Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
82<br />
tanımlayarak, esas siyasi ve ekonomik<br />
nedenlerin üzerini kapatıyor. 1<br />
Heykellerin, belirleyici oldukları<br />
kamusal alanda değişmeyen öğe olarak taşıdıkları<br />
mesajı sabitlemeleri, işaretledikleri<br />
momentlerle kurdukları tarihsel anlatı,<br />
geçmişe ve geleceğe yönelik hafızayı inşa<br />
ederken üstlendikleri rol, iktidar tarafından<br />
tedirgin edici bulunabilir. Buradan<br />
hareketle, İnsanlık Anıtı’nın yıkılma sürecini,<br />
heykelin yapılma nedenleri, konumu,<br />
anlamı ve algılanışını ve Başbakan’ın ziyaretinden<br />
önceki dönemi analiz etmeden,<br />
yukarıda bahsedilen alışageldik refleksle<br />
çözümlemeye çalışmak naiflik olacaktır.<br />
“İnsanlık Anıtı”, sansür ve sanatçının<br />
ifade özgürlüğü açısından ilginç bir vaka.<br />
Yıkımı sözkonusu olduğundan itibaren<br />
sanatçılar, sivil toplum kuruluşları ve medyada<br />
farklı tepkiler oluştu. Kimileri peşinen<br />
Mehmet Aksoy’a destek verirken ve<br />
anıtın yıkılmasına karşı kampanya yürütürken,<br />
bazıları tarafından anıt projesinin<br />
gelişimi, heykelin amacı ve estetik değeri<br />
sorgulandı. Hatta Siyah Bant sitesinde<br />
sansürlenen sanat eserleri kapsamında yer<br />
alması birçok sanatçı tarafından eleştirildi.<br />
Bu sebeple, Anıtın hikâyesini tüm boyutlarıyla<br />
tahlil etmenin ve üzerine düşünmeye<br />
devam etmenin gerekli olduğu kanısındayım.<br />
2<br />
Anıt yapma fikri AKP’li Kars Belediye<br />
Başkanı Naif Alibeyoğlu tarafından ortaya<br />
atıldı. Alibeyoğlu, Ermenistan’a komşu<br />
fakat sınırlarının kapalı olduğu, dolayısıyla<br />
sınır ticaretinin getirisinden yoksun,<br />
sürekli iç göç veren, gittikçe yoksulluğun<br />
arttığı Kars’ı kalkındırmak, “Kafkasya’nın<br />
Davos’u” yapabilmek için kentin bir cazibe<br />
merkezi haline getirilmesi gerektiğini düşünüyordu.<br />
Bunun gerçekleşmesi için, kentin<br />
Türkiye’nin Marka Kültür Kentleri’nden<br />
biri ilan edilmesi için uğraştı. Alibeyoğlu,<br />
yıllardır düzenlediği film festivallerinin<br />
yanında, kentin sembolü olacak bir mekân<br />
yaratma arayışındaydı. Anadolu Kültür’ün<br />
kurucusu Osman Kavala’nın önerisiyle<br />
heykeltraş Mehmet Aksoy ile çalışmaya<br />
karar verdi. Alibeyoğlu, Aksoy ve Mimarlar<br />
Odası Başkanı Oktay Ekinci anıtın Kale’nin<br />
yanındaki tepede savaşlarda kullanılmış<br />
tabyanın üzerinde yapılmasına karar<br />
verdiler. Bu yerin seçilmesinde üç nokta<br />
önemliydi: Tepe şehre hâkimdi, karşısında<br />
savaş sembolü olan Kars Kalesi vardı ve<br />
savaş karşıtı bir heykel tasarlanacağından<br />
bir tabyanın üzerinde olması içeriğe<br />
çok uygundu. 3 Proje kapsamında, anıtın<br />
altındaki tabyanın temizlenerek müzeye<br />
dönüştürülmesi amaçlanıyordu. İnsanlık<br />
Anıtı için Kasım 2005’te Belediye Meclisi<br />
kararı alındı. Akabinde, Erzurum ve<br />
Diyarbakır Koruma Kurulu çevre düzeni de<br />
dâhil olmak üzere projenin yapılmasına<br />
onay verdi. Böylece, 35 metre yüksekliği<br />
ile Türkiye’nin en yüksek heykeli olması<br />
planlanan heykelin yapımına başlandı.<br />
Anıtın tasarımına bakıldığında, heykelin<br />
karşı karşıya bakan iki insan figüründen<br />
oluştuğu ve figürlerden birinin diğerine<br />
elini uzattığı, heykelin alt kısmında,<br />
sürekli su akıtılan bir göz figürü yer aldığı<br />
görülür. Buna ek olarak, heykele bir anıt<br />
özelliği kazandıracak çevresel düzenlemeler<br />
yapılması planlanıyordu. Kafe, restoran<br />
ve etkinliklerin düzenleneceği bir amfitiyatro<br />
inşa edilecek, heykelin tepesine<br />
Kafkaslar’dan görülmesi için lazer ışığı<br />
konulacaktı. Mehmet Aksoy heykeli ve<br />
heykelin anlamını şöyle tarif ediyor:<br />
İnsanlık Anıtı, her şeyi gören ve hafızasında<br />
saklayan, iç içe derinleşerek giden<br />
insanlık ve ilahi vicdanı sembolize eden<br />
kanayan bir göz ve bu gözün üstünden<br />
yükselen, ikiye bölünmüş bir insandan<br />
oluşuyor. 4<br />
Karşı karşıya konmuş, kendi kendine<br />
düşman edilmiş bir durum var burada.<br />
Bu iki figür orada uzanan elle tekrar bir<br />
insan oluyor. Yoksa bu kinler, kavgalar,<br />
savaşlar bizim insan olma yolunda