You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
70<br />
Dersim katliamının yasaklanan belgeseli: “38”<br />
Yönetmenliğini Çayan Demirel’in yaptığı, 1938 Dersim katliamının anlatıldığı<br />
“38” adlı belgeselin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Değerlendirme ve Sınıflandırma<br />
Kurulu tarafından ticari dolaşımının ve gösteriminin yasaklandığı 2007<br />
yılından günümüze kadar yaşadığı sürecin irdelenmesi iki açıdan önem teşkil<br />
ediyor: İlk olarak, bu vaka, <strong>kitap</strong>ta Elif Ergezen’in detaylarıyla anlattığı eser<br />
işletme belgesi uygulamasının, devletin elinde film üretimini kontrol ve denetim<br />
altında tutmak ve uygun görmediği filmleri yasaklamasını meşrulaştırmak<br />
amacıyla bir araca dönüştürülebileceğini gösteriyor. İkincisi, geçmişle yüzleşme<br />
iddiasıyla Dersim katliamını gündeme getiren, Meclis’te olayların araştırılması<br />
için bir komisyon kuran, “devlet adına özür dilemek gerekiyorsa özür<br />
dileyen” hükümetin, aynı zamanda katliamı belgeler ve tanıklıklarla anlatan bir<br />
belgeseli yasaklamaya devam ve ısrar etmesi hükümetin bu konudaki ikiyüzlülüğünü<br />
kanıtlıyor. Bakanlık ve yapım şirketi arasında süren davanın gidişatı<br />
ve Bakanlığın filmin yasaklanması için öne sürdüğü gerekçeler bu ikiyüzlülüğü<br />
açıkça görmemizi sağlıyor.<br />
2007 yılında filmin yapımcısı VTR şirketi tarafından, filmin kayıt, tescil<br />
ve ticari dolaşıma sunulması için Bakanlığa başvuruda bulunuldu. 18.10.2007<br />
tarihinde Bakanlık tarafından gönderilen yazıda, başvuru, Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı Değerlendirme ve Sınıflandırma kurulunca 5224 sayılı Sinema<br />
Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi hakkında<br />
kanun ve buna bağlı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasına<br />
ilişkin Usul ve Esaslar hakkında yönetmeliğin 11. maddesine göre “38”<br />
filminin “ticari dolaşıma ve gösterime sunulması uygun bulunmadığı” ifadesi<br />
ile reddedildi ve film böylece sansürlenmiş oldu.<br />
Bunun üzerine, yapım şirketi alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu<br />
belirterek kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Bakanlığa dava<br />
açtı. Dava dilekçesinde, Kurul kararının raporunun başvuru reddi dilekçesiyle<br />
beraber ekte sunulacağı belirtilmesine rağmen sunulmaması, bu sebeple adil<br />
yargılanma hakkının ihlal edildiği ve Anayasanın 38. maddesine göre ceza ve<br />
ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerinin yönetmelikle değil, ancak kanunla<br />
konulabileceği, yönetmelik kararını esas alan “38” filminin yasaklanmasının<br />
yasaya ve hukuka aykırı olduğu, usule ilişkin iptal gerekçeleri olarak belirtildi.<br />
Esasa yönelik iptal gerekçeleri olarak ise, filmin “38”in tarihe tanıklık eden<br />
geçmişle yüzleştirme, böylece travmayı rehabilite etme işlevi olan bir belgesel<br />
filmi olduğu, bir sanat eseri olması sebebiyle Anayasanın 27. maddesinde belirtilen<br />
bilim ve sanat özgürlüğü çerçevesinde korunulması gerektiği, yönetmelikte<br />
belirtilen sınırlandırma ölçütlerinin filme uymadığı, filmin kamu düzenini<br />
bozacak nitelikte somut bir tehlike yaratacak özelliklere sahip olmadığı ve bu<br />
kararı veren kurulun Anayasanın koruması dışına çıkarak yeni sınırlandırma<br />
ölçütleri yaratamayacağı, filmi yasaklayarak filmi üretenler kadar izleyenlerin<br />
de hak ve özgürlüklerinin engellendiği ileri sürüldü ve bilirkişi tayin edilmesi<br />
istendi.<br />
İlk bilirkişi raporunun filmin aleyhine karar vermesi üzerine, yapımcı<br />
şirket rapora itiraz etti ve yeni bilirkişiler tayin edilmesini istedi. İkinci bilirkişi