Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
48<br />
Sanatsal ifade özgürlüğünün bu şekilde<br />
tehdit edilmesi sanatçılar tarafından<br />
büyük ve örgütlü bir tepkiyle karşılandı.<br />
Bir grup sanatçı “Sevgili Bakanımız, ne<br />
diyorsak tersinden anlayınız!” başlıklı bir<br />
bildiri yayınlayarak Şahin’i istifaya davet<br />
etti (bkz. sayfa 50). Fakat Şahin, tepkilere<br />
rağmen, görevinde kalmayı sürdürdü<br />
ve bu minvalde açıklamalarına devam<br />
etti. Katıldığı bir toplantıda kendisine<br />
yöneltilen Şemdinli’deki çatışmalara dair<br />
sorulara “ülkenin olağanüstü gündemi<br />
sadece çatışma alanı ile ilgili değildir,<br />
bu çatışma İstanbul’da kalemle devam<br />
ediyor, İstanbul’da <strong>kitap</strong>la devam ediyor.<br />
Geçimli’de atılan havan mermisiyle burada,<br />
Ankara’da yazılan yazıların bir farkı<br />
yoktur” diye yanıt verdi. 14 Bu açıklama<br />
basında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2011<br />
yılında gazetecilerin Ahmet Şık’ın yazdığı<br />
kitabın toplatılması üzerine sordukları<br />
“Kitap yazmak nasıl terör olur?” sorusuna<br />
verdiği “Öyle <strong>kitap</strong>lar vardır ki bombadan<br />
daha tesirlidir” yanıtıyla beraber yer aldı.<br />
Bir kitabın kitleler üzerinde, bir bomba<br />
etkisi yaratacak kadar etkili ve tehlikeli<br />
görülmesinin altında başka bir boyut daha<br />
var: Devletin entelektüalizm karşıtlığı. Bu<br />
çatışma, devlet tarafından güdülen baskıcı<br />
politikaları meşrulaştırmak için kullanılıyor.<br />
Özellikle son dönemde muhafazakâr<br />
sanat ve devlet/şehir tiyatrolarının yeniden<br />
yapılandırılması tartışmaları çerçevesinde,<br />
15 Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından<br />
da sıkça takınılan bu tavır (bkz. sayfa<br />
52), kültür üretimlerini sadece kriminalize<br />
ederek değil, muhafazakâr kültürel kodlar<br />
oluşturarak ve halktan kopuk, elitist olduğunu<br />
iddia ettikleri üretimleri bu kodların<br />
dışında bırakarak ötekileştiriyor. Böylece,<br />
doğrudan sansür yerine, toplumdaki<br />
beğenileri ve referans sistemini yeniden<br />
düzenleyerek, bazı kültürel üretimlerinin<br />
cesaretini kırıyor ve meşruiyetini zedeliyor.<br />
Sözleri, devletin farklı baskı politikalarını<br />
belgelemesi açısında önem teşkil eden<br />
İdris Naim Şahin’in etkisi yalnızca söylemsel<br />
düzeyde değil. Bilançosu ağır. BDP<br />
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün<br />
durumu çok iyi özetleyen alıntısı ile bu<br />
yazıyı sonlandırmak yerinde olur:<br />
İç güvenlik aygıtının başındaki bu<br />
ağzı bozuk kişinin bir yıl içinde mizah<br />
dünyasının en çok eğlenilen şahsiyetlerinden<br />
biri haline gelmiş olması, kimseyi<br />
aldatmamalı. Eğlence dünyasının bu<br />
favori figürü bir yıllık görevi sırasında<br />
son on yılın en ağır devlet terörünü<br />
sahneleyen gücün başında duruyor.<br />
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine<br />
göre onun emri altındaki güçler sadece<br />
2011’de 3 bin 252 kişiye işkence ve kötü<br />
muamelede bulundu, “dur ihtarına uymadıkları<br />
gerekçesiyle” 57 kişiyi öldürdü,<br />
130 kişiyi yaraladı. Grevlerde, ekolojik<br />
direnişlerde, öğrenci protestolarında,<br />
sokaktaki çocukların gösterilerinde,<br />
kadın eylemlerinde, kimlik kontrollerinde<br />
binlerce insanın uğradığı aşağılayıcı,<br />
onur kırıcı ve zorbaca muamelelerde<br />
onun damgası var. Ama onu orada tutan<br />
da işte o “tarihin en güçlü hükümeti”nin<br />
başındaki kişi: Tayyip Erdoğan! Ne yazık<br />
ki, İdris Naim Şahin mizah dergilerinin<br />
kapağındaki bir karikatür değil, elinde<br />
ölümcül bir güç tutan bir gerçek şahsiyet,<br />
o Tayyip Erdoğan’ın alter-egosudur,<br />
ya da öyle olduğu için bir karikatürdür:<br />
Daha kurulmadan çökmeye başlayan<br />
bir post-modern sultanlık hevesinin iş<br />
başında tuttuğu altı kaval üstü şişhane<br />
zaptiye amiri! 16