Kadıköy Life Ocak & Şubat 2019

Duayen
ŞOK ETKİSİ YARATACAK
Yeni çıkan long play albümünün daha çok
şok etkisi yaratacağını belirten Gökçen Kaynatan,
albüm kapağını kendisinin çizdiğini,
fakat plak şirketinin onu koymak istemediğini
ise şu sözlerle anlattı: “Kendim kapak
çizdim, fakat onu koymadı plak şirketi.
Çünkü insanlarda sinir rahatsızlığı var. Mesela
Almanya’dan birisi geldi, ‘Cehennem’
adlı parçayı dinledi. Bir anda içeriye kaçtı.
Önce anlamadım neden gittiğini. Sonradan
öğrendim, sinir hastasıymış ve parçadan
korkmuş. Aslında yaptığım terapi müziği
ama ters teptiği zamanlar da oluyor.”
Bu şu demek, olmayanı yapmak... Müzikte de
öyleydim. Merak duygusu... Bisikletim vardı,
arkada anten vardı. Benim gezdiğim mahallelerde
insanlar parazitten radyo dinleyemezlerdi.
Hiçbir şey yoktu o zaman. Bas gitar
yoktu memlekette. Arkadaşımız bas gitarı
normal gitarla çalıyordu. Oturdum, bas gitar
yaptım. O devirde yoktu böyle bir şey. Tam
anlamıyla yoklar ülkesiydik o zamanlar. Fakat
bir avantajımız vardı, her şey pırıl pırıldı.”
“BİR ŞEYLER VERECEKSİN BU DÜNYAYA”
Müziğin bir keyif işi olduğunu, keyif alınmadan
kesinlikle yapılmaması gerektiğini
ifade eden Gökçen Kaynatan, özellikle
gençler için şu tavsiyelerde bulundu: “Keyif
almazsan zaten bu işi yapma. Bir de yaratıcı
olmak gerek. Her ne kadar yaratıcılık
Allah’a mahsus olsa da, insanlara da o
yeti verilmiş. Sen doğaya geldiğin zaman
doğaya faydalı olacaksın, zararlı olmayacaksın.
İnsanlar doğayı kirletiyor, bombalar
atıyor, birbirlerini hunharca öldürüyor. Hep
canavarlık... İnsanoğlu, dünyanın en vahşi
yaratığı... Akıllı geçinir ama akıl yok. Hırs
ve elde etme uğruna her şey. Halbuki bir
şeyler vereceksin bu dünyaya.”
“BU TARZ PROJELERE DESTEK
VERİLMESİ GEREKİYOR”
2003 yılında, 2050 yılı ritim ve armonisiyle
hicaz makamında bir dizi parçalar bestelediğini,
alt yapılarının hazır olduğunu,
dünyada böyle bir çalışmanın eşi benzeri
olmadığını vurgulayan Kaynatan, sözlerini
şöyle sonlandırdı: “Parçaya başlıyor kanunlar,
neyler, Türk sazları bir dizi, arkada
ben... Alt yapı başlıyor, kanunlar canlı
çalıyor, dansöz çıkıyor, başlıyor şıkıdak
şıkıdak göbek atmaya. Arkadan beş-on
saniye geçiyor, tulum ve kemençe giriyor,
aynı melodiyi çalıyor. Karadeniz horon
ekibi çıkıyor, horon tepiyor. Hip-hop ve
horon aynı anda. Dünyanın neresine
götürürsen götür. İrlanda’ya gayda giriyor.
Adamlar çıkıyor, İrlanda gaydası yapıyor.
Fakat hepsi bir arada yapıyor bunları.
Böyle bir parça var mı? Bu tarz projelere
destek verilmesi gerekiyor.”
“Ben gitarla yatıp,
gitarla kalkıyordum.
Pikabımı sonsuza ayarlayıp,
kulaklığı kulağıma takar
ve gitarım elinde uyurdum.
Sabah kalktığımda parça
ezberimde olurdu...”
KÜRESEL KİRLİLİĞİ 1960’LARDA
ŞARKILARLA DİLE GETİRDİ
Küresel kirliliği 1960’lı yıllarda fark eden ve bu
duruma karşı besteler yaptığının altını çizen
sanatçı; o yıllarda “Doğa”, “Doğanın Ötesi”,
“Evren”, “Sihirbaz” gibi şarkılara imza atmış.
Kaynatan, dünyanın geleceğiyle ilgili üretim
yaptığı dönemleri şöyle aktardı: “Dolabın içini
açtığım zaman, o şarkıların tertemiz bantları
duruyor. Bir müze gibi burası... Saykodelik
müziğe başlamamın da bir alt yapısı, bir
amacı, bir kurgusu var. ‘Doğanın Ötesi’ dediğim
zaman, dünyanın geleceğiyle ilgili bir
üretim yapmış oluyorum. Ben tasarımcıyım.
Ocak & Şubat 2018 kadikoylife.com : 107