerinde Karamanlı Rumlar, anadilleri ve kültürleri yüzünden çoğu kez hor görülmüşler, yenikomşularınca gerçek birer Yunanlı olarak kabul edilmemişlerve topluma entegre olmakta zorlanmışlardır. Ama karşılaştıklarıbu horlanma onların Yunanlılık kimliğini güçlendirmiştir.Karamanlı Rumlar topluma entegre olmak için Yunanlılıklarınıdaha fazla vurgular olmuşlardır.Karamanlıların hikayesinden şöyle bir genel sonuç çıkarmakmümkün: Bir etnokültürel grubun kimliğini belirlemekiçin yapmamız gereken dil, din, köken gibi kriterler belirleyipo grubu o kriterlere göre sınıflamak yerine, o grubunkendini nasıl gördüğünü, nasıl tanımladığını araştırmaktır.Grubun öz-tanımı, onun dışarıdan nasıl görüldüğünden vebilimsel bazı kriterlere göre hangi kategoriye girdiğinden çokdaha önemlidir. Yazımın başlarında sözünü ettiğim sorunsalada (çelişkisiz olmasa bile) en tatmin edici çözüm işte bu öztanımadayalı yaklaşımla bulunabilir sanırım.1. Ayşe Hür, “ Türkler Mu’dan mı Ergenekon’dan mı? ”, Taraf, 11 Mayıs2008. http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?mid=6232. Gagavuzların kendı kimliklerine Türklüğü nasıl kattıkları hakkında birfikir edinmek için, Gagauz Yeri’nin en prestijli gazetelerinden Ana Sözü’ndeyayınlanmış Todur Zanet’in şu yazısını tavsiye ederim: “DOMUZLARINÖNÜNDÄ SEDEF DAATNAYALIM”, Ana Sözü, 27-10-2006. (http://www.anasozu.com/news/?razdel=2&id=294)3. Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçe’den başka dillerin kullanımını yasaklayan13 Mayıs 1277 tarihli fermanı meşhurdur. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Karamano%C4%9Flu_Mehmet_Bey)4. “...he had not been told that the people there were all Turkish-speakingArmenians, who couldn’t understand Armenian. While he could speak Turkish,he preferred not to preach Christianity in the Turkish language…”(Growing Up in Fresno: Reminiscences of the renowned author WilliamSaroyan -- http://www.williamsaroyansociety.org/grow.html)“Turkish-speaking Armenians and Greeks often write it in their own alphabets.Turkish newspapers printed in Armenian characters are publishedin Constantinople, and Greek characters are similarly employed in severalparts of Asia Minor.” (“Turks”, Encyclopaedia Britannica, 11th Edition,1911, volume V27, page 474 -- http://encyclopedia.jrank.org/TUM_VAN/TURKS.html )5. Μάξιμος Χαρακόπουλος. Ρωμιοί της Καππαδοκίας. Αθήνα: EλληνικάΓράμματα, 2003. s. 115.<strong>Azınlıkça</strong> 35

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!