MATRAKÇI NASell - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

ile K anunrnin Belgrad ve Rodos seferlerine kat ılmıştı. Kendisi, daima bilkümdann
yanında bulunuyor, bir çok olaylar, K anunrnin ona olan itibar ı-
m göstermesine vesile oluyordu. Nas ıl h, eserinin Kanuni devri üzerinde
duran bölümünde bir taraftan İ brahim'in hükümdara olan yak ınlığı:, diğer
taraftan İ brahim'in bizzat hükümdar üzerindeki nüfuzu hakk ında ilgi
verici bilgiler vermektedir. Nasiıh, K anunrnin Piri Pa ş a'nın memleket
hizmetlerinde art ık aczine kani olarak gere ğince "oturak timar ile riayet
idüb", onu "vezaretten giderdi" ğini ifade ettikten sonra, devamla ştiyle
demektedir:
"... Anun yerine püdi şüh—ı âlem—penahun harem—i saadetinde İbrahim
namı ile müsemma bir bendesi vard ı ki mevâzi'—i âf.ütda ve
evküt— ı muhaütda ana itimâd— ı külli idüb terbiyeti bâb ında avât ıi'—ı hüsrevâniden
bir dakika na—mer‘i komazd ı. Gayet s ıdk u ıhlüsdan padi şaha
mahremiyeti ile ihtisas bulub her gece hançer—i pür—tab, katre—i simüb gibi
elinde ve sem' gibi şühm ba şı ucunda durub kevkeb gibi sabahade ğin gözün
yummazd ı, hizmet—i vezarete an ı nasbeyledi ..." (63). -
Diğer: taraftan bu tayin vesilesile•C elül—zü de, umumi olarak İbrahim'-
in sarayda büyüdüğünü, saray terbiyeni ald ığım, iyi huylu, cömert, azimli
ve insaflı olduğunu söylemekte ( 64), onun hükümdar ile olan münasebetini
Nasülr kadar aç ık bir şekilde ortaya koymamakta, sözleri resmi bir hüviyet
ta şımakta; mahsus tabiri ile söylemek gerekirse bu sözler "beylik"
olmaktan ileri geçememektedir. Bostân ise, hiç teferruata girmiyerek Piri
Pa ş a'nın yerine k ısaca "... Harem—i Hass— ı püdişührde Odaba şı ve İç Şahinciler
Ağas ı olan" İ brahim"' Pa ş a'nın sadrazam ve "beylerbeyi" oldu ğunu
ifade etmekle ( 65) yetinmektedir. Bundan ba şka Nasüll'un eserinde
İbrahim A ğ a'nın padi şah üzerindeki nüfuzunu gösteren di ğer kaynaklar ı-
mızda bulunmayan şöyle bir olaydan da bahsedilmektedir:
Bilindiği üzere Makbül İbrahim Pa ş a'nın 22 Ramazan 942/16
Mart 1536 yıhnda öldürülmesinden sonra sadrazamlığıt getirilmi ş olan
Ayas Pa ş a, Rodos seferi s ıras ında Rumeli Beylerbeyi, "Hain" lükabı
ile daha sonra ün kazanm ış olan Ahmed Pa ş a da ikinci, vezir
bulunuyordu. Bu sefer s ıras ında Ahmed Pa ş a, oldukça gayret göstermi
ş fak,at aralar ında görü ş fark ı olan Piri Pa ş a'nın da ifade
ettiği üzere, top ile fethin imküns ızlığı anla şılmışt ı. Fakat ba şında
olan "tu ğ" sebebiyle gururlu olan Ahmed Pa ş a, bir gün divan toplant
ısında hükümdar ın huzurunda sava şın niçin bu kadar uzad ığı meselesi tartışıhrken,
kendisi gibi dü şünmediği, dolayısiyle Piri Pa ş a'yı tuttuğu anlaşılan
Ayas Pa ş a için "Rumeli Beylerbeyi Ayas Pa ş a, ahenk—i cenkde bi-
(63) Bak. Süleyman-niime, Revan 1286, varak 88b, 89a.
(64) Bak. Cel'al-zade, Tabakat el-Memalik ve Derecat el-Mesalik, S. Tokdemir ne şri, s. 55.
(65) Bak. B ostan Çelebi, Süleyman-name, TTKK Nüshas ı, Varak 54a vd.
58