Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Edebiyat<br />
derslerimde de yetişkin kitabı yazdırıyorum.<br />
Çocuk edebiyatına ilgi daha yoğun diyemem<br />
ama temelde bir şey fark etmiyor. Yetişkinde<br />
de çocukta da bu bahsettiğim şey aynı. Bu<br />
yüzden ben bir şey yazmak istiyorum diye<br />
gelen insanın, çoğunlukla yazacağı şey ilk<br />
başta söylediği olmuyor. Aslında ne yazarsan<br />
yaz, kendinden yazmak zorundasın. Kendine<br />
değdiğinde de kendini görmek zorundasın.<br />
Kendini gördüğünde de yaranla yüzleşmek<br />
zorundasın. Cinayet romanı da yazsan böyledir<br />
bu. <strong>Kadıköy</strong> ise iyi bir yüzleşme yeridir.<br />
Burası tökezleme, düşme ve tekrar kendi<br />
kendine ayağa kalkma yeridir. Burası bence<br />
bir yazarın ikinci ergenliği olabilir.”<br />
“KADIKÖY’ÜN DOKUSUNDA<br />
ÖZGÜRLÜK VAR”<br />
Peki <strong>Kadıköy</strong>, insanın kendisiyle yüzleşmesini<br />
nasıl sağlıyor? Bu soruyu “Dokusunda<br />
özgürlük var” diyerek yanıtlıyor Köker: “<strong>Kadıköy</strong>’ün<br />
dokusunda özgürlük var. Bundan<br />
besleniyorlar. <strong>Kadıköy</strong>’de düzenlediğimiz<br />
yazarlık atölyelerine gelen yazar adaylarımızın<br />
hepsi insanı arıyor, insana yöneliyor. Çocuk<br />
kitabı da olsa, yetişkin kitabı da olsa...<br />
İçimizdeki sade insanı bulmaya yöneliyorlar.<br />
Bu nokta, <strong>Kadıköy</strong> ile örtüşüyor. Çünkü<br />
burada herkes olduğu gibi ve içindeki öze<br />
dokunmak için kafa yoruyor. Aslında bir<br />
nevi kendine dokunmak için kafa yoruyor.<br />
Hepsi kendini arayan insanlar...<br />
Ve biz <strong>Kadıköy</strong>’de kendimizi aramak için çok<br />
bedeller ödüyoruz. İstanbul’da ya da başka<br />
bir yerde fark etmez, bir yerde kendini aramak<br />
için her zaman bedel ödersin. Bu bedelleri<br />
ödeyenler ya da ödemeye hazır olanlar yazıda<br />
buluşuyor. O bedel de her şeyden önce iç<br />
savaş ve kendinle yüzleşmektir. <strong>Kadıköy</strong>’de<br />
bir şekilde görünenin arkasını görürsün. Nedir<br />
o bedeller? Önce bir iç savaştır, kendinle<br />
yüzleşmedir. Çünkü çok etkileşim halindesin.<br />
<strong>Kadıköy</strong>’de çeşit çeşit insan, imajlar var... Fakat<br />
burada yaşamaya başladıktan iki sene sonra<br />
<strong>Kadıköy</strong>’deki o imajların arkasını görmeye başladım.<br />
Bir imajla karşılaşıyorsun ama önemli<br />
olan o imajın arkasındaki hikâyeyi görmektir.<br />
Biz aslında birer hikâye olarak dolaşıyoruz.<br />
Hepimiz bir hikâyeyiz. Dolayısıyla <strong>Kadıköy</strong>, bir<br />
sürü hikâyenin birlikte var olma mücadelesini<br />
anlatan bir yer.”<br />
“KADIKÖY’DE MADALYONUN<br />
İKİ YÜZÜ VAR”<br />
<strong>Kadıköy</strong>’ün yazı potansiyeli olarak enteresan<br />
bir yer olduğunu ifade eden Ekin<br />
Köker, burada madalyonun iki yüzüne<br />
dikkat çekiyor: “<strong>Kadıköy</strong> hızlı akıyor ama<br />
kendi içinde yavaş bir devinimi de var.<br />
Burada olmak, insana güven veren bir şey.<br />
Bakkal Ahmet Amca sokağa çıktığında seni<br />
tanıyor, köşedeki terzi seni biliyor. Ancak<br />
<strong>Kadıköy</strong>’de madalyonun iki yüzü var. Bir<br />
yandan kendini çok geliştirebildiğin ve<br />
besleyebildiğin, sürekli birileriyle etkileşim<br />
halinde olarak iletişimden beslendiğin bir<br />
yer. Bir taraftan da o iletişime kendini çok<br />
kaptırırsan, seni atıllaştıran bir yer. Üreten<br />
kişinin orada dikkat etmesi gerekiyor. Evet,<br />
etkileşimdesin ama bu etkileşimin yüzde<br />
kaçı eyleme dönüşüyor?”<br />
<strong>Kadıköy</strong>’ün, Avrupa Yakası’na göre farkını<br />
ise şöyle anlatıyor Köker: “Karşı yakada<br />
ritim yüksek. Fakat <strong>Kadıköy</strong>, bir o kadar<br />
dar zamanın olup, bir o kadar da rahat<br />
zamanının olduğu yer. Burada zamanı,<br />
semtin kendi ritmi yavaşlatıyor. Çok disiplinli<br />
şekilde belli bir programda ilerlesen<br />
bile, gün içinde iki farklı arkadaşınla kahve<br />
içebiliyorsun. İnsanların birbirini görmeyi<br />
kolaylaştıran bir yapısı var. <strong>Kadıköy</strong>’e taşınır<br />
taşınmaz benim telefonum susmamaya<br />
başladı. Daha fazla arkadaş ile buluşma<br />
imkânı bulabiliyorsunuz ama onun da şöyle<br />
bir tarafı var; bir iş yetiştirmeye çalışırken,<br />
bu duruma dur demen gerekiyor. <strong>Kadıköy</strong>’e<br />
dur demezsen, <strong>Kadıköy</strong> seni durduruyor.<br />
Mesela Avrupa Yakası’nda ders vermeye gittiğimde,<br />
benim kontrolümün dışında akan<br />
bir hengâmenin içinde bir zarf açmış gibi<br />
hissediyorum. İnsanlar koşturuyor, kimse<br />
birbirini görmüyor. Ben bir şekilde kendine<br />
bir çukur açmış ve orada ders veriyor gibi<br />
hissediyorum. Burada ise kocaman bir alana<br />
sahibim ve insanları o alana çekiyormuşum<br />
gibi hissediyorum. Bir kadın olarak da<br />
bir insan olarak da <strong>Kadıköy</strong>’de rahatım ama<br />
karşıya gittiğim zaman yabancıyım. Karşı<br />
taraf, herkesi herhangi biri yapıyor. Oraya<br />
gidince herhangi biri oluyorum. Karıncalardan<br />
bir tanesin, burada ise kendi çukurum<br />
var. <strong>Kadıköy</strong>, insanlara bunu hissettiriyor.”<br />
“KADIKÖY’DEN BESLENENLERİN ÇOĞU<br />
KADINI YAZMAK İSTİYOR”<br />
Ekin Köker, <strong>Kadıköy</strong>lü öğrencilerinin genelde<br />
kadın konusunda yazmak istediğini<br />
belirtiyor: “Buradan çıkan hikâyelerdeki<br />
ortak nokta hep insan. Son zamanlarda<br />
görüyorum ki insanlar hikâyelerinde aslında<br />
çığlık atıyor. Yani bir şekilde gözlerinin<br />
parladığı, ivme aldıkları yer, aslında kendi<br />
içlerinde değmedikleri yer oluyor. <strong>Kadıköy</strong><br />
hikâyeleri yazdırmak gibi özel bir çalışmam<br />
olmadı ama <strong>Kadıköy</strong>’de bulunmayı tercih<br />
eden insanların çoğu kadını anlatmak istiyor.<br />
Onu biliyorum. Kadını doğru ifade etme<br />
isteği var. Genele baktığınızda ise şunu<br />
görüyorsunuz; ‘Ben bir şey düşünüyorum<br />
ama bunu yazıya aktarırken düşündüğümü<br />
yansıtamıyorum.’ Genelde bu şikâyet var.<br />
Daha çok ‘Ben de varım’ demek ihtiyacı<br />
hissediyorlar. Bir şekilde var olduklarını<br />
göstermek, iletişim kurmak istiyorlar.”<br />
<strong>Ocak</strong> & <strong>Şubat</strong> 2018 kadikoylife.com : 73