Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ETKİNLİK<br />
disiplinlerden yer inceleme mühendisleri<br />
(Jeofizik, Jeoloji ve Jeoteknik) tarafından<br />
incelenmesi ve üç farklı mühendislik imzasıyla<br />
Yer İnceleme Projesi'nin hazırlatılması<br />
zorunlu olmalıdır.<br />
Bina kalitesini de projelerinin uygunluğu<br />
ile kullanılan malzeme ve işçiliğin<br />
kalitesi belirlemektedir. Binaların durumu<br />
hakkında binaların yapılma yılları, yapım<br />
şekilleri, projeleri ve kullanılan malzemelerden<br />
yola çıkarak belli değerlendirmeler<br />
yapmak imkanına sahibiz. Mevcut bütün<br />
binaları aynı anda değerlendirmek imkanına<br />
sahip olamayacağımız için daha riskli<br />
olanlardan daha az riskli olanlara göre<br />
bir öncelik sırası tespit edip çalışmalara<br />
başlanmalıdır.<br />
Bu kapsamda öncelikli olarak mevcut<br />
yapı stoğumuzu hem zemin hem de bina<br />
kalitesi olarak değerlendirmeliyiz. Zemin<br />
kalitesini, yapılaşmaya elverişli olmayan<br />
bölgeler, zemin iyileştirmesi ile yapılaştırmaya<br />
uygun hale gelebilecek bölgeler ve<br />
yapılaşmaya uygun bölgeler olarak gerekçeleri<br />
ile beraber ortaya koymalıyız. Mevcut<br />
yapı stoğumuzu da, bilimsel, teknik ve<br />
mühendislik verileriyle, mümkün mertebe<br />
somut, basit, kamuoyunun anlayabileceği,<br />
ikna olabileceği ve spekülasyona neden<br />
olmayacak şekilde değerlendirmeliyiz.<br />
Binalarımızı üç kısımda sınıflandırabiliriz.<br />
a) 1997 yılı Afet Bölgelerinde Yapılacak<br />
Yapılar Hakkındaki Yönetmelik öncesi<br />
yapılar,<br />
b) 1997 yılı Afet Bölgelerinde Yapılacak<br />
Yapılar Hakkındaki Yönetmeliğe göre<br />
yapılan yapılar,<br />
c) 2007 yılı Afet Bölgelerinde Yapılacak<br />
Yapılar Hakkındaki Yönetmeliğe göre<br />
yapılan yapılar.<br />
Bu sınıflandırma kapsamında öncelikli<br />
olarak 1997 deprem şartnamesi öncesinde<br />
yapılan yapılar ile projesi olmayan ve<br />
hazır beton kullanılmamış olan yapılar ele<br />
alınmalıdır. Yapı stoğumuzun içerisinden<br />
öncelikli olarak belirlenecek toptan göçme<br />
ve ağır hasar riski taşıyan binalar öncelikli<br />
olarak yenilenmelidir. Orta hasar riski taşıyan<br />
binalarda ise güçlendirme de çözüm<br />
olarak düşünülmelidir.<br />
Kamuoyunda "Kentsel Dönüşüm Kanunu"<br />
olarak bilinen "6306 Sayılı Afet Riski Altındaki<br />
Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki<br />
Kanun" aslında bu dönüşüm için tarihi bir<br />
fırsat sağlamaktadır. Ancak bu kanunun<br />
çıkış amacı, öncelikli olarak risk taşıyan<br />
binaların yenilenmesi olduğu halde bugün<br />
gelinen noktada, yukarıda bahsettiğimiz<br />
tasnifin öncelikli olarak yapılmaması<br />
nedeni ile, ağırlıklı rant taşıyan binaların<br />
yenilenmesi gerçekleştirilmektedir. Onun<br />
için kanunun teşvik ve istifadeleri öncelikle<br />
riskli binalara uygulanmalı ve bu vesile ile<br />
oluşan imar rantları kamuya aktarılmalıdır.<br />
Öncelikli olarak yapı müteahhitliği herkesin<br />
el attığı bir alan olmaktan çıkarılmalı, belli<br />
teknik eleman, donanım ve mali şartlar<br />
gözetilerek mesleki-kurumsal yeterlilik ve<br />
belgelendirme sistemi getirilmelidir.<br />
Profesyonel mühendislik kavramı yerleştirilerek<br />
mezuniyet sonrası belli bir<br />
tecrübe ve yetkinlik kazanan mühendisler,<br />
müstakilen proje yapma yetkisine sahip<br />
olmalıdır. İnşaatlarda çalışan işçi, usta<br />
ve kalfalar eğitimden geçirilerek sertifikalandırılmalıdır.<br />
Yapı ve yer denetim<br />
sistemi geliştirilerek gerek yapılar gerekse<br />
inşaat öncesinde ve sürecinde sorumluluk<br />
alanları için Mali ve Mesleki Sorumluluk<br />
Sigortası ile desteklenmeli ve etkin bir<br />
yapı ve yer denetimi yapılmasının takipçisi<br />
olunmalıdır. İnşaatların özellikle kaba<br />
yapılarının fiili olarak inşaat mühendisi<br />
nezaretinde yapılması sağlanmalı ve konu<br />
ciddi olarak denetlenmelidir. Sektörü<br />
düzenleyen, devlet, yerel yönetimler, üniversite<br />
ve mesleki sivil örgüt ayakları olan<br />
bir üst kurul oluşturulmalıdır. Üniversitelerde<br />
yeni İnşaat ve Jeofizik Mühendisliği<br />
bölümleri açılması yerine mevcut bölümler<br />
Yer Bilimleri Mühendislik Fakülteleri<br />
ve Yapı Mühendisliği Fakülteleri şeklinde<br />
fakülte boyutuna taşınarak laboratuar,<br />
öğretim üyesi, derslik vs. gibi ihtiyaçları<br />
giderilerek eğitim kalitesi arttırılmalıdır.<br />
Eski binaların güçlendirilmesi konusunun<br />
da başlı başına bir mühendislik konusu<br />
olduğu, gelişigüzel yapılacak güçlendirme<br />
çalışmaları ile binayı depreme karşı daha<br />
da güçsüz duruma getirilebileceği konusunda<br />
da kamuoyu bilgilendirilmelidir.<br />
Bugünden üzerinde çalışılması gereken<br />
bir konu da olası bir deprem sonrasındaki<br />
kurtarma faaliyetleridir. Kurumlar,<br />
genelde kendi bünyelerindeki elemanları<br />
görevlendirerek kurtarma faaliyetlerini<br />
organize etmektedir. Oysa Adapazarı<br />
depreminde de somut olarak görülmüştür<br />
ki, deprem sonrasında depremi yaşayan<br />
bölge insanının maddi ve manevi durumu<br />
bu tip kurtarma faaliyetlerinde bulunmaya<br />
elverişli olmamaktadır. Adapazarı depremi<br />
sonrasında olduğu gibi bölgedeki kurtarma<br />
faaliyetleri komşu il ve ülkelerden gelen<br />
ekipler tarafından gerçekleştirilmiştir.<br />
Dolayısıyla İstanbul'da olası bir deprem<br />
sonrası kurtarma faaliyetleri için öncelikle<br />
Bursa, Bolu, Edirne, Tekirdağ, Eskişehir,<br />
Kocaeli gibi çevre vilayetlerdeki ekipler<br />
ile bir çalışma öngörülmelidir. Büyük<br />
depremler sonrası kullanılacak transfer<br />
deprem şehirleri kurulması son Van depreminde<br />
1 milyon insanın sokakta kalması<br />
gibi insan vicdanını sızlatan bir durumla<br />
tekrar karşılaşılmamasını sağlayabilir.<br />
TBMM Deprem Araştırma Komisyonu<br />
Başkanı olan Sayın İdris Güllüce'nin şimdi<br />
Çevre ve Şehircilik Bakanı olmasının, bu<br />
konudaki tecrübe, bilgi ve birikimleri ile,<br />
ülkemizin deprem afetine karşı mücadelesinde<br />
bundan sonraki dönemde daha<br />
fazla etkinlik sağlayacağını ümit ediyoruz.<br />
Ülkemizdeki deprem riskini ciddiye alarak,<br />
yapacağımız inşaatlarda daha dikkatli<br />
ve özenli olup, olası bir şerden, yapı ve<br />
yaşam kalitemizin artmasına vesile olacak,<br />
hayırlar çıkarmanın yollarını aramalı ve<br />
vatandaş, yöneticiler, STK ve basın olarak<br />
konunun takipçisi olmalıyız.<br />
Kamuoyuna saygıyla duyurulur...<br />
Mimar ve Mühendisler Grubu<br />
18<br />
Mimar ve Mühendis