You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
S a y f a | 244<br />
YORU: Kehanet.<br />
Eşdeğer: YUR<br />
Moğolca: YOR<br />
Özellikle rüyalardan sonuç çıkarmak. Yormak fiili bu anlamda kullanılır. Yorçu ve Yoruçu kahin<br />
anlamına gelmektedir. Rüya yorumları pek çok kültürde olduğu gibi Türklerde de her zaman ilgi odağı<br />
olmuştur. Günümüzde modern psikoloji dahi insan bilinçaltına inmenin yollarından birisi olarak rüya<br />
çözümlemelerine başvurur. Ancak rüya yorumculuğu ile bu psikanaliz tekniği elbetteki birbirinden<br />
farklı şeylerdir. İslamiyette rüya yorumlamanın Allah vergisi bir yetenek olduğuna ve bunun en yetkin<br />
örneklerinin de Hz. Yusuf’da görüldüğüne inanılır. Rüya yorumlama ve kehanet yeryüzündeki ister<br />
ilkel, ister çağdaş tüm toplumlarda bir biçimde mevcuttur. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong><br />
<strong>Karakurt</strong>)<br />
� Yoru: (Yor/Yur). Yormak, yorumlamak fiillerinden türemiştir. Yorulmak (bitkinleşmek)<br />
anlamıyla da mecazen veya uzaktan bağlantılıdır, bu anlam kehanetin yoruculuğunu ve<br />
zorluğunu vurgular.<br />
YUĞ: Cenaze Töreni.<br />
Eşdeğer: YOĞ, YIĞ<br />
Cenaze töreni, cenaze yemeği gibi anlamları vardır. Ölü bir çadıra koyulup, etrafında dokuz kere<br />
dolanılır. Böylece ruhunun göğe çıkacağına inanılır. Cenaze merasimlerinde Ağu, Sagu veya Yuğu adı<br />
verilen ezgili koşuklar okunur. Bunların hepside ölünün arkasından yaşanan yas sürecindeki acıyı<br />
dışavurma ile ilgilidir ve benzer anlamlar içerir. İslam dini yas sürecinin uzatılmasını ve kendine zarar<br />
verecek şekilde dövünmeyi yasaklamıştır. Cenaze merasimleri yeryüzündeki tüm kültürlerde büyük<br />
öneme sahiptir, çünkü bilinmeyen bir diyara yapılan bu yolculuk her zaman gizemini korumuştur.<br />
(Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
1. Ağıt (Ağu), 2. Sığıt (Sagu), 3. Yığut (Yuğu): Mersiye. Ölünün arkasından okunan yas şiiri.<br />
� Yuğ: (Yuğ/Yığ/Ağ). Ağlamak anlamını taşır. Ağıt, ağu, ağlamak, yığlamak, yığut gibi sözcükler<br />
hep birbiriyle bağlantılıdır. Yığlamak/Yuğlamak sözcüğü ağlamak demektir. Ayrıca Yo/Yoğ/Yok<br />
kökünden yokoluşu da çağrıştırır.<br />
YUVHA: Şahmaran.<br />
Eşdeğer: YUHA<br />
Söylencesel sürüngen. Yılan kırk yıl yaşarsa Büke’ye (ejdere) dönüşürmüş. Büke de kırk yıl yaşayınca<br />
Yuvha olurmuş. Bazı söylencelerde bin yıl yaşayan ejderhanın Yuvhaya dönüştüğü anlatılır. Güzel bir<br />
kız kılığına girebilir ancak bu kızın göbek deliği yoktur ve böylece onun Yuvha olduğu anlaşılabilir.<br />
Doyacak kadar su içmezse ölür. Irmakların önünü keser ve kurban ister. Yoksa suyu bırakmaz.<br />
Moğollar, Olgoy Korkoy (Bağırsak Solucanı) dedikleri ve dev bir yılana benzeyen yaratığın çölde<br />
yaşadığına inanılır. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Yuvha: (Yuv). Yuvanmak, kıvrılmak, dönmek, döndermek anlamı taşır. Yuvarlak sözüyle aynı<br />
köktendir. Moğolca Zuha/Zuvha kelimesi ateş ve ocak manası taşır.<br />
(Bakınız: BÜKE, EBREN, YILAN ATA, YILAN ANA)<br />
YULA: Rüya Ruhu.<br />
Eşdeğer: ÇULA, YOLA<br />
D e n i z K A R A K U R T <strong>TÜRK</strong> <strong>SÖYLENCE</strong> <strong>SÖZLÜĞÜ</strong>