You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Kapak<br />
İstanbul’un işgalini M. Kemal Paşa’ya bildiren<br />
telgraf metni, dönemin telgraf kâğıdı numunesi<br />
üzerinde (16.03.1920).<br />
İngiliz ve Fransız gemilerinden meydana gelen<br />
büyük armada Çanakkale Boğazı’na saldırdığında,<br />
o gün; İrresistible, Ocean ve Bauvet<br />
zırhlıları batmış, birçoğu da ağır yaralanmıştı.<br />
İngiliz’ler, ateşkesi o zaman Çanakkale’yi geçemeyen<br />
Agamemnon zırhlısında imzalatarak,<br />
bir anlamda da intikam alıyordu sanki. İşte;<br />
1915’te Çanakkale’yi geçemeyen o gemilerin<br />
neredeyse tamamı, 13 Kasım 1918 günü<br />
İstanbul önlerinde demirlerken de sanki bir<br />
kez daha intikam alınıyordu.<br />
Fransızlar, 12 Kasım 1918’de Hatay’a, 20 Aralık’ta<br />
Adana ve Mersin’e, 29 Aralık’ta Tarsus ve<br />
Pozantı’ya girerek Kilikya’nın işgalini tamamlarken,<br />
İngilizler 15 <strong>Ocak</strong> 1919’da Kilis’i,<br />
Antep’i, ardından da Maraş ve Urla’yı işgal<br />
ediyordu. O gün, her Türk için tabii ki acı ve<br />
kara bir gündü. 15 Mayıs 1919 gününden<br />
itibaren ise birçoğu İngiliz gemileriyle taşınan<br />
Yunan birlikleri, bu defa da ana yurdun<br />
İşgal yıllarında gözetleme<br />
kulesi olarak kullanılan ve<br />
İngiliz bayrağı altındaki<br />
Galata Kulesi’nden,<br />
<strong>Kadıköy</strong> dahil tüm şehrin<br />
gözetlenmesi yapılıyor,<br />
1920’ (Onur Akmanlar<br />
Koleksiyonu).<br />
bir başka anlamlı şehrine, İzmir’e girecekti.<br />
İstanbul’dan sonra İzmir’in işgali, Anadolu’da<br />
ikinci şok dalgası oluşturmuştu ve bu milli<br />
mücadele ruhunu ateşleyecek olan adeta<br />
son darbeydi… Bu durumun, Türk insanını<br />
bir kez daha ölüm savaşıyla yüz yüze getireceği<br />
artık kaçınılmazdı.<br />
Ulu Önder M. Kemal Paşa, Damat Ferit Paşa<br />
ve kabinesinin çaresizliğini görmesinin de<br />
üzüntüsü içinde artık ivedi olarak harekete<br />
geçmesi gereğini anlamış, ertesi gün<br />
Akaretler’de oturan annesi Zübeyde Hanım<br />
ile vedalaşmış, ardından da diğer veda ziyaretlerini<br />
tamamlamıştı. Kararını vermişti.<br />
İstanbul’u bütün çaresizliği içinde geride<br />
bırakacak ve de çarenin kapılarını zorlamak<br />
üzere Anadolu’ya gidecekti. Üstelik de hiç<br />
vakit kaybetmeden…<br />
38 yaşında, hayatının ortasında ömrünün<br />
bıçak gibi ikiye bölündüğü bir dönüm<br />
noktasındaydı… Şimdi, yıllar önce küçük<br />
Mustafa’nın yaptığı gibi imparatorluk ağacının<br />
kırılan dallarından kendine küçük ama<br />
sağlam bir yurt kuracaktı. Bir farkla; bu kez<br />
kurduğu sağlam yurdun içine tüm Anadolu<br />
halkını da sığdıracak ve Anadolu halkıyla<br />
birlikte bir mucize yaratacaktı.<br />
Mondros Mütarekesi sonrası İstanbul limanını<br />
dolduran; 22 İngiliz, 12 Fransız,<br />
17 İtalyan, 4 Yunan savaş gemisinden oluşmuş<br />
55 parçalık İtilaf Donanması, Dolmabahçe<br />
Sarayı önlerinde toplarının ağızlarını<br />
saraya çevrili bir biçimde demirlemişlerdi.<br />
M. Kemal Paşa emrine gönderilen ‘’Kartal 2”<br />
adlı Askeri Sevkiyat İdaresi’nin bir motoru<br />
ile Haydarpaşa İskelesi’nden ayrılmadan<br />
önce, lacivert keskin bakışları bu işgal<br />
Adalar önünde devriye gezen İşgal Donanmaları, 1919<br />
(R. Sertaç Kayserilioğlu koleksiyonu).<br />
İstanbul sularında<br />
İngiliz işgal denizaltısı, 1919<br />
(R. Sertaç Kayserilioğlu arşivi).<br />
donanmalarına kilitlenmişti. Hiç kuşkusuz ki;<br />
Çanakkale Muharebeleri bir film şeridi gibi<br />
gözlerinin önünden geçti… Yanında duran<br />
genç yaveri Cevat (Abbas) Bey’in de duyacağı<br />
bir biçimde, ağzından şu tarihi söz döküldü;<br />
“Geldikleri gibi giderler”…<br />
<strong>Ocak</strong> & <strong>Şubat</strong> 2018 kadikoylife.com : 31