Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kıskaç daralırken:<br />
Film festivalleri ve<br />
eser işletme belgesi<br />
Elif Ergezen<br />
Belgesel sinemacı<br />
Her aşaması düşünülerek ve adım adım planlanarak<br />
“sinemamızın yeni tarihi yazılıyor”. Öte yandan devlet<br />
ne kadar çabalarsa çabalasın, değişen ve gelişen yeni<br />
teknolojilerin ulaşılabilirliğiyle başa çıkması mümkün<br />
değil. Biz filmler yapmaya nasılsa devam edeceğiz ve onları<br />
göstermenin yollarını elbet buluruz!<br />
Son zamanlarda eser işletme belgesi olmadığı<br />
için festivallerde gösterilemeyen film<br />
vakalarıyla sık karşılaşır olduk. Bu durum,<br />
birkaç sene öncesinden işaretlerini veren<br />
ve nihayet, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema<br />
Genel Müdürü Mesut Cem Erkul’un<br />
“sinemamızın yeni tarihi yazılıyor” 1 diye<br />
ilan ettiği yeni döneme dair fikir veriyor.<br />
Bu yazıda, süreci özetleyerek, eser işletme<br />
belgesi zorunluluğunun, festivaller ve biz<br />
bağımsız sinemacılar açısından ifade özgürlüğü<br />
kısıtlamalarına ve hatta sansüre<br />
varan sonuçlarını ele alacağız.<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından<br />
kararlı bir şekilde sürdürülen<br />
Türkiye sinema sektörünü şekillendirme<br />
çalışmaları 2004’te çıkarılan 5224 sayılı<br />
kanunla hızlandı. Zira hemen ertesinde<br />
Bakanlık, yeni meslek örgütlerinin<br />
kurulmasını ve bu örgütlerin Türkiye’de<br />
özerk bir sinema kurumu kurulmasına<br />
dair çalışma yürütmek amacıyla biraraya<br />
gelmesini teşvik etti. Bunun sonucunda,<br />
2006’da sinema sektörü içindeki hemen<br />
hemen bütün örgütler toplanarak, özerk<br />
bir sinema kurumu için taslak çalışmalar<br />
yapmaya başladı. Bu platform, festivallerden,<br />
sinema yazarlarına, film merkezle-<br />
55<br />
rinden meslek birliklerine, derneklerden,<br />
vakıflardan sendikaya kadar, toplam 33<br />
örgüt 2 temsilcisinin katılabildiği bir tartışma<br />
alanına dönüştü. Platform amacını,<br />
Türkiye Sinema Kurumu yasasını yazmak<br />
olarak belirlemişti ve kurum kurulduktan<br />
sonra kendini feshedecekti. Fakat sinemacıların,<br />
kurulacağı umulan “özerk” sinema<br />
kurumunda görev alma hırsları ve elbette<br />
telif gelirlerinin göz kamaştıran miktarları<br />
belirmeye başlayınca, erkeklerin dilinin<br />
egemen olduğu sığ bir tartışma ve çıkar<br />
çatışmasıyla platform işlevini yitirdi.<br />
15 Ocak 2010’da sektördeki sekiz<br />
meslek birliği 3 (platform kadar geniş bir<br />
temsiliyeti olmayan) Meslek Birlikleri Güç<br />
Birliği adlı verilen yeni bir örgütlenme için<br />
biraraya geldi.<br />
Pangaltı’daki binanın kirası ve giderleri<br />
Bakanlık tarafından karşılandığı için Güç<br />
Birliği’ndeki meslek birliklerinin bağımsızlık<br />
iddiası zayıf kalıyor. Birliği tanımlamaya<br />
bu şekilde başlayarak onlara haksızlık<br />
yapmıyorum. Bu yazıda değineceğimiz<br />
sorunların özünde, Bakanlıkla kurulan bu<br />
maddi bağımlılık ilişkileri yatıyor. Bu bir<br />
geçiş dönemi ve şüphesiz sonunda, bu<br />
birliğin telif gelirlerini toplayan ve dağıtan