BİLDİRİ ÖZETLERİ / ABSTRACT BOOK
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Uluslararası Tarihte Etimesgut Sempozyumu (UTES)<br />
TÜRK VE SLAV DÜNYASININ TARİHİ VE KÜLTÜREL BAĞLARI<br />
Tamara ÖLÇEKÇİ<br />
Dr., Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanlığı<br />
ÖZET<br />
Türklerin ve Slavların komşulukları tarih açısından belirlenmiştir. Ülkeler komşularını seçemezler.<br />
Bundan ötürü komşuların iyi geçinmeleri ve anlaşmazlıklarını karşılıklı aşmaları gerekmektedir.<br />
Sadece rakip ülke konumunu ön plana çıkarmadan veya siyasi ve ekonomik ilişkiler ile sınırlı<br />
kalmadan tarih, kültür ve diğer alanlarda ortaklığa, işbirliğine önem verilmelidir. Meşhur Rus<br />
Şarkiyatçısı İ.N. Berezin, 1856 yılında Türk Halkının atasözleri için hazırlanan kitabının önsözünde,<br />
“Türk atasözlerine göre idealde bir Türk genelde nasıl olmalı? İdeal bir Türk, akıllı, nazik, iyi, arkadaş<br />
canlısı, çalışkan, cesur, bilgili, temkinli olmalı, aceleci olmamalıdır" diye belirtmiştir. Türklerin ahlaki<br />
değerlerinin Slavların da ahlak değerlerine uygun düştüğü ve bu uygunluğun yaşanan savaşlara<br />
rağmen birbirlerini anlamalarında önem taşıdığını dile getirmiştir. Türk ve Slav halklarının bu ahlaki<br />
değerler çerçevesinde kültür alışverişinde bulundukları kaydedilmektedir.<br />
Etnik kültür ilişkilerinin araştırılmasında genellikle ayna metaforu kullanılır. Bu metafor,<br />
‘kendilerinin’ bir ‘yabancıya’ yansımasını, ‘yabancının’ da ‘kendilerinde’ yansımasını görme fırsatını<br />
verir. Kendilerini tanımlama konusunda Slav halkları için asırlardır Türkiye tarihi ayna olmuştur.<br />
Türklerle olan savaşlar sayesinde Slavlar kendilerine saygı duymuş ve inançlarına bağlanmışlardır.<br />
Yaşanılagelmiş karşılıklı birbirlerini küçük görmeler dışında, kaynaklarda Türk-Slav etkileşiminin<br />
temas alanlarının olumlu tarafları da gösterilmektedir. Slav halklarının folklorunda, Türkler<br />
genellikle kültürel kahramanlar ve değişim getirenler olarak iz bırakmıştır. Belarus, Ukrayna ve<br />
Güney Slavlarda çok sayıda "Türk" dağları, höyükleri, yolları, rıhtımları halkın hafızasına kazınmış ve<br />
Türklerin başarıları hak ile takdir edilmiştir.<br />
Türk Devleti kim olursa olsun düşenlere ve mazlumlara el uzatan güç olmuştur ve Türklere has<br />
misafirperverliği ile ayırt edilmektedir. Daha dün Türklerle savaşan Slavlar desteği ve sığınmayı bu<br />
topraklarda bulabilmiştir. Türk Devleti Polonyalı siyasi göçmenlere, Zaporjye ve Nekrasov<br />
Kazaklarına, Bolşevik rejiminden kaçan Beyaz Ordu mensuplarına yardımda bulunmuştur. 1918'den<br />
1923'e kadar yüz binlerce Rus'a İstanbul geçiş güzergâhı olarak ev sahipliği yapmıştır. Sadece 3<br />
Kasım 1920'de, Rusya'nın güneyindeki Karadeniz limanlarından Türk kıyılarına anavatanlarını ve<br />
geçim kaynaklarını kaybeden 150 bin asker ve sivilden oluşan 126 gemi gelmiştir. Mutlak ölümden<br />
kendilerini kıl payı kurtaran Slav milleti Türkleri minnet dolu sözlerle anmıştır. Rus göçmenlerin<br />
1924’de İstanbul’da yayınladıkları ve Paris’te tekrar yayınladıkları “Teşekkür ederim” isimli kitabın<br />
önsözünde; “Teşekkür ederim, Konstantinopolis! Teşekkür ederim, İstanbul! Sen bizi kucakladın,<br />
sen bizi korudun, bize iş buldun, hayatımızı kurtardın! Dünyanın en güzel şehri, seni asla<br />
unutmayacağız!” sözleri yer almıştır.<br />
Geçmişte ve günümüzde Slavlar Türkiye’de kendilerini güvende ve rahat hissettiklerinin altını<br />
çizmektedirler. Makalede, Türklerin ve Slavların anlaşmazlıkları ile birlikte komşuluklarına ve kültürel<br />
bağlantılarına değinilecektir.<br />
Anahtar Kelimeler: Türk, Slav, Kültür, Tarih, Değerler.<br />
163