13.07.2015 Views

Bülten 98 (Mayıs 2012) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 98 (Mayıs 2012) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 98 (Mayıs 2012) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

güven veren, sevimli, sorumluluk sahibi, yetenekli…bir güzel genç olduğunu anlamak yeterdi. Ofisimizecan gelmişti. Neşe, enerji, keyif gelmişti.Onu bizim ofise getiren özel projeye katkılarıhemen kabul gördü. O beş ay içinde, verdiğim işlerikontrol etmem gerekmedi. "Bildiğim her şeyi onaanlatmalıyım" diye düşündüm. "Yaser, ne dersin? Buprojeyi alsak mı?," "Yaser, tam sana göre bir konu var,gönüllü çalışacağız, mesainin dışına taşmak zorundakalabilirsin, ne dersin?"Ve o gittikten sonra baktım ki, ne çok iş yapmış. Onuda, bunu da, şunu da, meğer sunumu hazırlamışkoymuş kenara, benim haberim yokmuş.2000 ODTÜ Mimarlık Fakültesi girişli Yaser, eğitimhayatına Belçika/Brüksel’de Saint Lucas GüzelSanatlar Okulu’nda bir eğitim yılı süresince sanatresimeğitimi, İtalya’da Bari Teknik ÜniversitesiMimarlık Fakültesi’nde bir eğitim yılı ağırlıklı sanat vemimarlık tarihi eğitimlerini de sığdırdı. 2009 yılındamezun olduğunda, mimarlık ofislerinde meslekideneyim edinmiş, üstüne bir de müzik sevdasınıeklemişti. Bendir, davul, gitar… Dalgıç olan ve su topuoynayan Yaser’i de unutmamalı.Ben yalnızca bir işini anlatayım sizlere; KağıthaneYahya Kemal Mahallesi’nde yaşayan Romanlar içinhazırladığı proje…Yahya Kemal Mahallesi, Kağıthane’nin en eski-1940’lar- Roman yerleşimlerinden biriydi. Sakinleriçoğunlukla kağıt toplayıcılarından, çiçek satıcıları vemüzisyenlerden oluşuyordu. Son beş yıla girdiğimizdeKağıthane bölgesinde yükselen yeni yapılaşmaçalışmaları nedeniyle mahallelinin bölgeyi boşaltmasıistendi. Ev sahibi-kiracı olan yoksul bölge sakinlerininbir kısmı, belediyenin istimlak için verdiği küçükbedeller karşılığında kendilerine gösterilen yerleregittiler, ancak şehir dışındaki bu bölgelerde ekonomikve sosyal olarak yaşayamayıp geri döndüler. Geridekalanlar uzun süre direnç gösterdi. Belediye ile sayısızgörüşme yapıldı. Bu proje, belediyeye, mahallelinin‘yerinden edilmeden, işlerini de sürdürerek, daha iyikoşullarda ve kendi olanaklarıyla yaratacakları yenibir yaşam alanı’ fikrini savunmak üzere hazırlandı.Yaser, bir ayı aşkın bir süre mahallenin mevcutve taşınmak zorunda kalmış ailelerinin demografikyapısını inceledi, taleplerini dinledi, ihtiyaçlarını anladı.Bu sırada başta Cemil Abi olmak üzere tüm mahalleningöz bebeği oldu. Anketler yapıldı. Kaç kişiydiler? Neiş yapıyorlardı? Kaç odaya ihtiyaçları vardı? Sonunda,minimum bedelle inşa edilecek, mahallelinin ortakyaşam, çoğalma, eğlence ve iş kültürüne uygunbir yaşam alanı tasarladı. Tüm mahalleli sunumu18 ŞUBEMİZDENgözleri yaşararak izledi. Onca yıllık mücadelelerini vehayallerini Yaser gerçekliğe tercüme etmişti.Şehir atıklarını toplayarak, şehrin sürdürülebilirliğinekatkı koyan ve hayatı her yönüyle güzelleştirenmahalle sakinleri kendi yerleşmelerinde de buözelliklerini koruyacaklardı.Proje, çelik strüktür olarak tasarlanırken, malzemeninbir kısmının toplanan atık metallerin değiş-tokuşu ilekısmen de olsa sağlanması amaçlanmış, atık kağıtlarınişlemden geçirilerek yalıtım malzemesi olarakkullanılması düşünülmüştü. Bir arada ve dayanışarakyaşama kültürünün gereği olan açık-kapalı ortakyaşam alanları tasarlamıştı Yaser. Atık arabalarıiçin park yerleri ve atıkların üretime dönüştürüldüğüatölyeler planlamıştı.Bu proje ‘çöküntü’ olarak nitelendirilen bir alanınasıl sakinleriyle ve onların hayatlarına dokunmadan,iyileştirilerek, bir dekor değil gerçek bir yaşam alanıolarak kente kazandırılma projesi idi. Ve proje olarakkaldı. Onur Yaser Can’ımızın anısına saygıyla Ekim2010 yılında ‘Mimarlığın Sosyal Forumu’ etkinliğindeposter sunumu yapıldı.’Yerel’ ve ayakları buradaydı, ama dünyayı kavramışyanıyla ‘uçmaya hazır’ bir kelebek gibiydi de Yaser.Hakkında söylenenlerin, yazılanların her sözcüğünühak etmiş, ete kemiğe bürünmüş billur halini izledikbeş ay boyunca.Ben ona Yaser derdim. O Onur’lu bir kelebek olarakhayatımızda deriiiin bir boşluk bırakıp gitti.3 Haziran günü, saat 16.00’da <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong> Sergi Salonu’nda Yaser’i kendi işleriyleanacağız. Ailesi, arkadaşları, Optima Mimarlık,Erdemler Mimarlık, Plan A Mimarlık ve MehmetAksoy’un hazırlığında, mimari projeleri, yarışmaprojeleri, desenleri, heykelleri, müziğiyle… Kısacıkama gerçek, ama yalansız, ama tutkulu, amaiçten, ama dost, ama onurlu bir yaşamı, yeteneklibir meslektaşımızı konuşacağız. Yani ‘Onur YaserCan’ımızı yattığı yerden kaldıracağız.’ Kayda geçmeküzere…alıp başını giderse bir yanıdolmazsa hayal çerçevemderin bir boşluk kaplar bir yanımıama yalnız derin bir boşlukyalnız bir yanımısakınmak için değil varlığımıkozasından bir kez çıkar diye kelebeköbür yanım boşluğu saklamalıki derin bir boşluğa saklanmalı’

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!