04.10.2012 Views

siyahbant kitap final web

siyahbant kitap final web

siyahbant kitap final web

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

60<br />

en şaşırtıcı olan, Bakanlık’ın filme olan<br />

tahammülsüzlüğünü alenen sergileyişidir.<br />

Mesele sadece sansür değildi artık.<br />

Bakanlık, hızını alamayarak belgeselin ne<br />

olduğunu tanımlamaya girişmişti. Filmin<br />

avukatı Fikret İlkiz, Dr. Ş. Abdurrahman<br />

Çelik’in Bakan adına Genel Müdür sıfatıyla<br />

gönderdiği mektubu bianet’te paylaştı.<br />

Çelik, davanın filmin lehine sonuçlanmasına<br />

rağmen yasakta ısrar edilmesini şöyle<br />

gerekçelendiriyordu:<br />

Bahse konu filmin incelenmesinde;<br />

anlatımın belgeye dayandırılmadığı,<br />

tamamının yorum ve önyargı ile hareket<br />

edildiği görülmektedir. Tarihi bilgi, belge,<br />

harita, fotoğraf ve benzeri belgeleyici<br />

ve görüntüyü destekleyici unsurlar<br />

kullanılmadan anlatım yoluna gidildiği<br />

için belgesel niteliği taşımamaktadır. (...)<br />

Her biri kendi alanında söz sahibi 9 üyeden<br />

oluşan Değerlendirme ve Sınıflandırma<br />

Kurulunun verdiği kararlar dikkate<br />

alınmalı ve filmin başından sonuna<br />

kadar devam eden propaganda unsurları<br />

da göz ardı edilmemelidir. 17<br />

Yasaklanan filmlerin geneline baktığımızda,<br />

sansürün asıl gerekçesinin ne olduğunu<br />

daha iyi görüyoruz: “Türk aile yapısına<br />

aykırı” ve/veya resmî tarih söyleminin<br />

dışına çıkan, insanlara gerçeğin bambaşka<br />

yüzünü göstermeye yönelen filmler, devletin<br />

gazabına uğruyor. “KCK operasyonları”<br />

sırasında bu dil daha da saldırganlaştı.<br />

Müjde Mizgin Arslan ve Özay Şahin’in,<br />

belgesel çekimleri dolayısıyla Irak ve<br />

Suriye’ye gitmiş olmaları, Mizgin Arslan’ı<br />

“terör örgütünün kültür sorumlusu” olma<br />

suçlamasıyla karşı karşıya bıraktı. Belgeselin<br />

ilk gösterimi Arslan’ın gözaltına<br />

alındığı karakolda yapıldı. Bu gözaltıdan<br />

birkaç hafta önce İçişleri Bakanı İdris Naim<br />

Şahin’in sanatçılara yönelik tehdidinin<br />

gelmiş olması tesadüf değil. “Şiirle, makaleyle,<br />

resimle terörü haklı gösteriyorlar”<br />

diyen Şahin, başta Kürt hareketine destek<br />

veren sanatçılar olmak üzere, her türlü<br />

muhalif düşüncede eser ortaya koyan<br />

sanatçıları hedef göstermişti. 18 (İdris Naim<br />

Şahin’in “terörün arka bahçesi” konuşmasının<br />

hemen ertesinde Uludere/Roboski<br />

katliamının yapılmış olması ve gazetecilerin<br />

uzun süren sessizliği, bu tehditlerin<br />

etkisini görmek açısından manidardır).<br />

Gerçekleri gösterme iddasındaki bir<br />

sinema anlayışının, devleti tedirgin etmesi<br />

şaşırtıcı değil, hele kendi içinde ve dışında<br />

savaş çığırtkanlığında direten, askerî ve siyasi<br />

operasyonlarını durdurmayı reddeden<br />

bir devletse söz konusu olan! Böyle bir<br />

ortamda, Değerlendirme ve Sınıflandırma<br />

Üst Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı’ndan bir<br />

temsilci olması bizleri nasıl tedirgin etmesin?<br />

Son olarak, öğrenci Sevil Sevimli’nin,<br />

“DHKP-C örgütü üyeliği” gerekçesiyle<br />

gözaltına alınmasında “‘Damında Şahan-<br />

Güler Zere’ belgeselini göstermek ve izlemek”<br />

suç delili sayıldı. 19 Bu da gösteriyor<br />

ki, tüm bu tehditler, sadece sinemacılara<br />

yönelik değil, bu filmleri gösteren ve izleyenleri<br />

de kapsıyor.<br />

Birkaç senedir özellikle belgesele<br />

yönelik saldırıların ardında, belgesel sinemanın<br />

devletle henüz ciddi boyutlarda bir<br />

maddi bağımlılık ilişkisi kurmamış olması<br />

gerçeği yatıyor. Bunda, teknik olanaklara<br />

ulaşmanın nisbeten daha kolay, dolayısıyla<br />

bütçesinin düşük olmasının ve ticari<br />

çıkar arzuları doğuracak koşulların henüz<br />

sağlanmamış olmasının etkisi büyük. Özellikle<br />

2004’ten başlayan Bakanlık desteği 20<br />

ile devletin, bu alandaki üretim ilişkilerini<br />

dönüştürecek yeni bir ekonomik altyapıyı<br />

yerleştirmeye ve nihayetinde hukuki düzenlemelerle<br />

bunu desteklemeye çalıştığı<br />

anlaşılıyor. Böyle bir dönemde, bağımsız<br />

sinemayı, özellikle de belgesel filmleri<br />

kayıt altına alarak kontrolünü sağlamak<br />

ve maddi bağımlılıklarla sistemin içine<br />

çekmek çabasındalar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!