13.01.2013 Views

tc süleyman demirel üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü sosyoloji

tc süleyman demirel üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü sosyoloji

tc süleyman demirel üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü sosyoloji

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

irbirine aykırı adetlerle birbirleriyle çarpışan uzuvları ahenkli olarak çalıştırmak<br />

vasıtalarını bulmaktır.” 112<br />

Durkheim’e göre ahlakın iki unsuru vardır: birinci unsuru disiplin ruhu, ikinci<br />

unsuru da bir gruba bağlılıktır. Bunlardan disiplin ruhu vazife duygusunu, bir gruba<br />

bağlılık ise iyilik arzusunu karşılar. Ahlakın bir diğer fonksiyonu da insanı, bireysel<br />

çıkarların çerçevesini aşan amaçlara bağlamaktır. İnsanı kendinden üstün bir varlığa,<br />

bir topluma bağlamak; bağlılık duygusu yaratmaktır. “Ahlak kaidelerinin<br />

karakteristiği, cemiyete bağlılığın (solidarite sociale) temel şartlarını ifade etmeleridir.<br />

Hukuk ve ahlak bizi hem birbirimize, hem de cemiyete bağlayan, fertler kütlesinden<br />

bir ve bir cins topluluk meydana getiren bağların tümüdür. Bu bakımdan denilebilir<br />

ki, bağlılık (solidarite) kaynağı olan her şey ahlaki bir şeydir." 113 Bu ahlakın<br />

yaşayacağı bünye olarak ise meslek gruplarını ve kuruluşlarını düşündüğümüzde<br />

meslek grupları ne kadar sağlam ve teşkilatlı olursa, meslek ahlakının da o kadar<br />

geliştiği ve saygınlığa kavuştuğu bir yapıya ulaşılacağını öngörebiliriz.<br />

Sanayi toplumunun gelişmesiyle eski siyasal yapı giderek gücünü yitiriyor ve<br />

bölgesel ayrım önemini kaybediyordu. Diğer yandan birey-toplum bağlantısının<br />

yeniden tanımlanması önemli bir problem alanını oluşturmaktaydı. İşte bunlara aranan<br />

cevaplar yeni dayanışma örüntülerini ortaya koymayı zorlamıştır. Bu düşünceden yola<br />

çıkan Durkheim’a göre, toplum geniş bir ulusal korporasyonlar sistemine<br />

dönüşmeliydi. Önerilen korporatif modelde korporasyonlara zorunlu üyelik<br />

uygulanacak, aynı mesleğe mensup olmaktan doğan bir dayanışma, “entelektüel ve<br />

ahlaki bir türdeşlik” sağlanacaktı. 114 Önerilen yeni model bir anlamıyla lonca<br />

sisteminin yeni gerekler dikkate alınarak çağdaş bir uyarlaması ve yeniden<br />

yapılandırılmasıydı. Ama öncekiyle büyük mahiyet farkları taşımaktaydı.<br />

Durkheim’ın düşüncesinde korporasyon siyasal örgütün temelini ya da belli başlı<br />

temellerinden birini oluşturuyordu. Devletin siyasal birimi, temel çekirdeği<br />

korporasyonlardı. Bir sanayi işletmesinde çalışan işçiler veya bir meslek kolunda<br />

çalışan sendikalı emekçiler tarafından meydana getirilebilecek bir kuruluş olarak ele<br />

almıştır. Toplumdaki çeşitli menfaat ilişkilerinin aynı yasama meclislerinde temsil<br />

edilmesini öngören Durkheim, bireylerin mesleklerine göre korporasyonlar içinde<br />

toplanmalarını savunmuş, meslek kuruluşları ve korporasyonların devlet yönetimine<br />

112 Durkheim, Emile; A.g.e., s.5<br />

113 Durkheim, Emile; A.g.e., s.32<br />

114 Toprak, Zafer; “Türkiye’de Korporatizmin Doğuşu”, Toplum ve Bilim Dergisi, Kış 1980, s.42

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!