18.01.2019 Views

Kadıköy Life Ocak & Şubat 2019

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Röportaj<br />

gelmez, her anlamda imtiyazlı bir meslek<br />

grubu olarak adlarından söz ettirirler.<br />

Maalesef demokrasinin her aşamada darbelerle<br />

ya da bir siyasi partinin çoğunluğu<br />

ele geçirip kendi otoritesini kökleştirdiği,<br />

hukuk devletinin zaman zaman askıya<br />

alındığı ülkelerde ise gazeteci düşman ilan<br />

edilir. Gazeteci terörist ilan edilir, cezaevine<br />

konur, çok ağır bedeller öder. Üstelik maddi<br />

açıdan da alt sınıf bir meslek grubuna dönüşmüştür.<br />

Sürekli hedef olarak gösterilir.<br />

Böylesi ülkelerde ise batılı meslektaşlarına<br />

göre gazeteciler ağır iş kolu denilebilecek,<br />

hayatını ortaya koymak zorunda kaldığı bir<br />

işi yapmak durumundadır.<br />

Kitaplarınız hakkında bilgi verir misiniz?<br />

Yazarken temel kriterleriniz neler<br />

oluyor?<br />

Genel olarak haber yaptığım alanlara dair kitaplar<br />

yazıyorum. Sonuçta haberler bir olgunun<br />

sadece tek bir ayağını ele alır. Örneğin;<br />

Gezi Parkı Olayları’nda Ali İsmail Korkmaz’ın<br />

bütün hikâyesini haber yapamazsınız,<br />

sadece onun belirli aşamalarını safha safha<br />

haber yapmak zorundasınızdır. Bu da 3-5<br />

yıla yayılır. Okurun bütün gazeteleri takip<br />

etme imkânı yoktur. Gazete sayfaları da bir<br />

araştırmanın derinliğini aktarabilecek maddi<br />

imkâna sahip değildir. Sayfa sayısı, ekran<br />

süresi kısıtlıdır. Ben gazetede ele aldığım<br />

haberleri bir olaydan olgu düzeyine yükselterek,<br />

örneğin tıbbi bir kişinin ölümünü<br />

aynı alanda birden çok kişinin ölümüyle ele<br />

alarak irdelerim. Bu işkence sonucu ölümler,<br />

kışlalarda meydana gelen ölümler ya da iş<br />

kazası sonucu meydana gelen ölümler de<br />

olabilir. Onları bir olgu düzeyine yükselterek,<br />

her birinin detayını inceleyerek, çok<br />

büyük emekler harcayarak kitaplaştırmaya<br />

çalışıyorum. Gazetedeki haber çalışmalarımın<br />

devamı niteliğindedir kitaplarım.<br />

Siyaseti çok yakından takip eden bir<br />

gazeteci olarak, size göre Cumhuriyet<br />

Halk Partisi (CHP) neden beklenen<br />

oyu alamıyor?<br />

Bunun birden çok sebebi var. Sebeplerinden<br />

birisi, CHP’nin 12 milyon kişiye erişen<br />

seçmen yapısını tam anlamıyla partiye,<br />

üyeye ve delege sayısına yansıtamadığını<br />

düşünüyorum. Dolayısıyla seçmenini temsil<br />

eden bir parti yapısına kavuşması gerekiyor.<br />

CHP’nin 6 okunun tümünü de parti<br />

politikalarına yansıtması gerekiyor. Halbuki<br />

zaman zaman yalpaladığını düşünüyorum.<br />

Çoğulcu bir yapı gösterirse, göstermeye<br />

çabalarsa bir fikir kulübüne dönüştüğünü<br />

ve bir doğrultuyu kaybettiğini düşünüyorum.<br />

CHP’nin seçmenini ve eğilimlerini<br />

yansıtması, yurttaşın tümüne hitap edecek<br />

ortalama bir dili tutturması, bunu da sağ<br />

ya da sol bağlamda ayırmaksızın, bir kimlik<br />

veya devlet politikasına düşmeksizin, makul<br />

bir çoğunlukla hareket edip, buna göre<br />

bir politika yapması gerekmektedir.<br />

İş cinayetleri ve kazalar hakkında<br />

çok detaylı haberler yapıyorsunuz.<br />

Sizin sayenizde basına yansıyanlar<br />

oldu. Suistimal edilen ve gündeme<br />

gelmeyen kazalar hakkında neler<br />

düşünüyorsunuz? Bunlar nasıl gündeme<br />

gelebilir?<br />

İş kazaları, kaza diye geçiştirebilecek<br />

olgular değildir. Biz kazayı hangi bağlamda<br />

kullanırız? İnsanların meydana gelebilecek<br />

bir vakayı öngörememesi ve öngöremediği<br />

için önleyememesi durumu olarak kabul<br />

ederiz. Eğer bir şeyi göremiyor ve önleyemiyorsa,<br />

o takdirde bu kazadır ama Türkiye’de<br />

meydana gelenlerin onda dokuzu kaza<br />

değil, önceden öngörülebilmiş ve önlenebilmesi<br />

mümkün hadiselerdir. Dolayısıyla<br />

aslında bu durum bir hata değil, önceden<br />

görülebilen kararların sonucunda meydana<br />

gelmiş hadiselerdir. Eğer siz daha çok<br />

kâr elde edebilme uğruna, daha hızlı ürün<br />

üretmek uğruna iş güvenliğinden feragat<br />

edip, iş güvenliğini kârı eksilten bir hesap<br />

olarak görürseniz, bunu maliyet hesabına<br />

dönüştürürseniz, iş kazasının meydana<br />

gelmesi kaçınılmaz olur. Dolayısıyla bu da<br />

kaza diye nitelendirilen bir statüden çıkar<br />

ve bir kasıta dönüşür. Temelde üretim biçiminin<br />

değiştirilmesi, kamucu politikaların<br />

öne alınması ve sendikalaşma gerekir.<br />

Devletin ilgili kurumlarının, patronu<br />

ürkütmemek adına denetimden<br />

kaçmaması gerekir.<br />

Son yazdığınız ‘Kimsesizler<br />

Cumhuriyeti’ kitabınızda tarikat<br />

ve cemaat yurtlarına teslim<br />

edilen çocukların tacize, tecavüze,<br />

vicdansızlığa ve kötü muamelelere<br />

maruz kaldığını belge niteliğinde<br />

anlatmışsınız. Bir gazeteci olarak<br />

tarikat ve cemaat yurtları hakkında<br />

ne düşünüyorsunuz?<br />

Üniversiteye kadar yurt hizmetlerinin<br />

devlet elinde ve parasız<br />

olması gerekmektedir.<br />

Özel işletmelere yurt<br />

hizmetinin kapatılması<br />

gerekir. Özellikle tarikat<br />

ve cemaat yurtlarının<br />

bu alanda olmaması<br />

lâzım... Devletin eğitim<br />

alanı ve yurt hizmetleri,<br />

belli bir tarikat veya<br />

cemaatin ekonomik<br />

gelir elde etme alanı<br />

olmaktan çıkarılmalıdır.<br />

Burada tamamıyla<br />

devlet hizmet vermeli<br />

ve öğrenciler devlet<br />

görevlileriyle muhatap<br />

olmalı, devlet denetimlerini<br />

yapmalıdır. Tarikatlar ve<br />

cemaatler, Ak Parti’nin arka<br />

bahçesi durumuna dönüştürülmemelidir.<br />

Sizin için <strong>Kadıköy</strong> ne ifade ediyor?<br />

Sokakların nabzını tutan bir gazeteci<br />

olarak <strong>Kadıköy</strong>’e dair gözlemlerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

<strong>Kadıköy</strong>, İstanbul’da ve Anadolu Yakası’nda<br />

insanların özgürce dolaşabildiği, nefes<br />

alabildiği, kendini her bakımdan rahatça<br />

ifade edebildiği en nadide ilçelerden biridir.<br />

Halen çoğulcu yapısını koruyor. <strong>Kadıköy</strong>’ün<br />

sokaklarına yansıyan yenilikçi ve laik bir<br />

yapı var. Türkiye’de ve İstanbul’da modern<br />

şehircilik yapısının başında <strong>Kadıköy</strong> gelir.<br />

Gazetecilik mesleğini yapmak<br />

isteyenlere tavsiyeleriniz neler? Sizin<br />

kendinize idol olarak gördüğünüz<br />

gazeteci var mı?<br />

Kendime idol olarak gördüğüm gazeteci<br />

yok. Bir veya birkaç gazetecinin yordamını<br />

ilham olarak gördüm ama farklı disiplinle<br />

ve farklı yöntemleri alarak kendime bir yol<br />

oluşturdum diyebilirim. Gazetecilik yapmak<br />

isteyenlere tavsiyem ise, bu bölümü<br />

okumayı düşünüyorlarsa mutlaka bir başka<br />

bölüm daha okumalarını öneririm. Sosyoloji,<br />

psikoloji, edebiyat gibi...<br />

<strong>Ocak</strong> & <strong>Şubat</strong> 2018 kadikoylife.com : 39

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!