Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
78<br />
ne kadar tek başına işe yaramıyor olsa da<br />
(İstanbul Modern bu duruma bir örnek),<br />
uluslararası bir danışma kurulu sahibi<br />
olmak ya da tek adam yönetimindense kolektif<br />
bir karar mekanizması oluşturmak.<br />
Tek kişinin karar verici olduğu durumlarda,<br />
gerek kişisel görüşlerin yönlendirici<br />
olması gerekse daha cesaret isteyen kararlarda<br />
yalnız olmanın yarattığı güçsüzlük<br />
hissi nedeniyle oto-sansürün işlemesi<br />
çok daha olası oluyor. Türkiye’de sanat<br />
kurumları büyük sermaye şirketlerinin<br />
bünyesinde yer alıyor. Şirketin kimliğinin<br />
ön planda olduğu kurumlarda çoğu<br />
zaman bu durum, kurumun toplumsal<br />
hassasiyetlere ve kendi marka değerlerine<br />
karşı aşırı temkinli davranmasına sebep<br />
oluyor ve bu durum da eleştirel bir sergiye<br />
kurumun bünyesinde yer verilmesini<br />
imkânsızlaştırıyor. Ya da eleştirel dil kimseyi<br />
rahatsız etmeyecek bir seviyede ya da<br />
bir konuda kurgulanıyor. Örneğin Akbank<br />
Sanat, kurumun isminde bankanın isminin<br />
vurgulanması nedeniyle, gerçekleştirdiği<br />
etkinliklerde banka müşterilerinin hassasiyetine<br />
karşı duyarlılık göstermek zorunda<br />
kalıyor. Aslında ne tür işlerin halkın<br />
hassasiyeti bahanesi ile sansürlendiğine<br />
bakınca, bunun iktidarın hassasiyeti anlamına<br />
geldiğini anlıyoruz. Günün sonunda<br />
sermaye sahipleri de iktidar ile sorun<br />
yaşama noktasına gelmek istemiyor.<br />
Daha öncesinde belirli bir sanat politikası<br />
yaklaşımı ile öne çıkmayan devlet,<br />
son dönemde ortaya attığı “muhafazakâr<br />
sanat” kavramı ile hegemonyacı bir<br />
yaklaşımla önümüzdeki dönemde sansür<br />
vakalarının artacağının sinyalini<br />
verdi. Çeşitli sanat alanlarından insanlar<br />
muhafazakâr sanatın ne anlama geldiğini<br />
tartışırken, Salt’ın direktörü Vasıf Kortun<br />
“içiniz rahat olsun sanatımız mazbuttur”<br />
açıklaması ile oto-sansürün zaten yıllardır<br />
etkin bir şekilde işlediğine işaret etti. 13<br />
Aslında uzun süredir Türkiye’de gazetecilerin<br />
tutuklanması, politikacıların otoriter<br />
tavrı (Başbakan’ın “ucube” tanımlamasıyla,<br />
Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtı”<br />
isimli heykeli oldukça sembolik bir şekilde<br />
-heykelin kafası kesilerek -yıkıldı) ve<br />
sanatçılara verilen cezalar (Kürt sanatçılara<br />
verilen sanat yapmama yasakları)<br />
nedeniyle sanat ortamı daha temkinli<br />
adımlarla ilerlemekte. İçişleri Bakanı’nın<br />
sanatçıları terörün arka bahçesi olarak<br />
betimleyerek açıktan yaptığı bir uyarı da<br />
kontrol mekanizmalarının artacağının bir<br />
işareti. 14 Muhafazakârlık, devlet ideolojisi<br />
ve sermaye baskısı arasında sıkışmış olan<br />
sanatçılar ve küratörler ancak kurumlarının<br />
karar mekanizmalarında ve sermaye<br />
ile olan ilişkilerinde şeffaflaşma talebiyle,<br />
yani sanatın hangi koşullarda ve kimin<br />
için üretildiğinin sorgulanmasıyla bir ifade<br />
özgürlüğü alanı yaratma şansı yakalayabilirmiş<br />
gibi gözüküyor.<br />
Notlar<br />
1. Uncu, Erman Ata (2011) “Sansür nerede<br />
başlar?”, Radikal, 29.12.2011, http://www.<br />
radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=Radika<br />
lDetayV3&ArticleID=1073908&Date=08.<br />
01.2012&CategoryID=82<br />
2. UPSD’nin, “Sansürün ‘Koşullusu’na da<br />
‘Doğası Ticari Yaşama Uyanı’na da<br />
Hayır!” başlıklı bazı imzalar altında<br />
kamuoyuna sunulan bildiriye yanıtı,<br />
28.12.2011, http://bedribaykam.blogspot.com/2011/12/upsdnin-sansurunkosullusuna-da-dogas.html<br />
3. İnce, Elif (2012) “Sanat üzerindeki baskılar<br />
arttı”, Radikal, 08.01.2012, http://<br />
www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=<br />
RadikalDetayV3&ArticleID=1074871&Ca<br />
tegoryID=82<br />
4. Yalçınkaya, Fisun (2011) “Sansür mü küratörün<br />
seçimi mi?”, Sabah, 29.12.2011,<br />
http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/<br />
sergi/2011/12/29/sansur-mu-kuratorunsecimi-mi<br />
5. Baloğlu, Hüseyin (2012) “Fırat Arapoğlu<br />
ve Elif Öner ile ‘Müze İçinde Bir Müze’